İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Murat Çelikkan: 16 gün kaldı

Azınlık vakıfları

Hani devlet, azınlık vakıflarının 1936’dan sonra edindiği mallara ‘Bunları 1936’da beyan etmemişsiniz’ diye el koyuyordu. Azınlık vakıfları için Uyum kriterleri kapsamındaki düzenleme, tatmin edici olmasa da ilerleme kabul edilebilirdi. Ancak ‘bir adım ileri, iki adım geri’ politikası bu konuda da egemen. Önce bir yönetmelik sonra da genelgeyle, yasanın sağladığı haklara kısıtlamalar getirildi. Avukat Murat Cano gelişmeleri bianet’e şöyle değerlendirmiş:

Yasa diyor ki, ‘Bunları getir tapunu vereceğim’, yönetmelik diyor ki, ‘Hayır bunları getirsen bile, ben gene şöyle bir komisyon kuracağım, uygunluğuna dair bir düşünce oluşacak, bu genel müdürlüğe iletilecek, genel müdürlük bunu değerlendirip uygunluk görüşü bildirecek, Vakıflar Meclisi’ne intikal edecek, Vakıflar Meclisi’nden uygunluk kararı çıkarsa tapusunu alacaksın’. 2002/3 sayılı genelge ise azınlık vakıflarının 9 ağustos 2002’ye kadar tasarrufunda bulunan mallar bakımından, tapu almasını da Bakanlar Kurulu’nun iznine tabi tutuyor. ‘Değerlendirme sırasında ihtiyaç belirlenirken, edinilmek istenen taşınmaz malların bulunduğu belediye sınırları dahilindeki cemaat nüfusunun ne kadar olduğu da dikkate alınacaktır’ deniyor. Yani, Sarıyer’den birisi herhangi bir cemaat vakfına herhangi bir taşınmaz malı bağışlamışsa, vasiyet etmişse, orada kaç Ermeni, Rum, Yahudi olduğuna bakılacak, ‘İhtiyaç yoktur’ denebilecek.

Yorumlar kapatıldı.