Büyükada’daki Aya Yorgi Kilisesi, her yıl 23 Nisan ve 24 Eylül’de binlerce insanın akınına uğruyor. Koca, sevgili, ev, araba, çocuk, okul için hazır dilekler, kapış kapış gidiyor…
AYA YORGİ Kilisesi, Büyükada’nın en yüksek tepesi Yüce Tepe’de 6. yüzyılda, Bizans döneminde yapılmış. O dönemde Yorgi’nin (Aziz Yoryeus) adını alan kilise, 4. Haçlı Seferi sırasında yağma edilerek yıkılmış. Rahipler, Haçlılar’ın eline geçmemesi için Aya Yorgi ikonasıyla adak çıngıraklarını toprağa gömmüş, kutsal masayı üzerine kapatmış. Böylece adanın tepesindeki efsane başlamış. Olaydan 6 yüzyıl sonra Aziz Yoryeus, adada yaşayan bir çobanın rüyasına girmiş. Çobana kilisenin bulunduğu tepeye gitmesini, bastığı bir yerde zil sesi duyacağını ve burayı kazdığında kutsal ikonayı bulacağını söyleyen Yoryeus haklı çıkmış. Çoban zil sesini duyarak toprağı kazmış. 6 yüzyıllık ikonayı ve adak çıngıraklarını çıkarmış.
HER DİLEĞİN BİR SEMBOLÜ VAR
HER yıl 23 Nisan ve 24 Eylül’de binlerce kişi tıpkı efsanedeki çoban gibi kiliseye yürüyüp dilek diliyor. Dilek dilemeye yokuşun başından itibaren başlanıyor. Dilek için gelenler, kağıda yazdıkları dileklerini, mendillerini çalılıklara tutturuyor, oyuncak bebekler asıyor, yere otomobil ve anahtar sembolleri çiziyor. En çok dilenenler, hayırlı bir kısmet, sevgili, çocuk, iyi bir okul, üniversite, torun, nazardan korunma, ev, otomobil ve sağlık.
YEŞİL RENKLİ İP, MURAT DEMEK
KİLİSEYE giden yolun başında dilekler satılıyor. 1 milyona satılan dilekler, evlilik, sevgili, bebek, okul ve sağlığı sembolize ediyor. Her biri küçük bir anahtarlık gibi. İplerin de renklerine göre anlamı var: Yeşil ip murat, beyaz ip aydınlık, kırmızı ip tez olsun anlamı taşıyor. İpler çalılara dolanıyor, ip nerede biterse orada bağlanıp bırakılıyor ve dilek tutuluyor. -OLGA ÜNAYDIN-
Yorumlar kapatıldı.