David L. Phillips
Ermenistan’la sınırı açmak, Türkiye’nin ulusal çıkarlarının lehine. Seyahat ve ticaret, Türkiye’nin ekonomisini teşvik eder ve Ankara’nın bölgedeki konumunu güçlendirir. Anlaşmalar da sınırların açılmasına zemin teşkil eder nitelikte.
Ermenistan, tüketim maddeleri, zirai ürün ve donanımlar dahil, Türk malları açısından bir ihracat pazarı. Sınırların açılması halinde, enerji, ticaret ve turizm alanlarında ortaya çıkacak ekonomik fırsatlar yıllık 1 milyar dolara tekabül edecek.
Buna ek olarak, kara ve demiryolu bağlantıları, Türkiye’yi Avrupa ve Asya arasında paha biçilmez bir köprü konumuna taşır. Kars-Erivan ve Kars-Gümrü demiryolu hattında ulaşımı tekrar başlatmak, bölgesel enerji projelerini mümkün kılar, bölgesel elektrik kaynaklarını birbirine bağlayıp ve elektrik maliyetlerini düşürerek, ekonomiyi canlandırır. Malların Türk limanlarından çıkış yapması, hatırı sayılır nakliye vergilerini beraberinde getirir. Türk iş çevreleri, 21. asrın ‘İpek Yolu’nun, Türkiye’nin başına konan devlet kuşu olabileceğine inanıyor.
1921 tarihli Moskova ve Kars Anlaşmaları Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınırı tayin eder. Kars Anlaşması’ nın 17. maddesi, ‘iki ülke arasında sürekli bir iletişim’ olacağını ve iki ülkenin ‘demiryolu, telgraf ve diğer iletişim araçlarının devamı ve geliştirilmesinin yanı sıra, insanların ve malların serbest dolaşımının güvenliğini sağlamak için gereken önlemleri almakla’ yükümlü olduğunu belirtiyor.
Bazıları sınırları açmanın, Ermenistan’ın toprak iddialarını tekrar gündeme getirebileceğinden kaygı duyuyor. Bu kaygılar temelsiz. Şubat 2001’de, Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan, Ermenistan’ın Türkiye’den toprak talebi olmadığını teyit etti. Ermenistan, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü’nün (AGİT) bir üyesi sıfatıyla, Türkiye’nin toprak bütünlüğüne saygı göstermekle yükümlü.
Bugün, sivil toplumun sınırların açılmasına hızla büyüyen bir desteği söz konusu. Türk-Ermeni Uzlaşma Komisyonu 2001’de kuruldu ve diyaloğun ve ilişkilerin geliştirilmesinin faydalarını anlatmak yönünde sürekli bir çalışma yürüttü. Türkler ve Ermeniler arasında giderek yaygınlaşan görüşleri yansıtan Komisyon, son olarak her iki ülkenin yararına sınırların açılması çağrısında bulundu.
Sınırın açılması, pratik yararlarına ek olarak, Türkiye’nin dünya gözündeki saygınlığını da artıracak. 10 ay sonra, muhtemelen Türkiye’de yapılacak NATO zirvesi, Ankara’nın, Kafkaslara geçiş yolu, Yakındoğu’da arabulucu bir güç ve Irak’ın toprak bütünlüğünü korumak bakımından olumlu bir etken olarak oynadığı rolü anlatması için ideal bir platform.
Uluslararası toplum, ABD de dahil, sınırın açılması yönündeki bir kararı memnuniyetle karşılar. Amerikalı yetkililer, terörizme karşı mücadelede ülkeler arasındaki işbirliği ve dayanışmanın, küresel güvenliği güçlendireceğine inanıyor. Irak savaşının ardından, yanlış anlamalar ve
incinen duygular da etkisini yitirir. Ortada bir zorlama veya dış baskı yok. Sınırı açma kararı tamamen, ülkenin ulusal çıkarlarını korumak yönünde hareket eden Türk hükümetinin vereceği, kendi menfaatine dayalı bir karar olacak.
Türkiye için sınırı açmak ve ticari işbirliğinin meyvelerini toplamak bakımından çok uygun bir dönem. Küreselleşme, ülkeleri ortak çıkarlarının peşinde birbirine bağlıyor. Türkiye bundan faydalanmalı, gereken adımları atmaktan geri bırakılmamalı.
(ABD Dış İlişkiler Konseyi Önleyici Faaliyetler Merkezi’nde uzman ve başkan yardımcısı, Türk-Ermeni Uzlaşma Komisyonu Başkanı, Radikal’e özel)
Yorumlar kapatıldı.