İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

azg: BİZİM KALİTE VE ÇEŞİDİMİZ DAHA İYİDİR

Onlarca firma, kuyumcu ve dizaynrlar dün Erivan’da açılan 6.Uluslararsı Kuyumculuk Sergisindeydiler. Burada sadece, altın süslemeler ve taşların çeşidi değil, altın, gümüş ve değerli taşların uygulama alanı değişik sahalara örneğin heykel, minyatür, kompozisyonlar ve resime kadar uzanmıştı.

Her yıl olduğu gibi ilk ziyaretçiler arasında Ermenistan cumhurbaşkanı Robert Koçaryan da yer alıyordu. Her seferinde sektörün gelişimini görmek ve değerlendirmelerde bulunan başkan, bu sefer de izlenimlerini basına açıkladı.

– Bizim genel ekonomik politikamızda kuyumculuk, pırlantacılık ve taşçılığı öncelikliler olarak sayıp, bu sahanın gelişmesi için yasal alanın destekleyici olması için elimizden geleni yaptık. Bugün artık doğrudan görünmektedir ki, bu saha her yıl tedricen gelişim yaşamaktadır. Bu sahanın, serbest ticaret alanı kapsamına muhtemel alınmasıysa, krışık bir sorundur.

Serbest ticaret alanı kavramını biraz dikkatli kullanmalıyız. Bizim ticaret rejimimizin serbestliği, birçok ülkenin dış ticaret rejimiyle kıyaslandığında daha serbest olup, (bizim gerek duymadığımız ama) o ülkelerde serbest ticaret alanları tayin edebilmekteler. Yeni problemler yaratmaktan mümkün olduğunca kaçınmalıyız. Şu anda hazırladığımız Ticaret kanunu yasa taslağının gelecek sonbaharda mecliste kabul edilmesiyle olanaklar ve problemlerin çözümü daha açık görünür. Şimdi büyük ticari kuruluşların şekillenmesi, küçük ve orta çaplı işletmeleri dış pazarlara bağlamada önemlidir. Ve gerçeten de şimdi benzer kuruluşlar şekillenmektedir. Şu anda yapılanan bu kuruluşlara, yasal zemin hazırlamak ve doğru çözümlerle bu dalın gelişimine katkıda bulunabilmek zorundayız. Siz dışardaki ürünle kıyaslandığında bizimkinin kalite ve çeşidinin daha iyi olduğunu farketmediniz mi?

– Küçük ve orta çaplı kuyumculuk işini doş piyasalara bağlamada büyük kuruluşların yaratılması proje mi yoksa düşünce mi?

– Mümkün olan bir düşünce ve durumun olgunlaştığı halde gerçekleştirilmesi gerektir. Tarımda da benzer problemlere sahibiz, büyük ticari kuruluşların eksikliği, tarımsal üretimin dışarıya ulaştırılmasını engelliyor. Kuyumculuk ve Taşçılıkta da aynı gerçeklik. Kuzey italya deneyi burada çok öğreticidir. üretimin yaklaşık %40’ı küçük ve orta çaplı işletmelerce üretilmekte, büyük firmalarsa ihrac etmektedir. Bu gerekli zemin olduğu halde mümkündür. Bizde büyük kuruluşları oluşturma vakti olgunlaşmış olup, onları doğrudan desteklemek gerekir.

– Sahanın gelişimini engelleyen ne gibi sorunlar görüyorsunuz.

– Birkaç yıl önceki ve bugünkü ziyaretlerim arasındaki fark, problemli sorular olmadı. Şimdi değişik sorunlar var. ör. dış piyasalarla bağ arayışı, dış ülkelerde daha iyi ticari rejim olanaklarına sahip olmak. İçerde sahanın gelişmesi önünde engel yok. Üretilene tüketim kapıları açabilmek için, daha çok dış ülkelerde çalışacağız.

DTÖ’ye üyeliğimiz bu doğrultuda daha büyük olanaklar sağlamaktadır. Belki, o örgütle işbirliği olanaklarının tümüne hakim değiliz, hala öğrenme sürecindeyiz.

– Kuyumculuk ve taşçılığın gelişmesi, ekonominin diğer alanlarını da kendi arkasından götürdüğü beklentisinin haklılığı var mı?

– Geçen yıl bu alanda %70 büyümeye sahip olduk. Bu sene de tempo zannederim aynı. Bu da göstermektedir ki, ilişkin saha ekonomi üzerine cidden etkilemektedir. Siz herhalde “Almasd” İşletmesinin pavyonuna dikkat ettiniz. Bu işletmeye sorunu çözmek nasip oldu. Bu işletme 0’dan başlayarak geçen yıl %300 büyüme sağladı. Makinecilik ve alet yapımı alanlarında da ilginç gelişmeler var. Ve en önemlisi, küçük ve orta çaplı işletmeler en iyi şekilde sergide temsil edilmişlerdi. Bu da göstermektedir ki, bu alan aynı zamanda, orta sınıfın şekillenmesinin en iyi destekleyicilerindendir.

Garine Danielyan

Yorumlar kapatıldı.