İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Lraper: Patrik Hazretlerinin 31 Aralık´ta Yayınlanan Yılbaşı Mesajı

Cemaatimizin Sevgili Üyeleri,

Bugün ikindi saatlerinde Surp Asdvadzadzin Patriklik Merkez Kilisemiz’de sunulan Surp Badarak ile Rab Hisus Krisdos’un 2003’üncü lütuf yılına merhaba diyoruz.

Gün batarken 2002 yılının son anlarını yaşıyor, Yeni Yıl’ın ilk şafağını bekliyor, 2003’ün ilk ışıklarının uzaktan göründüğü geceye giriyoruz.

Bugünkü Surp Badarak’ta, Hisnag aydınlığının bizleri kucaklamak ve içsel dünyamızı huzur ve mutlulukla doldurmak üzere bizlere yaklaştığını, tüm benliğimizi sardığını hissediyoruz. Sanki, Gerçek Işık olan Krisdos’un, sonsuzluğun zaman tünelinden ansızın belirip bizleri sevgiyle bağrına bastığını, sonsuzluğun sırrını, Tanrı’nın erişilmez sevgisini ve kutsayan gücünü bizlere açtığını duyumsuyoruz.

Yeni bir zaman dilimi; savaş, şiddet, kin, çekişmeler, çığ gibi büyüyen sosyal sorunlar, ekonomik krizler, materyalizm, tüketim çılgınlığı gibi onlarca bileşkenden oluşan bir girdabın içine çekiyor bizleri. İnsanlık, her geçen gün daha mutsuzlaşarak, mala mülke daha çok bağlanarak, güzellikleri yok ederek, yalnızlaşarak, kargaşa ve bilinmezden oluşan bir döngünün içinde sürüklenip gidiyor sanki.

Aslında hiçbirimizin istemediği bu karamsar tablo, özgürlüğünü ararken yolunu şaşıran, maneviyatını tüketen, değerlerini öldürmüş insanın, kendi çıkarları ve hiç doymayan arzuları için kendine ve insanlığa neler yapabileceğini bize gösteriyor. Ve birçoğumuz belki de hiç yer almak istemediğimiz bu tablonun içinde sıkışıp kalabiliyoruz. Peki neden? Niçin? Neden güzel olana ulaşamıyor, yüreklerimizde huzuru ve mutluluğu yaşatamıyoruz?

Hz. Davut Peygamber, sıradan insanın, sadece Yaratanı’na, yani Rab’bine ait olmak yerine, gurur ve kibirini öne çıkartarak kendi benliğine yenilip “Tanrı yok!” demenin aldatmacasına kapıldığını hatırlatıyor (Mezmur 14). Yasa tanımayan ve inanca karşı geliştirilen fikirlerin insanı sadece sapkınlığa ve yozlaşmaya yönelteceğini; düşük tabiatlı insanın Tanrı yerine kendi benliğini koymaya ve böylece gem vurmaksızın tüm arzularına yeşil ışık yakmaya meyilli olduğunu anlatıyor.

Tarsuslu Aziz Resul Pavlus ise “insan benliğinin Kutsal Ruh’a, Kutsal Ruh’un da benliğe aykırı olanını arzuladığını” hatırlatarak bizlere önemli bir kapıyı aralıyor. Aziz Pavlus, sözlerine şöyle devam ediyor “Benliğin işleri bellidir. Benlik, gururun ve doymak bilmeyen arzuların güdümünde kıskançlık, öfke, bencil tutkular, sapkın ve duygusuz cinsellik, sefahat, putperestlik, büyücülük, düşmanlık, çekişme, ayrılıklar, bölünmeler, çekememezlik, sarhoşluk, çılgın eğlenceler ve bunun gibi duygu ve ortamlara açıktır”.

Aslında benliğin peşinden koştuğu bu unsurların hiçbirinin bizi sonsuz mutluluğa götürmediğini, aksine her birinin sonunda tükenmişliğin, pişmanlığın ve mutsuzluğun olduğunu hepimiz biliyoruz. Aziz Pavlus da sözlerinin sonunda “benliğin peşinde sürüklenenlerin Tanrı Egemenliği’ni miras almayacaklarını” belirtiyor (Galat. 5:16-21).

Kilisemizin aziz önderleri bu öğretiyi kuşaktan kuşağa aktardılar. Bugüne kadar her kuşağın yaptığı gibi, bugunkü kuşak da bu mesajı yeniden algılamalı, kabul etmeli ve ikibin yıllık andı yenilemelidir. Neden mi? Çünkü bu yolda sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve özdenetim gibi insanı insan yapan, sonsuz mutluluğu yüreklere taşıyan erdemler vardır (Galat. 5:22-23). Benliğin tutkuları, gün geçtikçe bizleri tüketip yok ederken mutsuzluğa sürüklüyor. Tanrı’nın Kutsal Ruhu’nun önder olduğu yolda ise, tüm güzellikler artarak çoğalıyor, bizi sarıyor ve sonsuz mutluluğa, huzura ulaştırıyor.

Cemaatimizin Sevgili Üyeleri,

Hemen hemen bütün yıl boyunca tüm vaazlerimizde Kutsal Kitab’ın ve kilise önderlerinin öğretilerini aktararak; aile, kilise ve cemaatin önemini, ailenin ve kilisenin kutsallığının korunmasının, aile çatısı altında kutsal geleneklerimizi yaşatmanın gerekliliğini vurguladık.

2003 lütuf yılının şu ilk anlarında,
Ermeni Kilisesi’nin sevgili üyelerine, evlatlarına sesleniyorum:

Kutsal Su ve Müron’la vaftiz olarak Hristiyan-Ermeni kimliği ile mühürlendiğinizi unutmayın. Bu özün doğrultusunda kurtarıcımız Hisus’un sözlerini anımsayın: “Tanrın Rab’bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün aklınla ve bütün gücünle seveceksin”. Ve bir diğeri “ “Komşunu kendin gibi seveceksin!” Rabbimiz, “bunlardan daha büyük buyruk yoktur” dedi (Markos 12:30-31).

Ruhun kurtuluşu hakkında yazan Aziz Pavlus ise ilave olarak Hisus’un Rab olduğunun açıkça söylenmesi ve Tanrı’nın O’nu ölümden dirilttiğine yürekten iman edilmesiyle kurtulacağımızı belirterek, insanın yürekten iman ederek aklanacağını ve imanını ağzıyla açıklayarak kurtulacağını belirtiyor (Rom. 10:9-13).

Kilise’nin Sevgili Evlatları,

Yeni Yılın eşiğinde bunları hatırlayın. Her fırsatı değerlendirerek Kutsal Vaftiz Andınız’ı yenileyin. Her Surp Badarak veya Kutsal Vaftiz töreninde, hatta evinizde, kendi odanızın yalnızlığında dua ettiğiniz zaman bu andı yenileyebilirsiniz. Gözlerinizi Göksel Babamız’a çevirerek yüreğinizin derinliğinden “Rab’bim imanımı, ümidimi ve sevgimi güçlendir; adilleşmek, günahlarımdan arınmak, kötü güçlerin etkilerinden kurtulmak ve yalnız Sana hizmet etmeyi arzuluyorum!” deyin. Aziz Patriğimiz Nerses Şnorhali’nin Rab Hisus’a yönelttiği duayı inanarak tekrarlayın: “Tanrı Oğlu, gerçek Tanrı, Sen Baba’nın böğründen alçaldın ve kurtuluşumuz için Aziz Bakire Meryem’den beden aldın. Haçlandın, gömüldün ve ölülerden dirildin ve görkemle Baba’nın yanına yükseldin. Gökyüzü ve Senin önünde günah işledim. Krallığınla tekrar geldiğinde, tövbe eden hırsıza vaat ettiğin gibi, beni de hatırla. Tüm yarattıklarına ve ben günahkara merhamet et”.

Aziz resuller ve manevi hazinemiz olan Ermeni Kilisesi’nin aziz kurucuları işte böyle inandılar. Tarihimiz boyunca imanlı halkımıza büyük hizmetlerde bulunan ve yeri başka hiçbir kurumla doldurulamayacak olan, günümüzde de çok özel konumunu koruyan Kilisemiz’deki yerinize ve değerlere sahip çıkın. Bunları hiçbir zaman zorunluluktan dolayı yapmayın. Yüreğinizin derinliklerindeki o sese kulak verin. Yaşadığımız dünyayı daha yaşanılır kılabilmek için Sevgi Yolu’nu seçin.

Kilisemizin Sevgili Evlatları,

Evliliğinizin, ailenizin, yuvanızın kutsallığını koruyun. Cemaatimizin ve kilisemizin en küçük biriminin aile olduğunu unutmayın. Yuvanızı sarsılmaz kılmak için Kayamız olan Tanrı Sözü üzerine kurun ki, eviniz tüm zorluklara, engellere, saldırılara, fırtınalara karşın dimdik ayakta dursun ve ailenizin yıkılmaz kalesi olsun. Parçalanan ailelerden, mutsuz ailelerin mutsuz çocuklarından ders çıkarın. Çocuklarınıza, eşlerinize, akrabalarınıza sımsıkı sarılın. Duanın ve buhurun yuvalarınıza tekrar girmesine izin verin. Kendinize ve ailenize, yani en sevdiklerinize mutluluğun yollarını açın. Parayla satın alamayacağınız huzuru, güveni ve sonsuz mutluluğu onlara armağan edin. Duanın varolduğu ailelerin bağları sıkılaşır, güçlenir. Durmayın hemen bir başlangıç yapın. Yeni Yıl’ın ilk anlarında ailece Rabbin Duası “Hayr Mer”i birlikte söyleyin. Zorlukları yenme ve sıkıntılara katlanma gücünü, gerçek sevgiyi ve mutluluğu duadaki birliktelikte bulduğunuzu göreceksiniz.

Cemaat ve kilise vakıflarımızın sevgili yöneticileri,

Birbirinizin yükünü taşıyın ve böylece Rab Hisus’un Sevgi Yasası’nı yerine getirin. Görevinizde bilinçli, gayretli ve özdenetimli olun. Herkes başkasının yaptıklarıyla değil, yalnız kendi yaptıklarıyla övünebilir. Başkalarını izleyerek ya da yererek kendi yaratıcılığınızı, başarılarınızı engellemeyin. Görevinizin sorumluluğunu taşıyın. Cemaat içinde iyilikte, yoksullara yardımda, dayanışmada örnek olun (Galat. 6:1-10).

Toplumsal düşüncenin ve sosyal yaşamın yeşermesine katkıda bulunun. Barışçı, yasalara saygılı, sadık ve özgüvenli vatandaşlar olun. Ülkeye ve kültüre değer katın, sahip çıkın. Bunların yanısıra geleneksel kutsal değerlerimizin korunmasına özen gösterin. Birlikte yolculuk ettiğimiz bu gemi hepimizindir. Gemiye katılan her güzellik ya da verilen her zarar hepimizin yolculuğunu etkiliyor.

Yeni Yıl vesilesiyle Patrikliğimizin Aziz Episkoposları, saygın Pederleri ve Sargavakları, Korolarımızın üyeleri, okullarımızın öğretim kadroları, cemaat ve kilise vakıf yöneticileri, cemaatimiz basın mensupları ve cemaatimizin değerli üyeleri ile Kutsal Kitap’tan birkaç önemli mesajı paylaşmak istiyorum: “Rab’bin çağırısına layık bir şekilde yaşayalım ve çalışalım. Her zaman alçakgönüllü, yumuşak huylu ve sabırlı olalım. Sevgimizi, birbirimize karşı hoşgörüyle gösterelim. Kutsal Ruh’un lütfettiği birliği esenlik bağıyla korumaya gayret edelim” (Efes. 4:1-3). “Her kötü niyetle birlikte her türlü kin, öfke, kızgınlık ve iftira sizden uzak olsun. Birbirinize karşı iyi yürekli, şefkatli olun. Tanrı sizi Hisus’ta bağışladığı gibi siz de birbirinizi bağışlayın” (Efes. 4:30-32). Unutmayın, Rab Hisus, Tanrı’yı sevenin kardeşini de sevmesini buyurmaktadır (I Yu. 4:21).

Hepimiz Tanrı ve kardeş sevgisiyle zenginleşip, O’nun merhametine ve önderliğine ve kilisemizin tüm azizlerinin ve şehitlerinin aracılığına güvenerek, istekli ve hevesli çalışmalarla cemaatimizin hem ruhani hem de manevi anlamda güçlenmesine hizmet edelim.

Yaşam veren ve bizleri sonsuz sevgisiyle seven Tanrı, Kutsal Ruhu’yla hepimizi aydınlatsın, birliktelik sevgimizi pekiştirsin, yüreğimizi ve ruhumuzu yenilesin. “Rab’bimiz şefkatini, merhametini göster bize, isyankarlıktan kurtar bizi!” duasını yüreğimizin en derin yerinden imanla edelim.

Sevgili Cemaatim,

Hepinize Tanrı’nın bereketleri, lütfu ve esenliği ile dolu mutlu bir yıl diliyorum.

+Mesrob

Yorumlar kapatıldı.