Devletin hassasiyetle üzerinde durduğu ve çeşitli çevreler tarafından Lozan Antlaşması ile elde edilen hakların geri verildiği yorumlarına sebep olan ‘cemaat vakıfları’ konusundaki son kanuni düzenlemenin MGK toplantısına çeşitli raporlarla geldiği öne sürüldü.
MGK’nın ele aldığı belirtilen raporlarda, AB uyum yasaları çerçevesinde çıkarılan ve cemaat vakıflarına yeni haklar veren kanunun yeni kapitülasyonlar getirdiği vurgulanıyor. Daha önce azınlık vakıflarının, Lozan Muahedesi’nde bahsi geçen Rum, Ermeni, Yahudi gibi Hıristiyan ve Musevi kökenli dini azınlıkları kapsadığı, fakat son kanun değişikliğindeki ‘cemaat’ tabiri ile kapsamın bütünüyle genişlediğine dikkat çekilen rapora göre, yasada son olarak yapılan değişiklikle cemaat vakıflarının uluslararası faaliyette bulunması, yurtdışında şubeler açması ve yabancı vakıflarla işbirliği yapmalarına imkan verildiği vurgulanıyor. Bunların çok büyük tavizler olduğu kaydedilen raporda Lozan Antlaşması’na göre azınlıkların siyasi ve idari hiçbir fonksiyonu olmamak kaydı ile sembolik olarak bulunmalarının kabul edildiğine dikkat çekiliyor.
Bugün yaşanan tartışmaların 1936 yılında Atatürk döneminde de yaşandığına işaret edilen raporda, Atatürk döneminde azınlıkların isteklerine müsaade edilmediği, son yasa değişikliği ile kabul edilen tapu sicilinde yer almayan taşınmazların ve vakfiyelerin sadece beyanname yolu ile mal edinme imkanının Atatürk döneminde kabul görmediği ve yargının da azınlıkların aleyhine karar verdiğine dikkat çekiliyor.
Sadullah Özcan / Ankara
Yorumlar kapatıldı.