Tıp ilmi ne kadar ilerlemiş olsa da yine de hastalıkların çoğu ile baş edemiyoruz. Ama hastalıkları önleme hususunda modern tıp hayli yol almıştır. Devletlerin çoğunda koruyucu hekimlik için büyük paralar harcanmaktadır. En akılcı harcamadır, çünkü ilerde hastalara daha çoğunu harcayacaktır.
Koruyucu hekimlik konusunu birkaç yazıda inceleyeceğiz.
Koruyucu hekimlik denince akla ilk gelen aşılanmadır. Aşılanma sayesinde bazı hastalıklara karşı bağışıklık (immünite) kazanılır ve artık o hastalıklara yakalanılmaz. Aşılanmaya bebeklik ve çocukluk çağında başlanır. Aşılanma programını çocuk hekimleri tesbit eder. Bazı aşıları gençlikte ve daha ileri yaşlarda tekrarlamak gerekir.
Yaygın aşılanma sonucu çiçek hastalığı (variola), tüm dünyada, ortadan kalkmıştır. Dünya Sağlık Teşkilâtı çiçeğe karşı aşılanmayı senelerden beri durdurmuştur. Son 10 senede doğanlarda bu çok tehlikeli hastalığa karşı hiçbir korunma yoktur. Geçen sene yaşanılan şarbon saldırılarından sonra böyle bir korkuya kapılınmıştır. Çünkü çoktandır aşı imalâtı da durdurulmuşur. Amerikanın hızla aşı stoku yaptığına dair duyumlar vardır. İnşallah olmaz demekten başka çaremiz yoktur.
Yaygın aşılanma sonucu dünyanın pek çok ülkesinde, bu arada yurdumuzda, çocuk felci (poliomiyelit) hastalığı da artık görülmemektedir. Aşılanmanın ne zaman sonlandırılacağını Dünya Sağlık Teşkilâtı karar verecektir.
Kızamık, boğmaca, difteri, kızamıkçık, tetanus aşıları Sağlık Bakanlığımız tarafından bütün yurtta, ücretsiz olarak uygulanmaktadır. Yurdumuzda bu hastalıklar da tarihe karışacaklardır. Zaten genç hekimler hiçbir kızamık,difteri hastası görmemişlerdir. Şimdilik Sağlik Bakanlığı her bebeğe kabakulak, suçiçeği, menenjit, pnömoni, hepatit A ve B aşısı yapmamaktadır. Bunu ailelerin tercihine bırakmıştır.
Sonbaharda grip aşısı yaptırma alışkanlığı yavaş yavaş yayılmaktadır. Yaşlılar, düşkünler, sigaraya bağlı kronik bronşiti olanlar aşılanmalıdır. Grip virusunun birkaç tipi vardır. Her yıl salgına neden olan grip virusu değişik olabildiği gibi ülkeden ülkeye de farklı virüsler salgın yapabilir. Bizde genellikle Fransız aşıları yapılmaktadır. O sene hangi viruse karşı aşı hazırlanmışsa onu olmaktayız. Yine de hiç aşılanmamaktan iyidir.
Sarılık hastalığına yol açan Hepatit A, Hepatit B ve Hepatit C virusları yurdumuzda bulunmaktadır. Sadece A virusu yaygındır. Özellikle çocukluk çağında görülen sarılıkların çoğunun sebebidir. Hepatit A sarılığı genelde hafif geçer, müzminleşmez (kronikleşmez), kandan temizlenir gider. Bu hastalığı geçirmiş olanlar virus taşıyıcısı olmazlar, başkaları için tehlike oluşturmazlar. Yine de 3-4 hafta süren hastalığa, okul devamsızlığına neden olan bir hastalıktır. Aşısı vardır ve her çocuk olmalıdır.
B ve C virusu ile oluşan sarılık vakaları daha seyrek görülür. Çünkü bu virusler – A tipinin aksine- hastanın idrarı,dışkısı,tükürüğü ile bulaşmazlar. Ancak kanla temas ve cinsel ilişki yolu ile geçerler. Bu tip sarılıklar seyrek görülür,fakat hastaların % 20 sinde, iyileştikten sonra da hasta kanında kalırlar. Bunlara virus taşıyıcısı diyoruz. Bu virus eskiden kan nakilleri ile başkasına geçmekte idi. Bugün artık bu ihtimal yoktur. Kan bankaları ciddî olarak kontrol etmektedirler. Ancak yine de sterilize edilmemiş dişçi âletleri ile, bir kaç kez kullanılan enjektörlerle.müşterek kullanılan traş bıçağı, ustura, manikür pedikür âletleri ile ve cinsel ilişki ile başkasına bulaşabilir. B veya C virus taşıyıcısı olan bir hamile, virusu rahmindeki bebeğe geçirebilir. B virusuna karşı aşı vardır, fakat C virusunun aşısı yoktur. Amerikada doğan her bebeğe B hepatit aşısı zorunludur. Avrupada ve ülkemizde de B aşısı kampanyası yapılmaktadır. Ben de, bana danışanlara tavsiye etmekteyim (etmekteydim ! ).Kendim ve eşim de aşılandık. Fakat Fransada yayınlanan sağlık mecmuası Viva’nın Ocak 2003 sayısında B hepatit aşısı suçlanmakta idi. Çok seyrek de olsa, aşılanma sonucu mültipl skleroz gibi çok tehlikeli hastalığa yakalanma olasılığı olduğu ve aşının uygulandığı 28 yıl içinde 1012 vakanın görüldüğünü okudum. Hatta bu talihsizlerden bir bölümü sağlık bakanlığına karşı açtıkları tazminat davalarını kazanmışlar. Zaten senelerden beri devam eden aşılanma sonucu Fransada B virusune seyrek rastlandığı, aşılanmanın durdurulması gerektiği yazılmıştı. Bu durumda artık eskisi gibi aşı tavsiyesinde bulunamayacağım. Diş hekimlerinin, amelyathane personelinin daha dikkatli olmaları gerekir. Herkesin kendi manikür takımı olmalı. Bu gibi tedbirler yeterli olabilir.
Yorumlar kapatıldı.