Hüseyin ALKAN / LEFKOŞA
Türkiye’nin 40 yıl aradan sonra kapılarını açtığı Rumların İstanbul seyahati, eylül ayında yaşanan komik bir olayı gündeme getirdi. Davetli olarak İstanbul’a gelen Maria adlı bir Rum kadın, Ayasofya diye Sultanahmet’e koşup, haç çıkarıp dua etmiş.
Avrupa Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren European Center for Common Ground adlı sosyal araştırmalar merkezi, ‘Medyanın Kıbrıs Sorunu’ndaki Rolü’ konulu bir atölye çalışması düzenledi. Türkiye, Yunanistan, KKTC ve Güney Kıbrıs’tan gazeteci, akademisyen ve iletişim fakültesi öğrencilerinin davet edildiği etkinliğe Yeditepe Üniversitesi evsahipliği yaptı.
Üç günlük atölye çalışmasının sonunda özellikle Rum ve Yunanlılar için bir İstanbul turu düzenlendi. Otobüs Sultanahmet Meydanı’nda durdu. Herkes otobüsten indi. Maria adlı Rum kadın gazetecinin kaybolması endişe yarattı. Maria, kendisini Aya Sofya’da bekleyen gazeteci arkadaşlarına başına geçenleri Türk gazeteci Cem Emre’ye şöyle anlattı:
‘Otobüsten iner inmez Ayasofya’ya koştum. Avludan içeri girer girmez ağlamaya başladım. Rüyalarım gerçek olmuştu. Dizlerim üzerine çökerek dua etmeye başladım. Kendimden geçmiştim. Haç çıkarırken, kara çarşaflı kadınlar ve sarıklı adamların bana tuhaf tuhaf baktıklarını fark ettim. Dua ettiğim yerin Ayasofya değil Sultanahmet Camii olduğunu öğrenince koşa koşa buraya geldim.’
Aya Sofya, Patrikhane ve Adalar, Rumların dualarını süslüyor. Şimdiye kadar çeşitli etkinler (spor karşılaşmaları, uluslar arası kuruluşların düzenlediği konferanslar, atölye çalışmaları vb) için İstanbul’a gelen Rumlar soluğu önce Aya Sofya’da alıyor. Rumlar daha sonra Patrikhane’ye gidiyorlar.
Yorumlar kapatıldı.