Yarın, Süryaniler tarafından olduğu kadar, Ermenilerce de sevilen, halk tarafından benimsenmiş azizlerden birini, Nusaybinli Surp Hagop’u anıyoruz.
Türkiye’nin güneydoğu sınırındaki Nusaybin’in ünlü patriğidir. Bakıcısı tarafından götürüldüğü Kayseri’de ilk Hristiyanlık öğretisini alır. Öğrenim ve ruhani eğitimle geçen ilk yıllarından sonra, kendini Tanrı’ya adamak için manastırda inzivaya çekilir. Münzevi Maruke’nin önerisiyle, 320’li yıllarda Diyarbakır’da episkopos takdis edilir. 325 yılında İznik’te toplanan konsile davet edilir. Gerek İmparator Konstantin, gerekse toplantıya katılanlar tarafından büyük saygı görür. Arius’a karşı Kilise’nin ortodoksluğu konusunda verdiği mücadeleyle, onun en büyük karşıtı olur.
Rivayete göre bir türlü tövbe etmeyen ve insanların sürçmesine neden olan Arius, Surp Hagop tarafından lanetlenerek büyük acılar içinde kıvranır. 338 yılında, episkoposu olduğu şehri, yağmalamaya gelen İranlıların istilasından 70 gün boyunca dualar ve halka verdiği cesaretle kurtarır. İyi bir önder, iyi bir vaiz, ahlaki konuların günlük hayata uygulanışı konusundaki yazılarıyla ün kazanmış büyük bir teologdur.
Surp Hagop hakkında Ermeni halk edebiyatında da çok sayıda öykü vardır.
Surp Hagop Nuh’un gemisini bulmak için yola çıkar. Ağrı dağının eteklerinde, doruğa doğru tırmanırken, ağırlık basar, uyuyakalır. Rüyasında bir melek kendisine Nuh’un gemisinden bir tahta parçası getirir. Uyandığında bunun gerçek olduğunu görerek Tanrı’ya hamdeder. Aziz’in konakladığı yerde bir pınar fışkırır. Burada önce Surp Hagop Manastırı, sonra da aynı adlı köy kurulur. 1840 yılında Ağrı dağının son büyük sarsıntısında Agori adlı bu köy ve manastır yok olurlar.
Anadolu folklorunda Surp Hagop ağarmış uzun sakalıyla ünlüdür. Efsaneye göre, Surp Hagop Ardemed’den geçerken çeşmede su doldurup çamaşır yıkayan kızlar kendisiyle alay ederler. Aziz onlara sert bir şekilde çıkışınca kızların saçları ağarır. Kızlar korku ve üzüntüye kapılır, Aziz’e yalvarmaya başlarlar. Onların bu haline üzülen Surp Hagop dua ederek “Tanrım beni affet. Onların çok ağır bir şekilde cezalandırılmalarına neden oldum. Acı onlara, saçlarının beyazlığı görünmesin. Merhamet et ve duami işit…” der. Sonra, azizin dileği üzerine, kızların saçları eski haline döner. Yaşlıların anlattıklarına göre, o gün bu gün, Surp Hagop dua ederken sakalını sıvazladığında kar yağar, yeryüzü beyaza bürünürmüş. Bugüne dek Surp Hagop yortusunda yağan kar, buna yorumlanır.
Yorumlar kapatıldı.