TBMM’nin, Kürtçe yayın ve eğitime izin
vermesinin ardından Sezen Aksu da ilk büyük konserinde Kürtçe şarkı ve koroya
yer vererek öncü oldu. Efes’te 12 bin kişi, muhteşem bir konser izledi. Sezen
için ‘Hiç kimsenin yapmaya cesaret edemediği bir şeyi bir gecede yaptı’
dediler.Sezen’in konser sonrasında ‘Türkiye seninle gurur duyuyor’ haykırışları
karşısında gözleri yaşardı.
Sihirbazlar kralı David Copperfield, Efes Antik Tiyatrosu’nda olmalı ve Sezen
Aksu’dan toplu hipnoz seansı nasıl yapılır öğrenmeliydi. Konsantrasyonu çok
yüksek bir seyirci vardı. Roma’yı görmeden ölme diyorlar ya, boş verin. Efes’te
bir konser izlemeden ölmeyin. Elton John bile kimse ona ‘‘Gel burda konser ver’’
dememişken sırf akustiğini merak ettiği bir konser verdi burada. Efes Efes
olalı, bu kadar hınca hınç dolu bir konser mutlaka görmüştür, ama bu kadar
coşkuyu görmemiştir.
Sezen, henüz sahne almamışken seyirci ‘‘Meksika dalgası’’ yapmaya başladı. 10.
Yıl Marşı da Dağ Başını Duman Almış da söylendi. Ortalık ‘‘Sezen’’ tezahüratıyla
inlerken Minik Serçe artık sahnedeydi. Saçları, en tanıdık Sezen saçları. İlk
şöhret olduğu yıllardaki gibi, kahküllü. Galiba bize en tanıdık Sezen, kahküllü
Sezen. ‘‘Gülümse, Hadi
OSMANLI’DAN BERİ
Rum, Ermeni, Kürt, Yahudi topluluklarıyla sahneye çıkan Sezen Aksu, bunu
niye yaptığını hiç laf kalabalığı yapmadan ifade etti: ‘‘Osmanlı’dan beri bir
arada yaşıyoruz. Bu çok özel mekanlarda, bu olağanüstü topraklarda bütün sesler
zaten bir aradaydı, ben de birada olalım istedim.’’
Bu sözlere kimsenin itirazı olmadığı kopan alkıştan belliydi. Sahnedeki tüm
kalabalığa rağmen, fırfırlı gömleği, uzun ceketi ve omuzlarına düşen saçlarıyla
Rönesans aşıklarını hatırlatan, 174 kişilik orkestra ve koroyu yöneten şef Ozan
Doğulu’yu fark etmemek mümkün değildi.
Sahneye Los Pasaros Seferadis Musevi Müzik Topluluğu sahneye çıktı ve
Yahudilerin kutsal günü şabbat için bir ilahi okudu. Arkasından iki şarkı ve iki
türkü söylediler. Topluluk türkü söylerken, Sezen araya girdi ve 14. yüzyılda
yaşamış, çok kıymetli bir besteci olmasına rağmen bugünlerde adı hatırlanmayan
Abdulkádir Meragi’den nağmelerle türküye eşlik etti.
12 BİN KİŞİ SÖYLEDİ
Sezen Aksu, ‘‘Sen Ağlama’’yı söylemeye başlayınca 12 bin kişi, adeta
galeyana geldi, bir ağızdan eşlik ettiler. Arkasından ‘‘Git’’, onun arkasından
‘‘Geri Dön’’ ve ‘‘Beni Unutma’’… Bu kadının Türkiye’de yaşanmış her aşk ve aşk
acısında parmağı vardır desek, itirazınız olabilir mi? Bütün bu şarkıları peş
peşe söyleyip, herkesi hüzünlendirip komaya soktuktan sonra, arkasından şok
tedavi için bir ‘‘boş veeeer’’ şarkısı olan ‘‘Benden Selam Söyleyin Bütün
Aşklarıma’’yı söyledi.
Sahne sırası Oniro Rum Müzik Grubu’nda. Bu grupta şarkı söyleyenler bir aile.
Baba ve oğul bize sirtakinin şahını oynadılar. Baba oğul kolkola dans ederken,
ayakları birbirlerine uyumlu hareket edip müziğin coşkusuyla kendilerinden
geçerken muhteşemdiler. Kalıbımı basarım izleyen tüm anne ve babalar, ben de
çocuğumla böyle oynayabilsem diye geçirmişlerdir aklından. .
SÖYLEDİK BÖLÜNMEDİK
Sezen, ‘‘Ermenice söyleyip bölünmediğimize göre, bir de Kürtçe söyleyelim’’
dedikten sora güzel bir kürtçe şarkı okudu. Bunun peşinden en canlı ve en
rengarenek giysileriyle Kürt çocuklar sahneye geldi. O anda kıyamet gibi bir
alkış koptu. Acaba bu çocuklar nasıl muhteşem bir şey yaptıklarının farkındalar
mı? ‘‘Ağlama yar, ağlama mavi yazma bağlama, mavi yazma tez solar canım ciğerimi
dağlama’’ diye türkü söylerken niye herkes ağlıyordu? Bu çocuklar bize ne yaptı
böyle? ‘‘Makaram sarı bağlar, kız söyler gelin ağlar’’ türküsünü Kürtçe
söylediler. Sezen’in şefliğinde biz de aynı türkünün ikinci bölümünü Türkçe
söyledik.
MEVLANA’NIN SÖZÜ
Sırada bir Çingene genci var. O da bize bir Roman havası attı. Kendisine
rahatlıkla Çingenelerin Michael Jakson’u diyebilirsiniz. Kıpkırmızı gömleği,
siyah pantonuyla oynayıp sahneyi terk ederken ıslıktan kulaklarım çınlıyordu.
Artık konserin sonuna yavaş yavaş geliniyor. Feriköy Vartanant Ermeni Kilisesi
Korosu, Los Pasaros Seferadis Grubu, Dersaadet Oda Müzik Topluluğu, Oniro Rum
Müzik Grubu, İzmir Devlet Opera ve Bale Orkestrası, Enderun Klasik Türk Müzik
Topluluğu, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Çocuk Korosu ve Sezen Aksu hepsi
sahnede. 12 bin kişi ve bu saydıklarım hep bir ağızdan ‘‘Şarkı Söylemek Lazım’’ı
söylüyoruz. Aksu’nun bundan sonra söylediği şarkının Mevlana’ya ait sözleri de
manidar: ‘‘Ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım.’’
KONSER SONRASI NE DEDİLER
Sezen’e barış ödülü verilsin
Kuşadası Belediye Başkanı Fuat Akdoğan ‘‘Ben İçişleri Bakanı olsam pazartesi
günü Sezen Aksu’yu Ankara’ya çağırır önce başarısını kutlar ardından barış adına
en büyük ödülü verirdim. Sezen Hanım, 100 yıldır yapılamayan şeyi bir gecede
yaptı’’ dedi.
Sezen yasa gibi kadın
İzmir Hilton Yiyecek İçecek Operasyon Müdürü Sevil Görgülü ‘‘Yanımızda
oturan yabancılar mükemmel diyerek ayrıldılar. Sezen Aksu, kendini aşmış birisi,
yasa gibi kadın. Ne yaparsa yasa oluyor. 30 Ağustos’da düzenlenmesi çok daha
büyük anlam taşıyor, barış ve birlik mesajı veriyor’’ dedi.
Tarih bizi güçlendirir
ANAP Genel Başkan Yardımcısı Kenan Sönmez ‘‘30 Ağustos’ta böyle bir konser
düzenlenmesi ve binlerce insanın şarkıları ayakta alkışlaması, Türk milletinin
büyüklüğünün ve hoşgörüsünün çok önemli göstergesidir. Bu toprakların tarihi
bizi zayıf düşürmez, aksine güçlendirir’’ diye konuştu.
Çok anlamlı bir konser
SP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu ‘‘Konserin bence 30 Ağustos’ta
yapılması da anlamlı. Çünkü 30 Ağustos, Anadolu’yu yurt edinen bütün insanların
yurtlarını düşman işgalinden kurtarmak için birlikte verdikleri savaşın önemli
bir günü. Dolayısıyla böyle bir günde Anadolu’daki bütün dillerle konser
verilmesi anlamlıdır’’ dedi.
Biz beraber savaştık
AKP MKYK üyesi, Adıyaman Milletvekili Mir Dengir Fırat ‘‘30 Ağustos, o
türküleri söyleyen insanların beraber yürüttüğü bir savaştır. Şehitlikleri
gezerseniz, Samsunlu Mehmet ile Diyarbakırlı Seydo’nun yanyana yattığını
görürsünüz. Bu insanlar eğer beraber şehit olabilmişlerse, beraber türkü de
söylemelidir’’ diye konuştu.
Ne varsa düne ait yeni bir şey söyle
Sezen Aksu, konserini sözleri Mevlana’ya, bestesi Arto Tunçboyacıyan’a,
düzenlemesi ise Onno Tunç’a ait ‘‘Yeniliğe Doğru’’ şarkısıyla bitirdi. Şarkı
istek üzerine bir kaç kez seslendirildi.
İşte bu şarkının sözleri:
Her gün bir yerden göçmek mi iyi
Bulanmadan donmadan akmak ne hoş
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan donmadan akmak ne hoş
Dünle beraber gitti cancağızım
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım
Yorumlar kapatıldı.