İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Radikal: Piyango devletten döndü

Kadıköy Acıbadem Beyazleylaklı Sokak’taki daire (en üst kat, sağdaki daire) şu an sahipsiz. Vakıf Başkanı Tavra, evi geri almaya çalıştıklarını söyledi. FOTOĞRAFLAR: İSMAİL SAYMAZ


İSMAİL SAYMAZ

İSTANBUL – Kumkapı Surp Harutyan Kilisesi Vakfı’nın 1967 yılında bir banka piyangosundan kazandığı eve ‘Azınlık vakıfları mülk edinemez’ gerekçesiyle tam 28 yıl sonra el konuldu. Yasa gereği, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün el koyduğu evi, eski sahibine devretmesi gerekiyordu. Ancak, evin eski sahibi olan şirketin yıllar önce iflas ettiği anlaşılınca, piyangodan çıkan ev ortada kaldı.

Talih kuşu kondu ama…

1967 yılında, mudileri arasında bir çekiliş düzenleyen Yapı Kredi Bankası, kazanan talihliye bir daire vereceğini duyurdu. Talih kuşu, çekilişe katılan binlerce kişi arasından, Kumkapı Surp Harutyan Kilisesi Vakfı yöneticilerinin başına kondu. Kadıköy Acıbadem Beyazleylaklı Sokak, 8 numaralı binanın 11 numaralı dairesi çekilişte vakfa çıktı. Vakıf da daireyi hemen kiraya verdi.

Yargıtay işi bozdu

Bu arada, 1974 yılında alınan bir Yargıtay kararıyla, ‘azınlık vakıflarının mülk edinemeyecekleri ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunmayacakları’ gerekçe gösterilerek vakıflar aleyhine art arda dava açılıyordu. 28 yıl sonra, piyangodan çıkan evin varlığını öğrenen İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Yargıtay kararına dayanarak 6 Şubat 1995’te ‘tapu kaydının iptali’ istemiyle, Kadıköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı. Davada karar, 7 Aralık 1995’te çıktı ve piyangodan gelen ev vakfın elinden alındı.
Yasa gereği, piyangodan çıkan evin eski sahibine verilmesi gerekiyordu. Bu nedenle tapu kayıtları gözden geçirildi. Araştırma sonucu evin bağış yoluyla değil, satış yoluyla verildiği ortaya çıktı.

Evin, Yapı Kredi Bankası tarafından ‘Demir Toprak Limited Şirketi’ adına satıldığı anlaşılınca, şirketin bulunabilmesi için ticaret sicil kayıtları incelendi.

Aranan şirketin yıllar önce iflas ettiği ortaya çıkınca, bu kez de evin müteahhidi aranmaya başlandı. Ancak müteahhit de bulunamadı ve ev ortada kaldı.

Kiracı kârlı çıktı

Devletle, Kumkapı Surp Harutyan Kilisesi Vakfı arasındaki mülkiyet tartışması sürerken, bu arada evin kiracısı da değişti. Evin yeni kiracısı olan Kerem Usluer, mahkeme sonucunda ev el değiştirince, kime kira ödeyeceğine karar veremedi. Usluer, “Kirayı baştan beri, vakfın eski yönetim kurulu başkanı Karabet Yayla’nın hesabına yatırıyorum. Dava sonuçlanınca baktım kirayı almak için kimse kapımı çalmıyor, gittim görüştüm. Önce kirayı yüzde 50 artırdım, sonra da her ay düzenli kirayı yatırdım” dedi.

Paraya dokunulmuyor

Kumkapı Surp Harutyan Kilisesi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Varucyan Tavra ise ödenen kiraların, Karabet Yayla’ya ait hesapta biriktiğini doğruladı. Bankaya yatırılan paraya el sürmediklerini belirten Tavra, kanunen paranın kendilerine ait olmadığını söyledi.
Vakıf başkanı Tavra, “Biz yeni bir avukat tuttuk. Dosya yeniden incelenecek ve dava açacağız” diye konuştu. Piyangodan çıkan ev de dahil, iki mülklerinin ellerinden alındığını vurgulayan Varucyan Tavra, ayrıca iki mülklerinin daha dava aşamasında olduğunu kaydetti.

Ortalığı karıştıran ’36 Beyannamesi’

1936’da çıkarılan ve adı ’36 Beyannamesi’ diye tarihe geçen 2762 sayılı Vakıflar Kanunu, azınlık vakıflarına beyanname yükümlülüğü getirdi. Buna göre, mülk edinmek isteyen vakıflar en büyük mülki amirden izin alarak mal edinebilecekti. 1971’de, Balıklı Rum Hastanesi Vakfı ile Maliye’yi karşı karşıya getiren bir davada Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na gidildi.

Yargıtay’ın, 8 Mayıs 1974’te aldığı karar uyarınca ’36 Beyannamesi’nde adı geçmeyen malların sonradan edinilemeyeceği’ görüşüne varıldı. Azınlıklar için ‘Türk olmayanlar’ denilen kararda, azınlık vakıflarının taşınmaz mal edinmelerinin mümkün olmadığı belirtildi. Bu karar, devletin azınlık vakıfları aleyhine açtığı davalara ’emsal içtihat’ oluşturunca, 1936’dan sonra edinilen vakıf mallarına devlet tarafından el konulmaya başlandı.

Piyangodan çıkan ev, 30’u Ermenilere ait olmak üzere, el konulan 483 mülkten biri. Halen Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün denetiminde
77’si Rum, 52’si Ermeni, 19’u Musevi ve biri azınlık esnafına ait olmak üzere 159 vakıf bulunuyor. Lozan Anlaşması’na göre, azınlık olarak kabul edilmeyen Süryanilere ait dokuz vakıf da aynı uygulamaya tabi. El konulan 483 mülkten üçü Anadolu’da, diğerleri İstanbul’da.

Yorumlar kapatıldı.