Avrupa Birliği (AB) Uyum Yasaları çerçevesinde kanunlaşan azınlıkların sosyal ve kültürel amaçlı gayrimenkul edinme hakkı 45 gündür yürürlükte olmasına karşılık, henüz azınlıklardan bu yönde bir talep gelmedi.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin itirazı sebebiyle hükümet krizi haline gelen söz konusu kanun, azınlıkların dinî, hayrî, sosyal, eğitsel, sağlık ve kültürel alandaki ihtiyaçlarını karşılamak üzere taşınmaz mal edinmeleri ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunmalarını içeriyor.
Vakıflar Genel Müdür Vekili Ümit Çoban, kanunun bu kadar abartılarak ülke gündemi haline gelmesine bir anlam veremediğini ifade etti. Çoban, azınlıkların gayrimenkul edinmelerinde hiçbir sakınca olmadığını kaydetti. Türkiye’de 160 azınlık vakıf ve bunlara ait yaklaşık 4 bin gayrimenkul bulunduğunu vurgulayan Çoban, yeni kanunda azınlıkların alacağı gayrimenkullerin son derece sınırlı olduğunu kaydetti. Ümit Çoban, azınlıkların sadece eğitim ve kültür amaçlı gayrimenkul temin edebileceğini ifade etti.
Ümit Çoban, “Bunun da yetkisi Bakanlar Kurulu’nda. Gerekli araştırma yapıldıktan ve kurullarımızda incelendikten sonra kurul kararıyla yalnızca o amaçlar için gayrimenkul edilmelerine imkan sağlanacaktır. Kanun 45 gündür yürürlükte olmasına karşılık, henüz azınlıklardan bu yönde bir talep bile gelmedi.” dedi.
Tartışmaların bilgisizlikten kaynaklandığını savunan Çoban, yargı kararıyla daha önce alınan gayrimenkullerin geri verilmesinin ve gelir getiren mal edinmenin söz konusu olmadığını söyledi. Lozan Anlaşması’nda ve Kopenhag Kriterleri’nde Türkiye’nin bu şartları içeren beyannameleri imzaladığını hatırlatan Çoban, “Mevcut durumda, hastane ihtiyaçları varsa, kiliselerine ek bir bina lazımsa bunu yapamıyorlardı. Oysa Yunanistan’da bile Türklere bu konularda çok geniş imkanlar tanınıyor.” diye konuştu. Çoban, Hollanda’da kullanılmayan kiliselerin satın alınıp camiye çevrildiğini ifade etti.
30 bin vakıf işgal altında
Vakıf medeniyeti olarak bilinen Osmanlı İmparatorluğu’nun devamı olan Türkiye’deki vakıf sayısı Batı ülkelerine oranla çok düşük. Vakıf sayısı Türkiye’de yaklaşık 4 bin 500 iken, Avrupa Birliği ülkelerinde bu rakam 10 binlerle ifade ediliyor. Türkiye’deki vakıfları bünyesinde bulunduran Vakıflar Genel Müdürlüğü, işgal altındaki yapıların bir kısmını yeniden alınca, vakıf eserlerinden gelen yıllık gelir 2 trilyondan yaklaşık 40 trilyona çıktı. Ama hâlâ, sadece İstanbul’da 30 bin vakıf eseri işgal altında bulunuyor. Binlerce vakıf eserinin virane olduğu günümüzde, Vakıflar Genel Müdürlüğü ise ekonomik krizden sonra ‘tasarruf’ gerekçesiyle tarihî yapı onarımını en aza indirerek, gelirinin büyük bir kısmını Vakıfbank’ın sermaye artırımına harcadı.
Yorumlar kapatıldı.