İsmail Yağcı
Fatih Sultan Mehmet Han zamanından beri, adı Fener Rum Patriği olan, Türkiye’deki Ortodoks Rumlar’ın din işlerine bakan kimse, son senelerde cür’etkâr bir tavır ile, kendisini “Ortodoks Ekümenik Patriği” olarak görmekte ve bunu da açık açık Türkiye Cumhuriyeti devletine deklare etmektedir.
8 Ağustos 2003 günü, yanında birçok avukatı ile Türk Dışişleri Bakanı sayın Abdullah Gül’ü makamında ziyaret eden Fener Rum Patriği Bartholomeos, ziyaret sonunda şaşırtan beyanatlar vermiştir.
Yanında avukatları ile yapılan ziyareti, bence kesinlikle ret etmek lazım idi.. Her ne kadar patrik “ben bütün hukuki durumları bilemediğim için avukatlarımı getirdüm” dediyse de bu beyan doğru değildir. Bu geliş bir gösteridir. Hatta bir gözdağı vermektir.
Türkiye Cumhuriyeti devletine bir “Bağımsızlık” dayatması şeklindeki çirkin davranıştır.
Lozan anlaşmasının patrikhane ile ilgili maddeleri, maalesef delik deşik edilmektedir.
Zira Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş başlangıcı olan bu anlaşmaya göre, Patrik bir T.C. vatandaşıdır. Sadece İstanbul’da bulunan, Ortodoks Rumlara, dini meselelerde hakemlik edecek bir konumdadır. Yani bu Patrik İzmir’deki, Ankara’daki ve sair bir Türk şehrindeki Rumlar ile herhangi bir girişimde de bulunamaz. Bulunursa suçtur.
Yine Lozan anlaşmasına göre Ortodoks ve sair azınlıklar, İstanbul hariç hiçbir Türk şehrinde yerleşemez. İstanbul’da kalan Ortodoks Rum sayısı 3 bin kişiden azdır. Ancak üç bin kişinin dini işlerine yetkili kılınan Patrik efendi, Ekümenik unvanını gasp ederek, bütün dünya Ortodokslarının liderliğine oynamaktadır.
Rus Ortodoksları Fener Rum Patriğini lider olarak tanımaz.
Yunan Ortodoksları yani merkezi Aynaroz manastırları olan din örgütü, Patriği hiç sevmez ve kabul etmez.
Bulgarlar beş yüz senedir, ayrı bir Patriklik kurmuş ve EKZHARLIK adıyla patrik hanenin karşısına demirden inşa edilmiş bir Kilise kurmuşlardır.
Güney Slavları olan Sırp ve sair Ortodokslar Feneri tanımazlar.
Peki Patrik Bartholomeos kimin Ekümeniğidir. Bu kişi açıkça Bizans İmparatorluğuna oynamaktadır. Fener bölgesinde senelerdir, 100 bin metre kareden fazla ev ve arsayı el altından cemaat adamlarına aldırmıştır. Niyeti de Ortodoks Vatikandır.
Şimdi de bunları, AB kara sevdasına tutulmuş olan bazı idarecileri tehditte kullanmak istemektedir
Patrik eğer bazı dilek ve istekleri varsa ancak; Diyanetten sorumlu devlet bakanı sayın Aydın’ı ziyaret etmeli idi.
Dışişleri Bakanını hem de bir kalabalık heyetle ziyareti, Amerika ve Avrupa’ya mesaj niteliği taşır. Sanki bir devletin adına dış işleri ile temas görüntüsü verilmiştir.
Madem ki bu seviyede temaslara Patrikhane açık, o zaman Türk güvenlik güçleri, Maliye Bakanlığı elemanları, İçişleri Bakanlığı mensupları ve hatta Türk Diyanet yetkilileri bu kurumu derhal denetlemeli ve sonucunda da gereken işlemleri yapmalıdır.
Zira Patrikhaneden, beynelmilel bir çalışma olan Ekümenik kokuları yayılmaktadır.
Patriğin Heybeliada Ruhban Okulu ile ilgili çalışmalarını bu yazıma sığdıramayacağım belli idi. Onu nasip olursa bundan sonraki bir yazımda, Patrikliğin, Osmanlıya ihanetleri ile birlikte yazmak istiyorum.
Yorumlar kapatıldı.