25 Ekim 2002 Cuma günü, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) ile Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından müştereken tertiplenen “İnanç Turizmi Günleri” adlı etkinliğe katılan Patrik Mesrob II Hazretleri, diğer dini liderlerin yanısıra konferans teması hakkındaki düşüncelerini ifade etti.
24 Ekim Perşembe akşamı saat 21:40 uçağıyla İzmir’e seyahat eden Patrik Hazretlerine yardımcılarından Vağarşag Seropyan refakat etti. İzmir havaalanından Kuşadası’na İstanbul Süryani Ortodoks Metropoliti Mar Filiksinos Yusuf Çetin’in makam arabasıyla yolculuk eden Ruhani Reisimiz, TÜRSAB’ın konuğu olarak geceyi Tusan Otel’de geçirdi.
İnanç Turizmi Günleri adlı sempozyum Cuma sabahı saat 10:00’da Kuşadası Onura Otel’de başladı. Açılış oturumuna Kültür Bakanı Prof. Dr. Suat Çağlayan, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, Aydın Valisi Emir Durmaz, Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos I Hazretleri, Ermeni Patriği Mesrob II Hazretleri, Süryani Ortodoks Patrik Vekili Mar Filiksinos, Hahambaşılık temsilcisi İshak Alaluf, diğer dini cemaat temsilcileri, akademisyenler, bürokratlar, turizmciler, kamu görevlileri katıldılar.
Cuma günü öğleden sonraki oturumda söz alan patrik Mesrob II Hazretleri, “Medeniyetler Beşiği Anadolu’da Yaşamış Dinler ve Dini Hoşgörü” konusu çerçevesindeki konuşmasında Hristiyanlığın MS 1’inci yüzyılda Anadolu’da yayılış sürecine değinerek, İsa Mesih’in evrensel Kilisesinin en eski dallarından biri olan Ermeni Kilisesi’nin Aziz Bartholomeos’un ve Aziz Tadeus’un çabalarıyla başlayan ve 3’üncü yüzyılın sonuna kadar süren formasyon dönemi hakkında konuştu. 301 yılında Aziz Krikor Lusavoriç’in Kayseri’de episkopos olarak takdis edilmesiyle bugün bilinen Ermeni Kilisesi tarihinin artık resmen başladığına dikkat çeken Patrik Hazretleri, daha sonra İstanbul’daki Ermeni cemaatinin ve Patrikliği’nin geçirdiği evreler hakkında bilgi aktarda.
Patrik Hazretleri konuşmasının ikinci bölümünü ise İnanç Turizmi’ne ayırdı. Öğle yemeğinden heme önce, sevgili dostu Diyanet İşleri Başkanı’nın yakındaki bir camiye giderek namaz kıldığına işaret eden Ruhani Reisimiz, binlerce yatak kapasitesiyle turizmle geçinen Kuşadası gibi bir beldede ibadet etmeyi dilediklerinde Hristiyanlar’ın nereye gitmeleri gerektiğini sordu. “Benim örf ve adetlerimin gerektirdiği şekilde şimdi Kuşadası’nda ben nereye gidip ibadet edeceğim? İlle de Bülbül Dağı’na mı çıkmam gerekiyor?” diye sordu.
Gerek Kudüs’te gördüğü Kutsal Kitap Arkeolojisi öğreniminin, gerekse inanç gezilerine rehberlik etmekle edindiği deneyimlerinin, inanç turizmi konusunda kendisini uzmanlaştırdığını söyleyen Ruhani Reisimiz, insanların inanç gezilerine sadece yer görmek için değil, manevi ve ruhani yapılanma için de çıktıklarını hatırlattı. Bu gibi gezilerde inancın beslenmesi, inanç turizmini ve turizmcileri başarılı kılar. İnancın beslenmesi ise ibadet için yer tahsisi, iyi hazırlanmış rehberler, ve özellikle inanç turizmini göz önünde bulundurarak hazırlanan yeni yayınlarla mümkün olur. Bu görüş ve önerilerini toplantıya katılanlara aktaran Patrik Hazretleri, Ermeni Kilisesi tarihi ve Ermeni Hristiyanlar açısından ülkedeki en önemli ziyaret yerlerinin sırasıyla Başkale’deki Surp Partoğomeos Kilisesi’nin, Kayseri’deki Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi’nin, Ağtamar’daki Surp Haç Kilisesi’nin, Erek Dağı’ndaki Yedikilise’nin ve Ani harabelerindeki kiliselerin olduğunu söyledi.
Patrik Hazretleri aynı gün saat 20:15 uçağıyla İzmir’de bindiği uçakla İstanbul’a döndü.
Yorumlar kapatıldı.