İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Lraper: Brüksel Temasları I – VII

Brüksel Temasları I: AB Türkiye Bölümü

28 Kasım Perşembe sabahı hızlı tren ile Brüksel’e geçen Patrik Mesrob II Hazretleri, Brüksel’deki temasları çerçevesinde, saat 15.00’de Avrupa Birliği Türkiye Bölümü Şefi Michael Leigh’i ziyaret etti.

Görüşmede söz alan Patrik Hazretleri, Kopenhag doruğunun yaklaşması nedeniyle Türkiye’de yaşayan azınlıklar olarak tutumlarını belirlemenin yararlı olacağını düşündüklerini, Türkiye’nin gayrımüslim vatandaşları olarak AB’den beklentileri olduğunu ifade eden Patrik Hazretleri şöyle dedi:

“Türkiye’nin AB’ye girmesi ülkedeki her kesim gibi, azınlıklar açısından da çok olumlu olacaktır. AB’ye uyum sürecinde bazı iyileştirmeler getirilmiş, her ülkede olduğu gibi Türkiye’deki bazı azınlıkları doğrudan ilgilendiren sorunlar da gündeme gelmiştir. İyi niyete rağmen konuyla ilgili tüm düzenlemeler koalisyondaki bazı ortakların tutumu yüzünden tamamen başarılı olamamış ve beklentilere cevap verememişse de, Abdullah Gül’ün başbakanlığındaki 58’inci hükümet bunun farkındadır ve konuyu pek yakında yine gözden geçirmeyi taahhüt etmiştir. Biz bu konuda yeni olumlu düzenlemeler getirileceğine inanıyoruz.”

Patrik Hazretleri sözlerine şöyle devam etti: “Bizim sizden ricamız, son günlerde bazı muhafazakar çevrelerin yaptıkları gibi din faktörünün arkasına sığınıp Türkiye’ye olumsuz bir cevap verilmemesi. Türkiye’deki gelişmeleri göz ardı etmek çok yanlış bir tutum olur. Türkiye’nin Kopenhag kriterleri açısından bir takım eksiklikleri var, ancak bu kriterleri yerine getirmek için var olan iradeyi görmek, eksikliklerin giderilebilmesi için yeşil ışık yakıp Türkiye’yi teşvik etmek gerekir.”

Michael Leigh cevabında şöyle dedi: “Biz kesinlikle din faktörünü kullanmıyoruz, bizim için önemli olan Kopenhag kriterlerinin Türkiye tarafından benimsenip tatbik edilmesidir. Tabii ki, AB’ye her katılan ülkede her şey mükemmel değil, ama asgari bir uyum olduğunu herkes bilir. Özellikle insan hakları, temel hak ve özgürlükler konusunda Türkiye’nin hala çok eksiği var, örneğin dini özgürlüğün tam olmadığı gibi, azınlık ve Müslüman ayırımcılığı olduğunu da inkar edemezsiniz. Biz durumu takip etmekteyiz ve tüm veriler elimizde sabittir. İşte Türkiye raporu buradadır. İşte buradaki noktaları gözden geçirdiğimizde neyin olup olmadığını görürüz. Raporda bahsedilen konular hakkındaki düşüncelerinizi bilmek isteriz. ”

Michael Leigh’in dediklerini yanıtlayan Patrik Hazretleri, Türkiye’de yaşayan Hristiyan vatandaşların dini ibadet alanında hiçbir sıkıntıları olmadığını, özgür bir şekilde ibadetlerini gerçekleştirebildiklerini, Müslümanlarla Hristiyan vatandaşlar arasında uyumlu bir yaşam diyaloğu olduğunu söyledi. Bunun yanısıra cemaat olarak vakıflar bağlamında bazı sorunlar yaşandığının hala ne yazık ki gerçek olduğunu, kilise için din görevlisi yetiştirme konusunda da hala bir ilerleme kaydedilemediğini, ancak bunların yeni hükümet tarafından düzenleneceği ümidinin var olduğunu ifade etti. Türkiye marjinal bir konumda bırakıldığı takdirde, kamuoyunun AB’ye desteğinde bir azalma olabileceğine, ve iyileştirmeler konusundaki iyimser atmosfere olumsuz etki yapabileceğinden endişe ettiğini belirtti. Patrik Hazretleri, Türkiye lehine sergilenecek olumlu bir yaklaşımın ise, her alanda bir iyileştirme ve ilerleme sağlayabileceğine işaret etti.

Patrik Hazretleri’nin bu cevabına karşılık söz alan Michael Leigh ise şöyle konuştu: “Mesajınız çok açık ve çok güzel. Şimdi bunları söylemeniz iyi, hoş, ama tekrarlıyorum, her ne kadar AB’de Yahudi-Hristiyan (Judeo-Christian) değerlerinin var olduğu bir gerçekse de, Avrupa’da Hristiyan olmayan çok sayıda cemaat var, önemli olan aday ülkelerde temel hak ve özgürlüklerin var olması gibi başka kriterler. Dolayısıyla Türkiye’nin sorunu salt din sorunu değil; ülkenin büyüklüğü, nüfusu, ekonomik yetersizliği, özgürlüklerin uygulanması gibi değişik sorunlar mevcut. Türkiye henüz AB normlarına tamamen intibak edememekte. Haklısınız, çok iyi söylediniz, bir dizi reformlar kabul edildi, fakat bunların uygulanmasına henüz geçilebildi mi? Dolayısıyla bu gelişmeler takip edilecektir. Hatta bir dizi yeni reformlar yapılması da önerilebilir. Türkiye’nin önünde bir de Kıbrıs engeli var. Kesinlikle süreç üzerinde etkili olacaktır. Temenni ederim ki sizin savunduğunuz gibi Türkiye kabul ettiği reformları bir an önce uygulamaya geçirerek AB’ye üyelik sürecini olumlu bir sonuca ulaştırır.”

Brüksel Temasları II: Belçika Dışişleri Bakanlığı

28 Kasım Perşembe öğleden sonra Belçika Dışişleri Bakanlığı’na giden Patrik Mesrob II Hazretleri, Türkiye’yi de kapsayan Batı Avrupa Dairesi Başkanı Renilde Loeckx ile görüştü. Loeckx’e de iyi niyet gezisinin amacını anlatan Patrik Hazretleri, dinlerarası diyalog açısından Türkiye’de bir uyum ve diyalog olduğunu belirterek, gayrımüslim azınlıkların da Türkiye’nin en kısa zamanda AB’ye girmesini ve bu süreçte Aralık ayında Türkiye’ye kesin bir tarih verilmesini beklediklerini ifade etti.

Patrik Hazretleri’nin söylediklerini dikkatle dinleyen Loeckx, bazı kesimlerin dedikleri gibi dini aidiyetin Türkiye’nin AB’ye girmesiyle bir ilgisi olmadığını, bu sürecin sadece Kopenhag kriterlerine dayandırılacağını, Belçika hükümetinin de bu şekilde düşündüğünü söyledi. Belçika’da, Türk ve Arap asıllı Müslümanlar’ın her türlü din ve vicdan özgürlüğüne sahip olduklarını da söyleyen Loeckx, AB’nin yayınladığı rapora göre Türkiye’deki Hristiyanların bu haklara tamamen sahip olmadıklarının görüldüğünü belirtti. Patrik Hazretleri ise Türkiye’deki gayrımüslim azınlıkların dini vecibelerini özgürce yerine getirebildiklerini, bir dizi sıkıntıların var olduğunu fakat bunların giderileceğine dair yeni hükümetin söz verdiğini, AB’ye girişin Türkiye’de yaşayan tüm azınlıkların müşterek arzusu olduğunu söyleyerek, “Avrupa Türkiye’nin Kopenhag kriterlerine tamamen uyum göstermesi için uyarmakla kalmamalı, parlamentoyu ve hükümeti güçlendirmek için olumlu ve kesin jestlerle teşvik de etmeli, yani AB sürecinde Türkiye’ye daha kesin bir parkur çizmelidir” dedi.

Görüşmenin sonunda ziyaretinden dolayı Patrik Hazretleri’ne teşekkür eden Loeckx şöyle dedi: “Sizin görüşünüz bizim için çok önemli, ayrıca bu iyi niyet gezisini gerçekleştirmenizi çok yararlı buluyorum. Kıbrıs sorunu gibi henüz çözüme ulaşmamış ve sürüncemede kalan işler Türkiye’ye tarih verilmesi konusunda AB’yi düşündürmektedir. Önümüzdeki iki hafta belirleyicidir. Bu ilginç mesajınız için çok teşekkür ederim. Bunu aynen Dışişleri Bakanıma da ileteceğim. Sizin görüşünüzü bilmek onu da memnun edecektir”.

Brüksel Temasları III: Ermeni Forumu

28 Kasım Perşembe akşamı Patrik Hazretleri Brüksel’deki Crowne Plaza otelindeki dairesinde Avrupa Ermeni Örgütleri Forumu Genel Sekreteri Nicholas Tavityan’ı başvurusu üzerine kabul etti.

Patrik Hazretleri forumun AB parlamenterlerine gönderdiği rapordan Türkiye Ermenilerinin hiç hoşnut kalmadıklarını, bu yaklaşımın sağduyulu Ermenistan diplomatları tarafından da tasvip görmediğini, Ermenistan’ın eski başbakanlarından Hrant Pagratyan’ın bu konuda alenen çağrıda bulunarak, AB’ye uyum sağlayan ve AB üyesi olan bir Türkiye’nin Ermenistan için de daha yararlı bir komşu olacağı kanaatini beyan ettiğini söyledi. Patrik Hazretleri ayrıca gezisinin, Avrupa’daki bazı Ermeni siyasilerinin varsaydıkları gibi, AKP Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa turuna paralel nitelikte planlanmış bir gezi olmadığını, bu iyi niyet gezisinin AKP daha iktidara gelmeden çok önce, AB giriş sürecinin olumlu neticelenmesinin Türkiye’deki tüm kesimler gibi kendileri için de önemli olduğuna inandıklarından, Ermeni cemaatinin kurumları tarafından düzenlendiğini ifade etti.

Brüksel Temasları IV: Avrupa Komisyonu Başkanlığı

Patrik Mesrob II Hazretleri, 29 Kasım Cuma öğleden önce Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodi’yi makamında ziyaret ederek görüştü.


(Mesrob II, Prodi, Bakar)

Sıcak bir ortamda gerçekleşen görüşme esnasında önce söz alan Prodi “Bildiğiniz gibi AB çokkültürlü bir müessesedir. Sizi burada görmek bana mutluluk veriyor. Hoş geldiniz” dedi.

Patrik Hazretleri ise bu iyi niyet ziyareti öncesi kendi cemaatinin temsilcileriyle olduğu gibi, diğer gayrımüslim cemaatlerin liderleriyle de istişarede bulunduğunu, azınlık olarak bir dizi sorunlarının varolduğuna dair hemfikir olduklarını, ancak eskiye nazaran bir çok alanda değişiklikler yaşandığını, gün geçtikçe iyileşmeye doğru adımlar atıldığını, ve bu konuda yeni hükümete güvendiklerini ifade eden Patrik Hazretleri, özellikle din bahanesiyle Türkiye’nin marjinal konumda bırakılmasının Türk kamuoyunu gerek genel anlamda Hristiyanlar’a, gerekse ülkedeki azınlıklara karşı menfi etkileyeceğini, dolayısıyla dinin AB’ye bir giriş kriteri olarak algılanmamasını istediklerini söyledi.

Prodi, AB yetkililerinin hiçbir zaman böyle bir konuyu ileri sürmediklerini, Giscard d’Estaing’in herhangi bir hükümetin başkanı olmadığını, kendilerinin sadece Kopenhag kriterlerinin gerçekleşmesine önem verdiklerini söyledi ve AB üyesi hiçbir ülkede ayırımcılık olmadığını, herkesin dini açıdan olduğu gibi her konuda özgür olduğunu ifade etti. Prodi, Belçika’nın her tarafında cami bulunduğunu, Türkiye’de ise bu özgürlüğün var olmadığını, kilise vakıflarının mal edinemediğini, ruhban okulu açmanın yasak olduğunu, dolayısıyla Türkiye’de dini özgürlükten bahsedilemeyeceğini ileri sürdü.

Türkiye’nin AB’ye girmesiyle bu özgürlüklerin kendiliğinden yaşama geçebileceklerini söyleyen Patrik Hazretleri’ne Romano Prodi “Önce özgürlükler yaşama geçsin, o zaman Türkiye AB’ye girmeye hak kazanır. Çünkü bugün Kopenhag kriterleri uygulanıyor diyemeyiz. Kaldı ki aynı koşullara ve kriterlere uyulması tüm aday ülkelerden de istenmiştir. Ama sizi temin ederim ki benim politikam Türkiye’ye mümkün olduğu kadar dostluk göstermek ve onu teşvik etmektir. Kriterler yerine getirildiğinde Türkiye hakkında bir karar alınacağı kesindir. Sizin de söylediğiniz gibi, kabul etmek gerekir ki AB’ye girme gayesi demokratikleşmeye sevk etmiştir ve bunun devam edeceğine inanmak isterim. Bizim görevimiz teşvik etmeye devam etmektir” şeklinde cevap verdi.

Brüksel Temasları V: AB Genişleme Komisyonu

Patrik Mesrob II Hazretleri 29 Kasım Cuma öğleden sonra AB Genişlemeden Sorumlu Komisyon Türkiye Bölümü Başkanı Eneko Landaburu’yu makamında ziyaret ederek görüştü.


(Landaburu ve Mesrob II)

Patrik Hazretlerini makamının kapısında karşılayan Landaburu, Patrik Hazretleri’ni kabul etmekten dolayı çok mutlu olduğunu, çünkü onun görüş açısının kendileri için önemli olduğunu ifade ederek şöyle dedi: “Sizin düşüncelerinizi daha önce vermiş olduğunuz beyanatlarınızda okuduk. Bilindiği gibi, 15 yıldır Avrupa Birliği’ni inşa etmek istiyoruz. Bunu yaparken de her ülkenin özelliklerinin korunması için çaba harcıyoruz. Gayemiz çeşitlilik içinde birlik sağlayabilmektir. Entegrasyonun kalitesi buna bağlıdır. AB’ye üye olmanın vazgeçilmez şartı insan haklarını, temel hak ve özgürlüklerini vs. kapsayan demokratikliktir. Türkiye’nin adaylığını tartışma yaratacağını bilerek hepimiz kabul ettik. Bizim komisyon olarak görevimiz, Türk hükümeti yetkilileri ile ilişki içinde olup gerekli kriterleri kısa, orta ve uzun vadede yerine getirip getirmediklerini inceleyip bilgi topladıktan sonra bir rapor hazırlamaktır. İncelemelerimiz sonucunda bazı ilerlemelere rağmen, Türkiye’nin Kopenhag kriterlerini tamamen yerine getirmediğini gördük.

“Sayın Erdoğan’ın seçimleri kazanması bizim için çok önemli ve bizleri ziyareti sırasında çarpıcı olan husus, müzakereleri bir an önce başlatabilmek için gerekli reformları gerçekleştirmekteki kararlılığı. Kopenhag bizim için bir anahtardır. Türkiye’yi bir dost olarak kabul ediyoruz ve insan haklarına ve demokrasiye doğru gelişmesini sağlamak için her zaman teşvik edeceğiz. Bu sabah Fransa Dışişleri Bakanlığı’ndan gelen bir yetkili Erdoğan’ın gezisinin çok verimli olduğunu ifade etti. Türkiye’nin AB’ye uyumu konusu önümüzdeki günlerde gündemdeki yerini koruyacaktır. Bu açıdan ziyaretiniz ve görüşleriniz bizim için önemlidir.”

Brüksel Temasları VI: Vatikan Temsilcisini Ziyaret

Patrik Mesrob II Hazretleri, 29 Kasım Cuma öğleden sonra Vatikan’ın AB nezdindeki Büyükelçisi Mons. Faustino Sanz Munoz’a bir nezaket ziyaretinde bulundu. Vatikan Büyükelçisi ile birlikte Papa Jean Paul II Hazretleri’nin AB ile ilgili beyanatları görüşen Patrik Hazretleri, Avrupa’nın bir ortak değerler bileşimi olduğunu, Hristiyan kültürünün bunun başlıca unsurlarından birisi olmakla birlikte sayıları milyonları bulan diğer dinlerin mensuplarının rencide edilmemesi gerektiğini ve Katolik Kilisesi’nin de onlarca yıldır kararlılıkla takip ettiği dinlerarası ilişkiler ve diyalog çabalarının ardından gerek AB ülkelerindeki, gerekse AB’ye girmeye hazırlanan ülkelerdeki Müslümanların dışlanmaması gerekliliğine dikkat çekti.


(Patrik Hazretleri Vatikan Büyükelçisiyle)

Brüksel Temasları VII: Türkiye Büyükelçiliği ve Daimi Temsilciliği

Patrik Mesrob II Hazretleri, yardımcısı V. Seropyan ve Basın Sözcüsü Luiz Bakar ile birlikte Brüksel’deyken, 28 Kasım Perşembe, Türkiye’nin Brüksel Büyükelçisi Erkan Gezer tarafından Büyükelçilik’te öğle yemeğiyle ağırlandı.

29 Kasım Cuma akşamı ise, AB nezdindeki Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Oğuz Demiralp, Patrik Hazretlerini konutunda verdiği bir akşam yemeğiyle ağırladı.

Yorumlar kapatıldı.