Ama bilirim ki iktisatla siyaset arasında
ontolojik bir bağ var. Bu nedenle de yazılarım genellikle iktisatla siyaset
arasındaki sularda seyreder. Yine bu nedenle de ekonomiyle doğrudan ilişkisi
olmayan konulara girmeyi pek sevmem. Ama bazen öyle konularla karşılaşıyor ki
insan üzerinde bir şeyler söylememek pek mümkün olmuyor.
İşte bugün bu tür haberlerden biri gazetelerde yer aldı. Haber, Sezen
Aksu’nun Efes Antik Tiyatrosunda verdiği “Türkiye Mozaiği” adlı konserden Ege
Ordu Komutanı Org. Hurşit Tolon’un rahatsız olduğu ile ilgiliydi. Komutan, “
Böyle bir konser için bugünü mü buldular? “Türkiye mozaiği” adı altında anlamsız
bir konser verilmesini şüpheyle karşılıyorum. Garip karşılıyorum. Sanatçıya
sözüm yok. Konser için 30 Ağustos gibi anlamlı bir günü mü buldular? Konser
böyle bir günde değil, 31’inde, 1’inde, 2’sinde yapılabilirdi” diye konuşmuş.
Doğrusu ben de bu konuşmayı garip buldum. Konserin kimler tarafından organize
edildiğini bilmiyorum. Ama Sayın Komutan’ın bunları nasıl söylemiş olduğunu,
kafasının arkasında nasıl bir mantıkla bunları söylemiş olduğunu anlamakta da
zorlanıyorum. Ne yani bu ülkede Türkiye’nin 30 Ağustos’ta kazandığı zaferi
içlerine sindiremeyen birileri var da bu kutlamayı torpillemek için onlar mı bu
konseri düzenlemişler? Anadolu’da yaşamış ve hala da yaşamakta olan birçok
farklı kültür yok da birileri bizim ulusal bütünlüğümüzün olmadığını anlatmak
için mi bu mozaik lafını uydurmuş?
Diyelim ki sahiden böyle bir konseri bu türden kötü niyetli insanlar organize
ettiler. Yani varsayalım ki Sayın Komutan şüphelerinde haklı. Bu durumda
“Sanatçıya sözüm yok” neyin nesi. Çünkü açıktır ki konserin (tek mi bilmiyorum)
ama baş solisti Sezen Aksu olduğuna göre, bunu kabul etmekle Sezen Aksu da aynı
suçun ortağı olmuş olmuyor mu?
Dedim ya ben bu konuşmayı son derece yadırgadım ve anlamsız buldum. Zaferle
bitmiş olsa da bir savaşın anısını barış mesajlarıyla anmış olmanın nesi
sakıncalı?
Yorumlar kapatıldı.