Nur BATUR/ATİNA
Yunanistan’da Simitis Hükümeti’nin nüfus cüzdanlarındaki din hanesini kaldırması aşırı milliyetçiliği körükledi. ‘‘Ayasofya’yı kurtarmayı’’ vaat eden aşırı milliyetçi Yorgo Karacaferis, kilisenin de desteğiyle pazar günkü yerel seçimde oy patlaması yaşadı.
Yunanistan’ın Le Pen’i diye anılan aşırı milliyetçi Yorgo Karacaferis’in yıldızı, Simitis Hükümeti’nin kimliklerdeki din hanesini silmesiyle patlak veren kilise-siyaset kavgası sayesinde parladı.
Herşey bundan iki yıl önce kimliklerdeki din hanesinin silinmesiyle başladı. Normalde kilisenin desteklediği Yeni Demokrasi Partisi’nin Atina-Pire süper valiliği için, kimlik kavgasında hükümeti destekleyen ünlü gazeteci Yannis Canetakos’u aday göstermesi aşırı milliyetçilerin ekmeğine yağ sürdü.
Kilise Canetakos’a karşı sert bir kampanya başlatırken, iki yıl önce YDP’den atılan aşırı milliyetçi ve koyu Ortodoks Yorgo Karacaferis, süper valilik için adaylığını koydu. Bir yazısında Başpiskopos’tan soyadıyla söz eden Canetakos, ‘‘Hata ettim. Muhterem başpiskoposa soyadıyla hitap etmemeliydim’’ diyerek kiliseyi yumuşatmaya çalıştı.
Karacaferis ise, cunta sloganları, Ortodoks ve saf Yunan ırkı söylemiyle sürdürdüğü kampanyada, Canetakos’u hedef alınca oy patlaması yaptı. Ancak kimse, Karacaferis’in sadece Atina ve Pire’de 220 bin oy toplayıp, oylarını yüzde 13.6’a çıkartacağını tahmin etmiyordu.
PAPAZIN ELİNİ ÖPTÜLER
Seçimlerin ardından Başpiskopos’un ‘‘Karacaferis’e oy verenlerin iyi Hıristiyan olduğunu’’ söylemesi YDP’yi iyice panikletti. Atina ve Pire’de kilise yüzünden yenilgiye uğrayabileceğini gören 2 vali adayı, Başpiskopos’un elini öpmeye gittiler.
Yunan basını Başpiskopos siyasete karıştığı için kıyameti koparırken, Hristodulos da kimlikler sorununda uğradığı yenilginin rövanşını alıp, 20 Ekim’de yapılacak ikinci tur seçimleri öncesinde siyasete damgasını vurmuş oldu. Siyasi gözlemciler, son 20 yılda ilk kez büyük bir oy potansiyeline sahip Atina’da ırkçı bir adayın bu kadar çok oy aldığına işaret ederek, aşırı milliyetçilerin benzer başarıyı 2004 genel seçimlerinde de göstermeleri halinde askeri cuntanın sona erdiği 1974 yılından bu yana ilk kez meclise girebileceğini belirtiyorlar.
Yorumlar kapatıldı.