Kılıç Ali Paşa Camii İmamı Necipoğlu, hem cemaate namaz kıldırıyor, hem de ney üstadı Ergüner’le birlikte konser veriyor
Beyoğlu’ndakİ 500 yıllık Kılıç Ali Paşa Camii’nin imamı O. Ama öteki imamlardan bir farkı var Halil Necipoğlu’nun. Son yedi yıl içinde dünyanın dört bir yanında ünlü Neyzen Kudsi Ergüner ile konserler veren, yine Ergüner’in müzik çalışmalarına katılan bir hafız. Necipoğlu. Önceki gün yine Ergüner ile sahnedeydi. Fransa’daki Türk-Ermeni Yakınlaşma Derneği tarafından İş Sanat’ta düzenlenen “Büyük Ustalar Barış İçin Buluşuyor” konserinde, Ergüner’in neyine eşlik ederek Yahudi, Ermeni ve Ortodoks kilisesi duaları seslendirdi. Ve ayakta alkışlandı… 2002 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yılın imamı seçilen Necipoğlu’nun söylediği ilahiler dinleyenleri büyüledi.
36 yaşındaki Necipoğlu, Açıköğretim Fakültesi İlahiyat Bölümü Mezunu. 29 yaşına kadar ticaretle uğraşmış. Baba mesleğine yönelerek bir süre fahri imamlık yapmış çeşitli camilerde. Yedi yıldır ise resmi olarak çalışıyor. Şu an Beyoğlu’ndaki tarihi Kılıç Ali Paşa Camii’nde çalışıyor.
FRANSA DA SAHNEDE
Necipoğlu’nun müzik macerası 1981 yılında dinlediği Kudsi Ergüner’i araştırmasıyla başlamış. Ergüner’in tüm plaklarını dinlemiş, hakkında çıkan tüm yazıları okumuş. Yurtdışında yaşadığını öğrenince ise Ergüner ile tanışma hayalleri suya düşmüş kendi tabiriyle. Çünkü ne kendisini Ergüner ile tanıştıracak birini tanıyormuş ne de Ergüner’e ulaşacak bir yol biliyormuş. 15 yıl süren platonik sevgi 1996 yılında Beyazıt Camii’sinin avlusunda son bulmuş. Kuran hocası İsmali Biçer aracılığıyla hayat hikayesini ve eserlerini ezberlediği Kudsi Ergüner ile tanışmış. Ergüner’den “üstadım” diye söz ediyor Necipoğlu. 1996 yılından beri hiç ayrılmamışlar. Ergüner’in isteği üzerine ünlü sanatçının birçok plak çalışmasına katılmış. Şimdiye kadar tüm Avrupa ülkelerinden Fas’a, Tunus’tan Japonya’ya kadar yüzlerce konsere imza atmışlar.
MÜZİK EVRENSELDİR
UNESCO’nun Paris merkezinde 4 Şubat’ta, İstanbul’da ise önceki gün verilen konserlerde Necipoğlu; Yahudi, Ermeni, Ortadoks Kilisesi duaları ve tehvid okudu. Kendisine nasıl buna ilgi duyduğunu sorduğumuzda, “Teorisi zor değil. Bana bir teks verildi ve ben üzerinde biraz çalışarak nasıl yorumlamam gerektiğine karar verdim. Kudsi Ergüner bana bir yol gösterdi” yanıtını veriyor. Necipoğlu, “Bütün dinlerin geldiği noktayı böyle değerlendiriyo Müziğin bir evrenselliği var. Ben din adamıyım, bu duaları okumanın bizim dinsel literatürümüze göre bir mahsuru yok. İstanbul gibi bir şehirde Ermeni, Yahudi, Müslüman aynı müzikle neşelenmiştir. Havralarda, camilerde aynı makamda bestelenmiş. Hatta aynı şeyden zevk almışlar. Dinler farklıdır, dinlerin birleşmesi diye bir mevzu yoktur ama ortak zevk müzik vardır. Bunun devamını getirmek istedik” diye konuşuyor.
Yorumlar kapatıldı.