İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

sabah: Emre Aköz: Jirayr bey de mat oldu ya…

Hürriyet’te bir ilan Jirayr Çakır vefat etmiş… Dııın! 1970’li yıllara dönüyorum. Satrancı ilkokulda öğrendim. Şakada şukada oynardık işte… Sonra, Kadıköy Maarif’te, orta birdeyken abimiz Sinan Aral, ‘bu velette iş var’ deyip okul satranç takımına almıştı. Açılışları, stratejileri, taktikleri filan ondan öğrendim.

O dönem Işık, G.Saray ve Darüşşafaka liseleri en önemli rakiplerimizdi. Turnuvalarda kapışırdık.

Bu turnuvalarda hakemler de olurdu. Örneğin unutulmaz ustalardan, rahmetli Nevzat Süer bunlardan biriydi. Bir diğeri de Jirayr Çakır. Önce çocuk, sonra genç aklımla anlamıştım Jirayr bey satranca gönül vermiş bir kişiydi. Satranç Federasyonu’nun başkanlığını da yapan Jirayr bey mütevazı bir insandı. Nazikti. Özveriliydi. Üşenmez, yüksünmez; turnuvalardan önce oyuncular hazır takım bulsunlar diye taşları kendi eliyle tahtaya dizer, saatleri ayarlardı.

Jirayr beyle özel bir ilişkimiz olmadı. Turnuvadaaan, turnuvaya… Onca yıl içinde üç beş cümle ya ettik, ya etmedik. Ama ailesinin ölüm ilanında dediği gibi ‘Türk satrancının duayeni’ olan Jirayr beye uzaktan uzağa sempati duydum. Zaten onun gibi hayırlı işlere gönül verenleri hep sevmişimdir.

Cenazesi bugün 1500’te Kumkapı Meryemana Ermeni Kilisesi’nden kaldırılacakmış. Toprağı bol olsun.

Yorumlar kapatıldı.