İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sağlık Problemleri IV: Kolit

Bugünkü konumuz kolit.

Kalınbağırsağa tıp dilinde “kolon” denir. Kolon’un iltihaplanmasına da “kolit” denir.

Kolit’in birden başlayıp 1-2 haftada geçen tipine “akut” (ivegen, “aigue”) kolit denir. Genellikle tedaviye cevap verir ve çabuk iyileşir.

Uzun süre devam eden ve kolay kolay iyileşmeyenine de “kronik”kolit denir. Genel olarak kolit dendiğinde bu kronik form anlaşılır. Kolit deyimi çoğu kez yanlış kullanılır. Sık sık ishal olan veya kabızlığı bulunan kimseler, karnı ağrıyanlar kendilerinde “kolit” bulunduğunu ifade ederler. Seneler önce bir hekim ona koliti olduğunu söylemiştir, o da bu teşhisi benimsemiştir. Kendisinde kolit bulunduğunu söyleyen hastaların sadece %5 inde gerçek kolit mevcuttur. Kolit ciddi ve bazen hayatı tehdit eden bir hastalıktır. Kalınbağırsakta yaralar bulunur. Bunlar sık olarak kanar. Yani dışkı genelde kanlı ishal şeklindedir. Kolonoskopide yaralar görülür, biyopsi ile teşhis konur. Kanlı dışkısı bulunmayanlarda kolit olasılığı yok denecek kadar azdır. Uzun süren tedavilere rağmen iyileşmeyen vakalarda amelyatla kalınbağırsağın hasta bölümü çıkarmak zorunda kalınır.

Kendisinde “kolit” bulunduğunu söyleyen hastaların çoğundaki hastalık kolit değil, “aşırı kolon duyarlığı” (irritable colon disease) hastalığıdır. Bu hastalık tamamen sinirseldir ve kolonoskopi yapıldığında kalınbağırsakta hiçbir şey görülmez, tamamen normaldir.

Sindirim kanalı (yemekborusu, mide, ince ve kalınbağırsaklar) hareketli organlardır. Yutulan lokmalar mide ve bağırsaklarda sürekli olarak aşağıya doğru hareket eder. Sindirilen kısımlar bağırsaklarda emilirler, sindirilemeyen posa kısmı, dışarı atılmak üzere, makada (anus) kadar iner. Sindirim kanalının bu hareketliliğini sağlayan kaslar, irademizle çalışmazlar. Tıpkı kalbimiz gibi biz bağırsaklarımızın çalışmasını kontrol edemeyiz. Bu iş kendi kendine olur. İrademiz dışı emir ileten sinirlere “otonom sinirler” denir. Bu sinirler iki gruptur : “Parasempatik sinirler” hareketleri hızlandırırlar. “Sempatik sinirler” ise bağırsak hareketlerini yavaşlatırlar. Bu iki sistem dengeli çalıştığında her şey normal gider. Parasempatik sinirler baskın olduğunda ishal, sempatikler üstün olduklarında kabız bulunur.

Bu gibi kimselerde kalınbağırsaklarda yer yer sıkışma (spazm) bulunur. Hem kabız vardır, hem de dışkı sert küçük parçalar halindedir (keçi pisliği gibi dışkılama). Bunlarda bağırsaktaki gazların çıkışı da güçleşmiştir. Karın ağrıları ve karında gurultu bulunur. Bu tip rahatsızlığa “spastik kolon” da denir.

Aşırı kolon duyarlığı olan hastaların bir bölümünde ise ishal ön plandadır. Bunlarda parasempatik sinir hakimiyeti vardır. İshalde kan bulunmaz. İshal korkusundan sokağa çıkmağa çekinirler. Sinirlerin bozuk olduğu günlerde şikâyetler daha da artar.

Aşırı kolon duyarlığı daha çok kadınlarda bulunur. Dört hastanın üçü kadındır.

Bu hastaları önce ciddî ve organik bir hastalıkları bulunmadığına ikna etmelidir. Çeşitli tahlillerle birlikte kolonoskopi mutlaka yapılmalıdır. Kolonoskopinin normal çıkması hem hastayı, hem de hekimi rahatlatır. Xanax gibi sakinleştirici ilâçların yararı olur. Bağırsak hareketlerini düzenleyen Tribudat veya Debridat forte gibi ilâçlar (3×1) , spazma bağlı karın ağrıları varsa Buscopan gibi spazm gidericiler, ishal ön planda ise Lopermid, Lomotil gibi ishal kesiciler verilir.

Perhizin rolü azdır. Evde yediklerinin “gaz yaptığını”, “dokunduğunu” söyleyenler tatile çıktıklarında, gezilerde zararlı sandıkları yiyecekleri bol bol yemelerine karşın hiçbir şikâyetlerinin olmadığını hayretle görürler. Yine de ishal dönemlerinde çiğ salata ve meyveler azaltılmalı, kabız dönemlerinde ise bunlar artırılmalıdır. Stresli günlerde sakinleştiriciler alınmalıdır.

Kalın sağlıcakla

Yorumlar kapatıldı.