Doğan Hızlan
BEN bütün tarihi ve dini mekánlarda sanat etkinliklerine, özellikle konserlere yer verilmesini savunurum. Özelliklerine, saygınlıklarına dikkat etmek şartıyla.
Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’nin açılış konserinin Ayasofya Müzesi’nde gerçekleşmesi, kültürlerin, dinlerin kesişme noktası İstanbul’a yaraşır bir proje olarak kutlanmalı.
Gürer Aykal yönetiminde Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın repertuvarı, bu mekán için ideal bir seçimdi.
Ahmet Adnan Saygun’un Yunus Emre Oratoryosu ve Mozart’ın Requiem’i.
İslam dünyası ile Hıristiyan dünyasının uhrevi ruh hali bu müzikte buluşmuştu.
Ayasofya, 1935 yılında Atatürk’ün isteğiyle müzeye dönüştürüldü.
Böylece Ayasofya, artık Müslümanlığın ve Ortodoksluğun ibadet yeri olma hüviyetini tarihe bırakıyor, bugün müze özelliği taşıyor.
Zaten 1935 yılında alınan bu müzeye dönüştürülme kararı da, kısır tartışmalara son vermek içindi.
Birçok ülkede bütün dini mekánlar, ibadethaneler, onların kimliklerine aykırı düşmeyen, saygınlıklarına halel getirmeyen etkinliklerin düzenlendiği, konserlerin verildiği yerlerdir.
İKSV (İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı) Şakir Eczacıbaşı, açış konuşmasında gelecek yıla dair de bu bağlamdaki tasarılarından söz etti:
‘‘Gelecek yıl, bu girişimimizi daha da geliştirerek, programa Ortodoks Rumların Aya Triada Katedrali’nde, Müslümanlarınsa Sultanahmet Camii’nde dinsel müziklerini sunmalarına yer vermeyi umuyoruz.’’
Sultanahmet Camii’nde huşu içinde Dede Efendi’nin bir ayinini dinlemeyi hayal ediyorum.
* * *
BÜTÜN ülkeler tarihi, mimari, dini miraslarını en iyi, en verimli, en etkileyici ve uluslararası kültür ve turizm arenasında dikkati çekecek biçimde kullanıyorlar.
Yıllar önce Mısır’da piramitlerde seyrettiğim Giuseppe Verdi’nin Aida operası icrasını her zaman anımsıyorum, o operayı ne zaman dinlesem, gözümün önünde atlıların zafer dönüşü piramitlerin arasından inişi canlanıyor. Başka şehirlerde, başka sahnelerde seyrettiğim Aida görüntülerinin hepsini bu sildi.
Gene Kahire’de Kavalalı Mehmet Ali Paşa Camii’nin avlusunda Dr. Nevzad Atlığ yönetiminde Kültür Bakanlığı Türk Musikisi Korosu’nun konserini de unutamıyorum.
O mekána uygun eserler beni her zamankinden daha çok etkilemişti..
Ben Aya İrini’de defileler yapıldığı zaman buna itiraz etmiş ve buranın ağırlığına uygun olmadığını belirtmiştim.
Hiç kuşkusuz şimdi de aynı düşünceleri bu mekánlar için de taşımaktayım.
İnanınız ki bu binaların amacına uymayan kullanımına elbette karşı duracağım.
* * *
HEPİMİZ kafamızdaki, kendimize göre tasarladığımız Ayasofya saplantısından kurtulursak, buranın artık bir müze olduğu gerçeğine alışırsak bu tartışmalar ortadan kalkar.
Yorumlar kapatıldı.