Gaziantep Üniversitesi’nden genetikçi Profesör Ahmet Arslan ‘Türkler ve Kafkaslar’da yaşayanlar gibi Ermeniler de ‘Y’ kromozomu taşıyor’ dedi
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Arslan, Ermeniler’in yüzde 100 Türk olduğunu iddia ederek, “Saka Türkleri’nin Kamer Boyu’ndan gelen Ermeniler ne Balkan ne de Avrupalı’dır” dedi. Genetik ve medeniyetlerin dilleri üzerinde yaptığı incelemeler sonucunda Ermeniler’in Türk olduğunu savunan Arslan, yaptığı açıklamada
Anadolu’ya ilk gelen kavimlerin Saka Türkleri olduğunu söyledi. Ortaya çıkarılan M.Ö. 3600 yılına ait bir lahitteki alfabenin Saka’lara ait olduğunu belirten Arslan, “Saka alfabesini bugün Türkler kullanmıyor ama Ermeniler kullanmaya devam ediyor. İtalya’da Sakalılar’ın bir boyu olan İskitler’e ait fildişi üzerinde bulunan bir domuz heykelciliğindeki benzerlik, Eturksler’e ait ‘Börü Ana’ heykeliyle, Nemrut’taki kral ve kraliçeye ait heykellerin benzerliği de ortaya koyuyor ki, Nemrutlular da Türk’tür. Bu nedenle Batılı araştırmacılar, Anadolu’daki ilk kavimleri Protürkler olarak anıyor” diye konuştu. Ermeniler’in Saka Türkleri’nin Kamer Boyu’ndan geldiğini savunan Arslan, “Ermeniler, ne Avrupa’dan ne de Balkanlardan gelen bir millet değildir. Ermeni yazar Courian, ‘Medeniyetin Şehitleri’ kitabında, Ermeniler’in İsviçre Piz-Er’den Balkanları geçerek Anadolu’ya yerleştiğini savundu. Ama Piz-Er ne anlama geldiğini kendisine sormadan edemedi. ‘Piz-Er’, Türkçe’de ‘pis adam’ anlamına gelmektedir. ‘Armen’ ise temiz adam anlamına gelmektedir. Bu ilişki çok çarpıcı. Ermeniler, hep Doğu Anadolu’da kaldı. Hiçbir yerden gelmedi veya hiçbir yere de gitmedi. Saka Türkleri’nin bir boyu idi. Sakalar’a yaptığı bir ihanet sonucu sürgün olmuşlardır. Frikyalılar’a sığınan Ermeniler, asırlarca esaret altında yaşadılar. Asurlular’ın Frikyalılar’ı yenmesi üzerine tekrar Sakalılar’a geri dönerek, birlikte yaşamaya başladılar” şeklinde konuştu. Ermeni bir yazarın da yer aldığı bilimsel bir araştırmada, Ermeniler’in “Y” krozomu taşıdığı, Türkler ve Kafkaslar’da yaşayanların da aynı kromozonlara sahip olduğunun dile getirildiğine dikkat çeken Arslan, şunları söyledi: “Ermeni yazarlar, aynı kromozona sahip olmalarının Türkler’in kendi soylarından geldiğini iddia ederken, hiç Kafkasya’ya gitmedikleri halde Kafkas halkıyla aynı kromozonu taşımalarını izah etmekte güçlük çektiler. Ortaya atılan tezde; 11. yüzyılda Anadolu işgal edilirken, Ermeniler’in bir kısmının Müslümanlığı seçerek Azeri oldukları savunuldu. Burada bir yorum hatası yapılıyor. Kafkasya’ya Ermeniler’in hiç gitmediğini, Ermeniler bile söylüyor. Peki o zaman kromozonları nasıl aynı oluyor? Bunun tek izahı Ermeniler’in Kafkasya’daki, Ortaasya’daki Türkler gibi aynı soydan gelmesidir. Bugün Saka alfabesini kullanan Ermeniler, Sakalar tarafından lanet edildikten sonra asırlarca Frikya esaretinde yaşadılar. Frikya yıkıldıktan sonra Sakalar’a geri dönüp, bugünkü Suriye tarafına yerleştiler. Burada Hıristiyanlığı seçtiler. Haylar olarak bilindi. Ermeniler’in yerleştiği bölgeye “Aremay” denildi. Aremay’da kilisenin büyük bir taassubu vardı. Ermeniler bir kilise devletidir. Ermeniler’i hep kilise yönlendirdi. Hıristiyanlığı seçtikten sonra kendilerini ayrı bir medeniyet olarak gördüler. Ermeniler, Anadolu’nun fethinden sonra tam bin yıl Türkler gibi birinci sınıf vatandaş gibi yaşamışlardır. Ancak onlar yine yanlış zamanda, yanlış yerde yer alarak Türkler’e ihanet etti. Birinci sınıf vatandaş gibi yaşadığı Osmanlı’ya tarihin en vahşi ihaneti ve katliamını yaptı.” Ermeniler’in soykırım yalanlarına karşı belgeli cevap vermeye devam edeceklerini söyleyen Arslan, “Osmanlı döneminde Doğu’da her kasabada konsolosluklar kuruldu. Buralarda çok sayıda misyoner görev yaptı. Hiçbir misyoner, Türkler’in katliam yaptığını söyleyemedi. Buna rağmen Ermeniler’in vahşice Türkler’i katlettiğini defalarca dile getirdiler. Misyonerler, sadece 2 Ermeni köyüne askerlerin saldırdığını söyledi. Bunu Kazım Karabekir Paşa da inkar etmiyor, askerleri giderken, 2 Ermeni köyünden kendilerine yaylım ateşi açıldığını ve bu nedenle karşılık verdiklerini zaten söylüyor. Tehcir, katliam yapan Ermenileri korumak için yapılmıştır. Vahşi katliamlara uğrayan Türkler’den korunmak için yeni iskan yerleri açılmıştır” ifadelerini kullandı.
Yorumlar kapatıldı.