ANKARA – Türkiye, sağlık, eğitim ve kişi başına düşen milli gelir göstergelerinin bir arada değerlendirilmesiyle hesaplanan ‘İnsani Gelişme Endeksi’ (İGE) sıralamasında 175 ülke arasında bir yılda 11 sıra gerileyerek 85’ten 96. sıraya düştü. Türkiye için endeks değeri 1 üzerinden 0.742’den 0.734’e geriledi. Birinci sıradaki Norveç’in endeks değeri ise 0.944 olarak hesaplandı. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nca (UNDP) 2001 verilerine dayanarak hazırlanan 2003 ‘İnsani Gelişme Raporu’nu, Türkiye Daimi Temsilcisi Jakob Simonsen açıkladı.
Büyütmek için tıklayınız
Türkiye 2001’de bir önceki yıl kendisinden gerideki Jamaika, Türkmenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Paraguay, St Vincent, Arnavutluk, Dominik Cumhuriyeti, Tunus, Ürdün, Samoa ve Guyana gibi ülkelerin altına indi.
Türkiye ile aynı yıl ciddi kriz yaşayan Arjantin’in 34. sırada yer aldığı sıralamada Türkiye, Macaristan, Slovakya, Uruguay, Estonya, Kosta Rika, Küba, Trinidad, Libya, Romanya, Surinam, Fiji gibi ülkelerin de altında bulunuyor. 1990’lı yılları savaşla geçiren Hırvatistan, Arnavutluk, Makedonya, Bosna Hersek ile Lübnan da İnsani Gelişmişlik Endeksi’nde Türkiye’nin önünde gidiyor. Komşuları içerisinde ise Yunanistan, Gürcistan ve Bulgaristan’ın gerisinde olan Türkiye Ermenistan, Suriye ve İran’ın ise önünde yer alıyor.
Borçlar gücü tüketiyor
Rapora göre, kalkınmakta olan 100 ülke sıralamasında Türkiye gelir ve insani kalkınma açısından 22. sırada yer alıyor. Yaşam süresinin 70.1 yıl (kadınlarda 72,8 yıl, erkeklerde 67,6 yıl) olduğu Türkiye’de, ömür beklentisi 1970’li yıllarda 57.9 yıldı. Yetişkinlerde yüzde 85.5, genç nüfusta yüzde 96.7 okuryazarlık oranına karşılık, okullaşma oranı halen düşük seviyede, yüzde 82 olarak hesaplandı. Kamu harcamasında eğitim ve sağlık gayri safi yurtiçi hasılada (GSYİH) sırasıyla yüzde 3.5 ve 3.6 pay alabilirken, askeri harcamalar GSYİH’nın yüzde 4.9’u, borç ödemeleri ise yüzde 15.2’si seviyesinde.
Sağlıkta gelişme yetersiz
1970’li yıllarda 1000 canlı doğumda 150 olan bebek ölüm hızı, 2001’de 36’ya; 201 olan 5 yaş altı çocuk ölüm oranı 43’e geriledi. Bu oranlar gelişmiş ülkelerde sırasıyla 9 ve 11. Türkiye’nin içinde yer aldığı orta gelişmişlik düzeyindeki ülkelerde de 46 ve 61 olarak hesaplandı. Yüz bin kişide 55 olarak hesaplanan gebelik ve doğumda anne ölümünde gelişmiş ülke standartlarına (25) oldukça yaklaşmış durumdayız.
Türkiye, kadının konumu ve gelişmişliği endeksine göre ise ölçülebilen 144 ülke içerisinde 81. sırada yer aldı. Kadının topluma katılımı endeksi için ölçülen 70 ülke içinde ise 66. sırada yeraldı. Erkeklerde yüzde 65 olan okullaşma oranı kadınlarda yüzde 54’te kalırken, erkeklerde yüzde 93.7 olan yetişkin okuryazarlık oranı da kadınlarda yüzde 77.2 olarak hesaplandı.
Rapora göre, İGE verileri 21 ülkede 1990’lar boyunca gerileme kaydetti. Böyle uzun dönem boyunca gerileme yaşayan ülkelerin sayısı, 1980’li yıllarda yalnızca dörtte kalmıştı. Gelişmekteki 54 ülkede ortalama gelir düzeyi 10 yıllık ortalama itibarıyla sürekli geriliyor. Bunun olağandışı olduğu vurgulanan raporda, zengin ülkelerin elini cebine sokması çağrısı yapıldı.
Dünyada her beş kişiden birini oluşturan 1.2 milyar insan, günde 1 doların altında mutlak yoksulluk içinde yaşıyor. Gelişmekte olan ülkelerde her gün 800 milyon insan aç yatıyor. Son on yılda ishalden ölen çocuk sayısı 13 milyonu aştı. Dakikada bir kadın gebelik ya da doğumda ölüyor. Yılda 2 milyon kişi veremden, 1 milyon kişi sıtmadan yaşamını yitiriyor. Bu verilerin gelecek 20 yılda iki katına çıkması bekleniyor. Dünyada 42 milyon AİDS’linin 39 milyonu ise gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor.
1.4 milyon mutlak yoksul
Türkiye’nin, satın alma paritesine göre kişi başına milli geliri yüzde 15 azalarak 6 bin 974 dolardan 5 bin 890 dolara gerilemesine karşın, bu alanda 80’inci sırada yer aldı. Rapora göre, nüfusun yüzde 2’si olan 1 milyon 386 bin kişi günde 1 dolarla ‘mutlak yoksulluk’ sınırında. Nüfusun yüzde 10’unu oluşturan 7 milyon 138 bin kişi günde 2 dolarla yaşam savaşı verirken, en zengin yüzde 10’luk kısım milli gelirin yüzde 30.7’sini alıyor. En yoksul yüzde 10’luk kesimin aldığı pay yüzde 2.3’te kalıyor. Nüfusun en zengin yüzde 20’lik bölümü ise milli gelirin yüzde 46.7’sini alıyor.
Endeks nasıl hesaplanıyor?
İnsani Gelişme Endeksi’nin (İGE) hesaplanmasında sağlık (ömür beklentisi), eğitim ve kişi başına düşen milli gelir olarak üç temel gösterge esas alınıyor. Sağlık başlığının altında bebek ve anne ölümleri, içme suyuna ulaşım, kişi başına düşen doktor sayısı, sıtma, kızamık, AIDS gibi hastalıklarla mücadelede etkinlik gibi veriler yer alıyor. Eğitim başlığının altında ise kişi başına düşen eğitim yılı, okullaşma oranı, 5. sınıfa erişme oranı, eğitime ayrılan pay, kadınların eğitimi gibi konular bulunuyor. Kişi başına milli gelir de, ülkelerdeki fiyat farkından hareketle yerel paralarla satın alınabilen mal ve hizmetlerin dolar karşılığı hesaplanarak bulunuyor. Bunların toplamı ‘1’ kabul ediliyor ve eksikliklere göre puan düşüyor. 1’e yaklaştıkça, insani gelişmede durum iyileşiyor. Birinci olan Norveç’in değeri 0.944, sonuncu Sierra Leone’nin 0.252. Türkiye’nin geçen yılki raporda 0.742 olan İGE değeri, bu yıl 0.734 oldu. Türkiye’nin, ekonomik verilerdeki sıralaması çok kötü değil. Ancak, özellikle kadın ve çocuğa yönelik eğitim ve sağlık hizmetlerindeki yetersizlik nedeniyle İGE değeri 0.700 ile 0.800 arasında oynuyor. Sosyal kalkınma programlarının sonuçlarının alınmasıyla, Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda gelişmiş ülkelere yaklaşacağı belirtiliyor.
Yorumlar kapatıldı.