İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

ÇAĞIN VEBASI AIDS

ÇAĞIN VEBASI AIDS

Toplumların kültürel ve ekonomik zenginlikleri ile doğru orantılı olan eğitim ne yazık ki Ülkemizde tam anlamı ile hak ettiği yere gelememiştir. Hastalıkların tedavi edilebilmesinin başlıca kurallarından biri de eğitimdir. Çağın vebası olan AIDS de eğitimle engellenebilen bir hastalıktır, ancak toplumumuzda bu konudaki eğitimsel çalışmalar yeterli değildir. Ülkemizde AIDS ile mücadele T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından kontrol edilen bir program dahilinde sürdürülmektedir ve yine bu konuda faaliyette bulunacak gönüllü kuruluşlar bakanlıktan izin almak zorundadırlar. Böylesine önemli bir konuda topluma verilecek desteğin katı kurallara bağlı olması eğitimin yaygınlaştırılmasını zora sokmaktadır. Gönüllü kuruluşlara devletin vereceği maddi destek ve yine çalışmalarının karşılığında vereceği basit bir teşekkür plaketi belki de devlete yardımcı olacak gönüllülerin sayısını artıracak ve eğitim konusunda umulanın üstünde başarı elde edilecektir. Bu tür hastalıkların tedavisi de yine zor koşullarda ve yüksek maliyetlerle sağlanmaktadır.

Uluslararası kabul görmüş halen uygulanan ve Ülkemizde de kabul edilmiş bazı tedavi programları vardır. Ancak ülkesel siyasi konumu nedeniyle uluslar arası kabul görememiş olan bazı değerli bilimsel çalışmaları da göz ardı edemeyiz. AIDS tedavisi üzerine çalışmalar yapan bu konumdaki ülkelerden biri de Ermenistan’ dır, bu konuda yapılmış çalışmaları gördüğümde bilim adına mutluluk duydum, umarım bu tür çalışmalar ülkemizde de yapılır. Çok sayıdaki AIDS hastasının Ermenistan’ da ARMENICUM AIDS Tedavi Kliniğinde tedavi programına alındığını ve bu hastaların virüs yüklerinin kısa sürede süratle düştüğünü gözlemledim, Ülkemizden de bu programa alınmış bir hastanın virüs yükünün düştüğünü bizzati görmem bu çalışmaya olan ilgimi daha da artırdı. Ermenistan’ daki bilim adamları ile ben ve öğretim üyesi birkaç arkadaşım henüz karşılıklı görüşme halindeyiz ve bu çalışmaları ülkemize nasıl kazandırırız bunu sağlamaya çalışıyoruz ve umarım bunu gerçekleştiririz.

Saygılarımla,
Dr. Vecdet Öz


Son günlerde basında ERMENİSTAN’da HIV/AIDS hastalığı için tedavi yönteminin bulunduğuna dair haberlerin yer alınması üzerine İstanbul AIDS Savaşım Derneği konuyu olanakları ölçüsünde araştırmıştır. Araştırmalarımıza göre Ermenistan’ın Erivan kentindeki bir merkezde HIV/AIDS lihastalara ” Armenicum ” isimli bir ilaç uygulanmaktadır. Bu ilacın klinik öncesi çalışmaları 1996 yılında başlamış ve 1998 yılında da Faz II klinik çalışması yapılmıştır.

Çalışma raporuna göre, 178 hasta ile başlatılan klinik çalışmada hastalara hastane ortamında gün aşırı üç doz halinde ilaç uygulanmış ve hastaların çoğu 12 ay izlenmiştir. 56 hastada ilacın kandaki virüs miktarı üzerindeki etkisi incelenmiştir. Kanda virüs miktarı yüksek (100.000 kopyanın üzerinde) olan hastaları % 70’inde inerek virüs kanda saptanabilir düzeyinin altına inmiştir. 12. ayda bu oran % 60 civarındadır. Başlangıçta virüs miktarı daha düşük (100.000 kopya/ml’nin altında) olan hastalarda ise kandaki virüs miktarında bir düşüş saptanmamıştır.

Tedavi küründen 1 ay sonra hastaların bağışıklık düzeyinde düzelme başlamış ve üçüncü ayda bağışıklık durumunun göstergesi kabul edilen CD4+hücer sayılarında artış gözlenmiştir. Bu arada bazı hastalarda zona gibi birkaç fırsatçı infeksiyonun da aynı zamanda düzeldiği ve yine bazı hastalarda kilo artışı olduğu belirtilmektedir.

Bu çalışmanın sonunda, ” Armenicum ” adlı ilaç ile yapılan tedavi kürünün 6 ay – 1 yıl sonunda başlangıç virüs miktarı yüksek hastalarda % 60-70 oranında kandaki virüs miktarını saptanabilir düzeyin altına düşürdüğü ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği sonucuna varılmıştır. İlacın uygulanması sırasında önemli bir yan etkiyle karşılaşılmadığı da belirtilmiştir. İlaç 1999 yılında Ermenistan Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmıştır.

Bu çalışmalar incelendiğinde, ” Armenicum ” isimli ilacın, kandaki virüs miktarını düşürme konusundaki etkinliğinin bugün dünya çapında kullanılanilaç kombinasyonlarınınkine benzer olduğu söylenebilir. Bugün, üçlü tedavi dediğimiz tedavi yöntemi ile de %60-85’inde kandaki virüs miktarı saptanabilir düzeyin altında tutulabilmektedir.

Fakat virüsün kanda saptanamaması diğer dokularda olmadığı anlamına gelmemektedir. Bu nedenle ” Armenicum ” isimli ilacın da virüsü vücuttan tamamen yokettiğini söylemek mümkün değildir.

Bir başka önemli konu da, ilaçların uzun vadedeki etkilerinin bilinmemesidir. “Armenicum” adlı ilacı alan hastaların bu çalışmadaki ortalama izlenme süreleri 1 yıldır. Daha sonraki zamanlarda örneğin 2. ve 3. yıllarda ilacın etkinliğinin ne olacağı ve toksik yan etkilerinin ortaya çıkıp çıkmayacağı bilinmemektedir.

Nitekim 1996 yılında yaygın olarak kullanılmaya başlanan proteaz inhibtörlerinin birkaç yıl sonra önceden bilinmeyen yan etkileri ortaya çıkmış, bazı hastalarda da direnç gözlenmiştir. Bu nedenle kullanımı oldukça yeni olan ” Armenicum ” isimli ilaç için de kesin bir yargıya varmak için henüz erkendir. Bu konudaki bilimsel çalışmaların sürdürülmesi ve sonuçların yakından izlenmesi yararlı olacaktır, kanısındayız.

Saygılarımızla,
AIDS Savaşım Derneği

Yorumlar kapatıldı.