ÇEKİŞME Almanlar üzerinden Avrupa Birliği’ne yansıyor.
Güneyde yaşayan altı bin Alman için, Berlin Ankara’ya başvuruyor ve bir kilise yaptırmak istiyor. Ankara bu isteğe hayır diyor. Bunun üzerine Almanlar, onların kanalıyla da AB ayaklanıyor:
‘‘Sizin Avrupa’nın her yerinde binlerce caminiz var, sadece Almanya’da üç bin cami var, şimdi siz bize bir kilise için nasıl izin vermezsiniz?..’’
Mevzuat hazretleri efendim, mevzuat!.. Bizde bir İmar Yasası var. O yasadaki bir madde, ibadet yeri açısından ancak cami yapılmasına olanak tanıyor. Gerisine izin vermiyor. Bunu düzeltmek açısından, İmar Yasası’nda değişiklik öngörülüyor. Yasadan cami yapmak kaldırılıyor, yerine ibadet yeri sözcüğü ekleniyor.
Asıl önemlisi, bu değişiklik, Türkiye’nin AB’ye söz verdiği Altıncı Demokratikleşme Paketi içinde yer alıyor!.. Kim, hangi dine inanıyorsa, o dinin gereğini yerine getirmek için, camiye de, kiliseye de, sinagoga da gidebilir. Caminin yana sıra, kilise de yapılabilir, sinagog da. Ne var bunda?..
Ne var ki, ortaya bir yanlış anlama çıkıyor. Bir bölüm insan, AKP iktidarının laikliği tehdit eden davranışlarını inceleme titizliği içinde, her yere cami, mescit açılacak kaygısına düşüyor. Dinciler ise, ‘‘vay, siz bizim ülkeyi kiliselerle donatacaksınız’’ feryadında!.. Ya senin Avrupa’daki camilerin ne olacak?.. Avrupalılar sen cami diktin diye, kendi dinlerinden mi vazgeçiyor?..
Cami mi, kilise mi, yoksa ibadet yeri mi?.. Bunun serbest bırakılması, geliyor geliyor, ta demokratikleşme paketine kadar uzanıyor!..
Osmanlılar herkesin dinine saygılı davranıyor. Herkese istediği ibadet yerini açma izni veriyor. Kilise, sinagog ya da ne ise. Biz, Osmanlılarda varolan serbestiyeti 2003 yılında tartışıyoruz!.. Osmanlı toleransını yeniden keşfetme seferine 2003’te çıkıyoruz!..
Yasal değişiklik şu anda Adalet Bakanlığı’nda. AB ile son numaramız, son kavgamız şimdi bu yasada düğümleniyor.
Yorumlar kapatıldı.