REF: Türkiye Ermenileri Patriği’nin Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım sürecine destek gezisi hakkında…
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım sürecine destek sağlamak üzere Avrupa’da bir iyi niyet gezisine çıkan Türkiye Ermenileri Patriği’nin seyahati süresince, “Avrupa’daki Ermeni diasporasını temsil ettiklerini iddia eden” siyasi nitelikteki bazı gruplar, bu geziyi sorgulayan ve kınayan bültenler yayınlamışlardır. Bu gruplardan bazılarının temsilcileri ise, Patrik Hazretlerini konakladığı otellerde bizzat ziyaret ederek bu görüşlerini kimi zaman saygı sınırlarını aşan bir üslupla ifade etmişlerdir.
Patrik Hazretleri, bazı diaspora mensuplarının bu tepkisine, Paris’te yayınlanan Haraç Gazetesi muhabiri Arpi Totoyan ile yapılan ve geniş bir özeti gazetenin 30 Kasım sayısında yayınlanan söyleşi ile cevap vermiştir. Bu söyleşide de belirtildiği gibi;
1. Patrik Hazretleri, söz konusu geziye, cemaat vakıflarının sivil yöneticilerinin, cemaatin ileri gelenlerinin ve özel danışmanlarının istek ve onayıyla çıkmıştır. Cemaatin duygu ve düşüncelerinin, bir “iyi niyet gezisi” ile Avrupa’daki din adamlarına, devlet adamlarına ve uluslararası örgütlerin yetkililerine aktarılması iradesi, bizzat cemaatin sivil temsilcileri tarafından Patrik Hazretleri’nin dikkatine sunulmuştur.
Patrik Hazretleri, Türkiye’deki Ermeni cemaatinin seçilmiş lideri olarak, din adamı ve sivil, her kesimden cemaat mensuplarıyla sürekli iletişim içerisindedir. Patrik Hazretleri, görevinin gerektirdiği dini ve toplumsal faaliyetlerinin dışında, hemen her ay “sohbet toplantıları”nda halkla biraraya gelmekte, ayrıca zaman zaman geniş katılımlı istişari toplantılar düzenleyerek, cemaat temsilcilerinin duygu ve düşüncelerini, eğilimlerini öğrenmekte, değerlendirmelerini buna göre yapmaktadır.
2. Patrik Hazretleri, bu geziye dileyen sivil cemaat üyesinin katılabileceğini çeşitli vesilelerle dile getirmiş, ancak bu konuda Patrikhane’ye resmi ya da gayrıresmi herhangi bir başvuru olmamıştır. Ermeni cemaatinin sivil üyeleri arasında AB’ne katılma süreciyle ilgili olarak şahsen yurtdışına gidip temaslarda bulunmak veya TÜSİAD benzeri sivil toplum kuruluşlarının heyetlerine katılmak isteyenlerin ya Patrikhane ile bu konuda bağlantıya geçmeleri, ya da birer TC vatandaşı olarak Patrikhane’den bağımsız, kişisel girişimlerde bulunmaları söz konusu olabilirdi, ancak bilindiği kadarıyla bugüne dek bu konuda herhangi bir adım atılmamıştır.
3. Patrik Hazretleri’nin liderlerle yaptığı görüşmeler, gezinin amacına uygun olarak, Türkiye’nin AB üyeliği beklentisi üzerine odaklanmıştır. Bu aşamada Türkiye Ermenileri’nin sorunlarının dile getirilmesi “yersiz ve zamansız” görülmüştür. Öte yandan, AB Komisyonu görevlileri tarafından Türkiye’deki bir gazeteci ile hazırlandığı anlaşılan ve Türkiye’de yaşayan azınlıkların sorunlarına ilişkin bir liste hemen her görüşmede Patrik Hazretleri’nin önüne getirilmiştir. Patrik Hazretleri, sorunlar konusunda Türkiye’deki hükümet yetkilileriyle görüşülmekte olduğunu, sorunların giderilmesi yolunda birtakım ilerlemeler kaydedilmeye başlandığını, yeni hükümetin bu konudaki kararlılığına güvenilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
4. Patrik Hazretleri, yaptığı her görüşmede, Türkiye’de yaşayan Müslüman olmayan azınlıkların, Türkiye-AB ilişkilerinde din farklılığının öne çıkarılmasından ve kullanılmasından rahatsız olduklarını dile getirmiştir. Patrik Hazretleri, AB bünyesindeki bazı tutucu çevreler tarafından ileri sürülen din farklılığının, yapay ve içtenlikten uzak bir düşünce olduğunu, gerçek sorunları kamufle etmek için kullanıldığını düşünmektedir. Asıl konunun, Türkiye’nin mevcut nüfus yoğunluğu ve coğrafi büyüklüğü ile AB’ye üye olması halinde doğacak politik ve ekonomik sorunlar olduğu açıkça ortadadır.
AB üyeleri arasındaki muhafazakârların, Hristiyan-Müslüman ayrımını körükledikleri ve bunun, Türkiye’nin AB’ye girmesine engel teşkil ettiğini söylemeye devam ettikleri taktirde, Türkiye’deki ve komşu Ortadoğu ülkelerindeki Müslüman kamuoyunun “Hristiyan Batı”ya hangi duygu ve düşüncelerle bakacağı aşikardır. Nitekim, Türkiye’deki Hristiyan azınlıklar AB’nin muhafazakar üyelerinden bazılarının yapay bir “Hristiyan-Müslüman tartışması” yaratmalarından, buna tepki olarak Türkiye’deki ulusal basında ve bazı kamuoyu çevrelerinde Hristiyan dinine ve mensuplarına yönelen çeşitli sorgulamalardan tedirgin ve rahatsız olmuşlardır.
Patrik Hazretleri, birçok Hristiyan ve Müslüman din adamı gibi, yıllardır dinlerarası diyalog için kesintisiz çaba sarf etmektedir. Bu nedenle, kaygılarını belirtmeye, dinin uluslararası siyasete alet edilmemesi gerektiği, aksi taktirde sadece farklı dinlere mensup insanlar arasında ayrımın keskinleşeceği ve istenmeyen durumlar yaratabileceği gerçeğinin altını çizmeye devam etme kararlılığındadır.
Türkiye Ermenileri Patrikliği Basın Sözcülüğü
Yorumlar kapatıldı.