Türkiye, yedi milyon silahla Avrupa Birliği’ne girebilir mi?
Türkiye’de son 15 günde meydana gelen ‘kaza kurşunu’ ölümleri bireysel silahlanma ve silah kullanımı tartışmalarını tekrar gündeme taşıdı.
İzmir Foça’da Ali Star Grimason (2,5) isimli İskoçyalı bebek iki hafta önce bir serseri kurşuna kurban gitmişti. Üç gün önce de İstanbul Bağcılar’da İbrahim Demircan isimli vatandaş bir polis memurunun silahından çıkan kurşunlarla hayatını kaybetti.
Bakırköy Psikiyatri Tedavi ve Araştırma Merkezi’nde (BAPAM) silah profili ve suç araştırmaları yapan Psikiyatrist Dr. Ayhan Akcan’ın verdiği bilgiler Türkiye’nin içinde bulunduğu tehlikenin boyutlarını ortaya koyuyor. Akcan’a göre, 15 yılda Türkiye’deki ruhsatlı silahlar 40, ruhsatsız silahlar ise 100 kat arttı. Türkiye’de 2 milyon ruhsatlı, 5 milyon ruhsatsız olmak üzere 7 milyon kişide silah bulunuyor. Dr. Akcan, artarak devam eden silahlanmanın Türkiye’nin karşısına Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik konusunda engel olarak çıkarılabileceğine işaret ediyor. Foça’da serseri kurşuna kurban giden İskoçyalı bebek Grimason’un yakınlarının cenaze merasiminde dile getirdiği, “Türklerin AB’ye girmesi için silahsızlanmayı şart koşalım.” sözlerini hatırlatan Akcan, şu bilgileri veriyor: “Türkiye’de her 4 evden birinde silah var. Son 5 yılda işlenen suçlar, intihar olayları, aile içi şiddet ve namus davalarında işlenen cinayetlerin çoğu bu silahlarla işleniyor.
Avrupa, kırsal–kentli Türkiye’nin bu yükünü taşıyamaz. Bireysel silahlanmanın önüne geçilmedikçe böyle cinayetler sürer. Bu konu AB tarafından karşımıza önemli bir engel olarak da çıkarılır.”
Türkiye’deki bireysel silahlanmanın dünya ve Avrupa silahlanma raporlarında da önemli bir yer tuttuğunun altını çizen Akcan, 1989’da 50 binlerde bulunan silah sayısının 15 yılda, ruhsatlı silahlarda 40, ruhsatsız silahlarda ise 100 kat arttığına dikkat çekti. Akcan’ın araştırmalarına göre devlet, ruhsatlı silahların taşıma ve bulundurma ruhsatlarından yaklaşık 250 trilyon lira gelir elde ediyor. Silah sahipleri her yıl yenilenen taşıma ruhsatı için 1 milyar, bulundurma ruhsatı için 250 milyon lira para ödüyor. 2 milyon ruhsatlı silahın geliri 250 trilyonu buluyor. Türkiye’deki silahların yüzde 50’sinin yurtdışından getirildiğine dikkat çeken Akcan, son 10 yılda Türkiye’ye giren 5 milyona yakın ruhsatsız silah için yaklaşık 500 milyon dolar ödendiğini vurguladı.
Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre 2002 sonu itibarı ile taşıma ve bulundurma olmak üzere toplam 698 bin 925 ruhsat verilmiş. Yine 2000–2003 yılları arasında işlenen suçların her yıl için yüzde 5’i ateşli silahlarla işlenmiş. Ateşli silahlarla işlenen suçların yüzde 70’i ise ruhsatsız silahlarla işlenmiş. Silahlar yüzünden yılda 10 bine yakın insan yaralanırken, 3 bin kişi de hayatını kaybediyor.
İstanbul’da 1997–2002 yılları arasında verilen ruhsatlı silah sayısı 146 bin 62. Dört yıllık sürede İstanbul’da meydana gelen bin 887 ölümün yüzde 42’sinin sebebi tabanca. Yine dört yılda meydana gelen 9 bin 486 yaralanma olayının yüzde 40’ı silahla gerçekleştirilmiş. İstanbul’da 39 bin 652 taşıma ruhsatlı silahın yüzde 30’u kamu görevlisi, yüzde 17’si emekli kamu görevlisi, yüzde 7’si işadamı, yüzde 5,8’i kuyumcu, yüzde 4,7 şirket, yüzde 3,7’si müteahhit, yüzde 3,1’i avukat ve noter, yüzde 1,3’ü de gazeteciler tarafından alınmış.
BAPAM’ın anket sorularına cevap veren silah sahiplerinin yüzde 80’i silahın çocuk için risk oluşturduğunu düşünüyor ve kesinlikle kullanmasını istemiyor. Tespitlere göre, silah ruhsatı alanların yarısı ‘bilinçsiz bir tercihle sahip oldukları’ için ruhsat yenilemek istemiyor.
Fatih Uğur / İstanbul
20.07.2003
Yorumlar kapatıldı.