İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye´nin `Diğerleri´

YERVANT ÖZUZUN

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nce nüfus kayıtları ve işlemleri güncellendi. Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi (MERNİS) oluşturuldu. Bu projeye göre vatandaşların kimlik bilgileri bilgisayar ortamında saklanacak ve nüfus işleri online yapılacak. Güzel ve çağdaş bir uygulama. Bir süredir de “vatandaşlık numarası” bulunan nüfus cüzdanları yenisiyle değiştiriliyor. Nüfus kayıtlarında ve nüfus cüzdanlarında “din” hanesi (kalktı/kalkacak derken) yine var. Bizlerin kimliğinde bunun karşılığı
“Hıristiyan”dır. Bu ülke çoğunluğunun kimliğinde ise “İslam”. Tabii, bir de “Museviler” var.

Ama şimdi, Hıristiyanlar için bu kural değişmiş. Yeni uygulamaya göre, Hıristiyanları gruplara ayırmışlar. Haydi buna, mezheplere ayırmışlar diyelim. Diyelim ama, tam böyle de değil. Üstelik, nüfus kayıtlarında ve kimliklerde “mezhep” hanesi yok. Katolik, Protestan, Ortodoks, Gregoryen; bunlar Hıristiyanlığın bildiğimiz mezhepleri. Nüfus kayıtlarında “Gregoryen
Hıristiyan” şeklinde din ve mezhebi yazan var, yalnızca “Hıristiyan” yazan var, daha önceki kayıtlarda Hıristiyan iken şimdi “İslam” olarak yazılan var, bir de “Diğer Hıristiyanlar” yazan var.

Benim hangi gruba girdiğimi merak ettim. Nüfus Müdürlüğü’nden ailemin nüfus kayıt örneğini çıkarttım. Böylelikle iki çocuğum ve eşimle beraber “Diğer Hıristiyanlar” grubundan olduğumuzu öğrendik. Oysa biz, “Gregoryen Hıristiyan”ız ve nüfus cüzdanımızın din bölümünde de “Hıristiyan” olarak yazıyor. Devletimiz, bizleri isteğimiz ve bilgimiz dışında “Diğer Hıristiyanlar” yapıvermiş. Nüfus kayıtlarımızdaki din bölümlerine de böyle yazılmış.

“Diğer” İslam yok…

Yalnız, “Diğer Hıristiyanlar” tanımı sizin de dikkatimizi çekmiş olmalı. Bu isimde bir mezhebin, cemaatin olmadığını biliyoruz. Tabii, ben ve benim gibi olanlar da kim olduğumuzu, hangi nedenle Hıristiyanların “diğer” grubuna ayrıldığımızı da bilemiyoruz. Devletimizin bizleri dinlerimizin ötesinde, bilinen mezheplerimizle gruplara ayırmasını normal karşılayalım. Pekiyi, ailemin de dahil olduğu bu “Diğer Hıristiyanlar” da neyin nesi?

Bilmediğimiz bir nedenle, devlet Hıristiyan vatandaşlarının din ötesindeki bilgilerine gerek duymuş, mezhepler hakkında doğru bilgiye kilise kayıtları
ve vaftiz belgeleri yerine, nüfus kayıtlarındaki sağlıksız, yetersiz ve Osmanlı’nın millet sisteminden kalma eski bilgilerle ulaşmaya çalışırken, mezhepler karışmış, işin içinden çıkılmaz hale gelmiş, yanlışı bir başka yanlışla düzeltmeye çalışırken “Diğer Hıristiyan” bulunuvermiş, olabilir mi?

Bu uygulamada, Hıristiyanları gruplara ayırarak kodlama amacının var olduğu belli. Laik bir devlette, vatandaşının din ötesindeki alt bilgilerine devlet neden gerek duyar bilmem. Ama ille de gerekiyorsa bunun doğru şekli var. Hıristiyan vatandaşların mezheplerinin bilinmesi, onların bağlı bulundukları kiliselerin görev alanlarındadır. Bir Hıristiyan’ın mezhebi ona kilisesi tarafından verilen, “vaftiz belgesi”nden öğrenilebilir. Çünkü her Hıristiyan bağlı bulunduğu kilisesinde vaftiz olur, o kilisenin cemaati olarak kayıtlara geçer ve ismine düzenlenen
“vaftiz belgesi” alır. Bu belge dünyanın her yerinde geçerlidir ve o kişinin Hıristiyanlığını, hangi mezhebe, hangi kiliseye bağlı olduğunu gösterir. Türkiye’deki Hıristiyanların da bağlı bulundukları kiliseleri vardır, “vaftiz belgeleri” vardır. Yoksa onlar Hıristiyan sayılmazlar. Dini nikahları için de bu gereklidir, ölüm halinde de.

Bu ülkenin çoğunluğunun kimlik bilgilerinin din bölümlerinde kodlama yok, mezhepleri yazılı değil. Ama bizlerin yazılı. “Diğer İslamlar” yok, “Diğer Hıristiyanlar” var. Kala kala binde birlere indik, ancak, “sakıncalı vatandaş” olmaktan hâlâ kurtulamadık. Bu uygulama kime ve bu ülkeye hangi yararı sağlar, amacı nedir doğrusu bilemiyorum.

İki yanlış bir doğru etmez

Bu kodlamayı fark edenler bu şekilde bir nüfus cüzdanını kabul etmiyorlar. Kimi yerde itirazlara, tartışmalara neden oluyor, şikayetlere neden oluyor. Durum ilgili yerlere bildirildi. Şimdi yeni bir düzenleme getirilmiş. Nüfus kayıtlarında var olan dinin ötesindeki alt kodlamalar, nüfus cüzdanlarına yazılmayacakmış. Güya düzeltiliyor. Nüfus kayıtlarındaki
bilgiler değişmediği için, devletin bize verdiği kimlik belgesiyle, nüfus kayıtlarındaki bilgiler farklı oluyor. Yani, bir yanlış diğer bir yanlışla kamufle edilmeye çalışılıyor. Bunu bir vatandaş yapsa suç işlemiş sayılmaz mı?

Böyle bir uygulama olur mu demeyin. Aynen oluyor. Bizim için, gayet normal bir şey bu! Var olan bürokratik zorluklara biraz daha katkı sağlar, o kadar. Olsun, bunlar da zaten yaşantımızın alışkın olduğumuz bir yönü.

Gerçekten üzülüyorum. Üzüntüm, aleyhimize olduğunu bildiğim böyle bir uygulamanın muhatabı olmamızdan değil. Eksili demokrasimize bir eksi daha eklendiği için.

Yorumlar kapatıldı.