Paris Temasları IV: Senato
27 Kasım Çarşamba saat 11:00’de Patrik Mesrob II Hazretleri, Fransız Senatosu’nun tarihi başkanlık binasına vardı ve Fransa-Ermenistan Dostluk Grubu Başkanı Senatör Jacques Oudin ile Fransa-Türkiye Dostluk Grubu Başkanı Senatör Michel Pelchat tarafından karşılandı.
(Senator Oudin, Patrik Mesrob II, Senator Pelchat)
Patrik Hazretlerini ülke dışında bulunan Senato Başkanı Christian Poncelet adına konuk etmekten onur duyduklarını söyleyen Senatör Oudin, Senato çatısı altında Ermeni Patriğini ağırlamaktan mutluluk duyduklarını söyledi.
Patrik Hazretleri Avrupa’da gerçekleştirmekte olduğu iyi niyet ziyaretlerinin amacını bir kez daha senatörlere açıklarken özetle şöyle dedi: “Sizlerin de müşahede ettiği gibi, Türkiye, tüm AB üyelerince uyulması gereken Kopenhag kriterlerinin uygulanması doğrultusunda kararlılıkla ilerlemektedir ve iyi niyetle hareket ederek gerek insan hakları konusunda, gerekse temel hak ve özgürlükler konusunda yadsınamaz ilerlemeler kaydetmiştir. Kaldı ki Türkiye her zaman Batı’ya dönük bir ülke olmuştur. Şu son zamanlarda Avrupa’da bazı muhafazakâr kesimler, AB’nin bir Hristiyan topluluğu olduğunu, dolayısıyla Müslüman bir ülke olan Türkiye’nin dinî nedenlerle de Avrupa’ya giremeyeceğini ileri sürmekteler. Bu gayet yanlış bir tutumdur. Sevgi ve kardeşlik vaaz eden Hristiyanlığa da aykırı bir duruştur. Dolayısıyla Türkiye’nin AB’ye giriş sürecini dinî kritere bağlamak yanlış ve kabul edilemez bir tutumdur. Diğer taraftan, Türkiye’ye AB süreci için bir yeşil ışık yakmayarak, Türkiye’yi marjinal konumda tutmak ileride telafisi mümkün olmayan zararlara yol açabilir”.
(Senatör Pelchat, Patrik Mesrob II, Luiz bakar, Senatör Oudin)
Daha sonra söz alan Senatör Pelchat Patrik Hazretleri’yle birlikte olmanın kendisi için çok önemli olduğunu söyledikten sonra sözlerine şöyle devam etti: “Bence Türkiye’ye tarih verme konusuna odaklanmanın gayet faydalı olacağını düşünüyorum, fakat bunun için Türkiye’nin bir takım çabalar sarf etmesi, demokrasi, laiklik, insan hakları ve benzeri konularda iyileşmeler kaydetmesi gerekiyor. Ben Türkiye’nin AB’ye katılmasını en çok isteyen ve destekleyen kişiyim. Türkiye Müslüman ülkeler arasında laikliği kabul eden ilk ülkedir. Türkiye’nin AB’ye girmesi sadece Türkiye için değil, tüm dünya için faydalı bir durum yaratır, böylece Türkiye modeli diğer Müslüman ülkelerince de dilerlerse tatbik edilebilir. Bu çok önemli bir noktadır. Kaldı ki Türkiye, geçmişiyle tarihiyle ve ulaştığı düzey açısından AB’ye girme çağrısına sahiptir. Türkiye’nin çok özel bir karakteri vardır. Atatürk gerçekleştirdiği reformlarla Türkiye’yi Avrupalı bir kimlikle donattı. Ermeni Diasporası ile sorunlarının Türkiye’ye zarar verdiği doğrudur ve tarihteki olaylar uzmanlar tarafından incelenmelidir. Senato Başkanımız Poncelet Kafkasya’da barışı sağlamak isteyenlerin önünde gelmektedir, bu amaçla Kafkaslar’a gidip Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan ile temaslarda bulunarak bu üç ülkede barışın sağlanması için elinden geleni yapmaktadır. Başkanımız Poncelet’nin Türkiye’nin AB’ye girmesini desteklediğini bilmeyen kalmadı. Ancak Fransa, Türkiye’nin tarihi geçmişinden bugünlere sarkan bazı olumsuz ağırlıkları ortadan kaldırması gerektiğini düşünüyor. Gerek Başkan Poncelet, gerek ben, gerekse tüm senato üyeleri Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin iyileştirilmesi gerektiği konusunda hemfikiriz. Fransa bu sürece yardımcı olduğu takdirde karnesinde iyi bir puan almış olacak. Ermenistan-Türkiye arasında ticaret başlamalıdır, bunun için de ambargonun kaldırılması gerekiyor. Politikanın bilgeleri olan senatörler işte böyle düşünüyor.”
Bu aşamada iki senatör, 1915 olayları hakkında tartışmaya başlayarak karşıt fikirler ileri sürdüler. Patrik Hazretleri, “Ben bu meseleyi tartışmaya gelmedim, bu konuya girmek de istemiyorum. Ancak şu kadarını söyleyeyim. Türkler’le Ermeniler’in tarihi konulardaki anlaşmazlıklarının üstesinden gelmelerini Türkiye Ermenileri’nden daha çok isteyen başka bir kitle bulmak bir hayli zordur. Nitekim, Ermeni Kilisesi’nin dört patriklik merkezlerinden İstanbul Patrikliği, bu konunun halli ile yakından ilgilenmektedir. Biz her zaman karşılıklı anlayışın tesis edilmesi için diyaloğun önemine değindik, ve bu konuda katalizör görevini üstlenmeye her zaman hazırız” dedi.
Patrik Hazretleri, senatörlere ayırdıkları zaman için teşekkür etti. Birlikte resim çekildikten sonra, senatörler bahçeye kadar inerek Patrik Hazretlerini yolcu ettiler.
Paris Temasları V: Türkiye Büyükelçiliği
Paris’teki Türkiye Büyükelçisi Uluç Özülker, 27 Kasım Çarşamba günü Patrik Mesrob II Hazretleri’nin onuruna Büyükelçilik konutunda bir öğle yemeği verdi.
Sıcak bir ortamda geçen kabulde, Türkiye’nin AB’ye giriş süreci, azınlık vakıflarının yaşadıkları sorunlar gibi güncel konular görüşüldü.
Büyükelçilik onur defterini imzalayan Patrik Hazretleri, Büyükelçiliğin gösterdiği ilgi ve konukseverlik için teşekkür etti.
Paris Temasları VI: Ermeni Kilisesi
Patrik Hazretleri 27 Kasım Çarşamba öğleden sonra Paris’teki Surp Hovhannes Mıgırdiç Merkez Kilisesi’ni ziyaret etti. Kilisedeki kısa bir duadan sonra, Patrik Hazretleri Fransa Ermenileri Ruhani Önderi Başepiskopos Kyüd Nakkaşyan tarafından karşılandı. Buluşmada, Patrik Hazretleri, Ermeni Kilisesi’nin Yüksek Ruhani Kurulu’nun Eçmiyadzin’de gerçekleşen son oturumuna katılan Başepiskopos Nakkaşyan’ın verdiği bilgileri dinledi.
(Başepiskopos Kyüd ile Patrik Hazretleri sohbet ederken)
Paris Temasları VII: Dışişleri Bakanı Yardımcısını ziyaret
27 Kasım Çarşamba öğleden sonra Fransa Dışişleri Bakanlığı’nı ziyaret ederek Bakan Yardımcısı Renaud Muselier ile görüşen Patrik Hazretleri, iyi niyet gezisinin amacını açıkladıktan sonra, Türkiye’deki azınlıkların ülkenin en kısa zamanda AB’ye girmesini istediklerini, farklılıkta birlik ve çoğulculuk ilkelerine dayanarak, son günlerde AB ile ilişkilendirilen din faktörünün Kopenhag kriterlerini üzerine gayrı resmi olmasa da eklenmemesi gerektiğini belirterek, Türkiye’deki farklı dinlere mensup insanların uyum içinde yaşadıklarını bir kez daha dile getirdi.
(Muselier ve Patrik görüşürken)
Patrik Hazretleri’ne “Hoş geldiniz” diyen Muselier şöyle devam etti: “Ben inanan bir Katolik’im, ruhaniyat benim dünya görüşümde ve yaşamımda çok önemli bir yer tutar. Sizle bir araya gelebilmek de benim için büyük onur. Size katılıyorum: Bence de AB’ye girmesi öngörülen ülkelerle konuşulurken, din öğesini öne sürmek yanlış ve hatalıdır. AB süreci konusunda Fransa ilk günden beri aynı şeyleri söylüyor ve pozisyonu değişmedi. Şöyle ki, Türkiye Kopenhag kriterlerini tamamen hayata geçirirse, Türkiye’ye doğal olarak tarih verilecektir. Şu sıralar, seçimden bu yana yeni bir şart daha eklendi: Yeni hükümetin uygulamaları mercek altına alınacak. Tekrarlıyorum, biz din öğesini baz olarak almıyoruz. Bizim için Kopenhag kriterlerinin uygulanması şarttır. Sizin Türkiye’deki en önemli dini azınlığın ruhani önderi sıfatıyla iyi niyet gezisine çıkmış olmanız ve ülkenizin AB’ye girmesine böyle açık destek vermeniz çok önemli ve olumlu bir işarettir, sürece katkıda bulunacağından emin olmalısınız. Ben mesajınızı almış bulunuyorum ve idaremizin tüm kadrolarına yansıtacağım.”
Paris Temasları VIII: Avrupa Parlamentosu Başkanı
27 Kasım Çarşamba akşamüstü Paris’teki Türkiye Büyükelçiliğine dönen Patrik Mesrob II Hazretleri, burada Avrupa Parlamentosu Başkanı İrlandalı parlamenter Pat Cox ile kısa bir görüşmede bulundu.
Cox, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir hafta içersinde ikinci kez görüşmek üzere elçilikte bulunduğunu, bu zaman zarfındaki gelişmeleri kendisiyle birlikte incelemek istediğini söyledi.
Patrik Hazretleri, Avrupa Parlamentosu Başkanı’na iyi niyet gesizini amacını kısaca açıkladıktan sonra, kendisine Avrupa’nın istikrarı için yaptığı çalışmalarda başarılar dileyerek, Türkiye’nin bir an önce AB’ye girmesi konusundaki kararlılığından bahsederek, Cox’tan destek istedi.
Paris Temasları IX: AKP Lideri ile görüşme
27 Kasım Çarşamba akşamüstü, Patrik Mesrob II Hazretleri, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile kısa bir görüşmede bulundu.
Kısa diyalog şöyle gerçekleşti:
M2: Sayın Başkan, seçimden sonra yazılı olarak sizi tebrik etmiştim, ancak bizzat elinizi sıkarak bir kez daha tebrik etmek istedim
RTE: Çok teşekkür ederim.
M2: Avrupa’daki misyonunuzda başarılar diliyorum, inşallah en hayırlısı neyse o olur.
RTE: Evet, çok çalışmamız gerekiyor. Herkes elele vermeli. Birbirimize yardımcı olmalıyız.
M2: Doğru. Çalışıyoruz.
Yetmişi aşkın basın mensupları bu kısa görüşmeye çok ilgi gösterdiler. Daha sonra Patrik Hazretleriyle canlı olarak bağlanan Kanal 7, şu soruyu sordu:
K7: Sayın Erdoğan ile birlikte görünmenize özellikle yabancılar büyük ilgi gösterdiler. İkinizin bir araya gelmesi önceden planlanmış mıydı? Bu güzel tabloyu nasıl tanımlarsınız?
M2: Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Sayın Erdoğan ve ben aynı gün ancak farklı programlarla Paris’te bulunuyorduk. Zaman olursa, kendisini şahsen tebrik etmek istediğimi belirttim. Fransız Dışişleri’ndeki görüşmemden çıktığımda, Sayın Erdoğan’ın basın toplantısı olduğunu öğrendim, ve kısa görüşme işte böyle gerçekleşti. Görüntüye gelince, bu renklilik, bu farklıların birliği tablosu İstanbul’a özgüdür. Osmanlı döneminden günümüze taşınmıştır. Doğal sayılmalıdır. Ancak bu duygu yüklü güzelliğin, bu doğallığın, yasalara, yönetmeliklere, uygulamalara da yansıması gerekiyor. Avrupa’daki temaslarımda hemen hemen her görüşmede muhataplarımın dedikleri şu: Her şey çok güzel, bu fotograflar, bu gelenekler, birlikteliğiniz çok iyi, bunu takdir ediyoruz, ancak AB’ye giriş bunlarla değil, Kopenhag kriterlerini uyguladığınız takdirde gerçekleşecektir. Bunun olacağına ben inanç ve ümit besliyorum.
Paris Temasları X: Ermenistan Büyükelçisi ile görüşme
27 Kasım Çarşamba akşamüstü, Patrik Mesrob II Hazretleri Ermenistan’ın Fransa, Vatikan ve İsrail Büyükelçisi Edward Nalbandyan’ı Hotel California’nın lobisinde kabul etti.
(Patrik Mesrob II ve Büyükelçi Nalbandian)
Büyükelçi Nalbandyan, bazı görüşmeler için İsrail’de bulunduğunu, Paris’e yeni döndüğünü, Perşembe günüyse Avrupa’daki tüm Ermenistan elçileriyle birlikte Yerevan’a giderek bir seminere katılacaklarını ifade etti. Nalbandyan, ayrıca, Kudüs’le Beytlehem arasında bulunan ve Kudüs Ermeni Patrikliği’ne ait Baronder adlı büyük ve tarihi arazi sorununun çözüme kavuştuğunu, Kudüs Patrikliği ile İsrail Hükümeti’nin bu konuda bir anlaşmaya vardıklarını müjdeledi.
Patrik Hazretleri ise Avrupa’daki iyi niyet gezisinin amacını Büyükelçi Nalbandyan’a anlatarak, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesinin Ermenistan için de iyi olacağı kanısını hem kendisinin, hem de Türkiye Ermenilerinin paylaştıklarını belirtti. Din faktörüne de değinen Patrik Hazretleri, dünyanın artık geri dönüşü olmayan bir şekilde çokdinli, çokkültürlü toplumlara alışmaya mecbur olduğunu söyledi.
Türkiye’deki azınlıkların AB’ye girişini istemelerinin doğal olduğunu söyleyen Büyükelçi Nalbandyan, Ermenistan’ın da bu konuda herhangi bir çekincesi olmadığını, ancak Diaspora’daki bazı siyasi grupların Türkiye’nin karşısında olduklarını sözlerine ilave etti.
Patrik Hazretleri daha sonra Paris’teki Haratch gazetesi yazarlarından Arpi Totoyan’ı kabul etti ve kendisiyle kısa bir röportaj yaptı.
Paris Temasları XI: İstanbullu Ermenilerle buluşma
Patrik Mesrob II Hazretleri, 27 Kasım Çarşamba akşamı, Paris’te yaşayan bir grup İstanbullu Ermeni ile akşam yemeğinde bir araya geldi.
(Patrik Hazretleri yemeğe katılanlardan bir grupla)
Otuz kadar kişinin katıldığı yemek, “Toupary” adlı restoranda gerçekleşti. Yemeğe, Getronagan, Feriköy, Mhitaryan, Tbrevank okullarının mezunları katıldılar. Patrik Hazretlerini görmek isteyen aydın Jean-Claude Kebapjian ve Demokratik Liberal Ermeni Birliği Başkanı Jean Sirabian da yemeğe katılanlar arasındaydılar.
(Diaspora Araştırmalar Merkezi Başkanı Jean-Claude Kebapçıyan ve Patrik Mesrob II)
(Ermeni Liberal Demokrat Birliği Başkanı Varujan Sirabian)
Yorumlar kapatıldı.