ASLI ÖKTENER
Üzeyir Garih’in ölümünün birinci yılında yayımlanan “Dr. Üzeyir Garih” adlı kitapta, ünlü işadamı hakkındaki ilginç ayrıntılara yer veriliyor. Garih, bir röportajında, nüfus kâğıtlarında dinin belirtilmesini çağdışı bulduğunu ifade ederek, “Müslüman olsam, bunu kimseye açıklama gereği duymam. Nüfus kâğıdımdaki Musevi ibaresini de sildirmem” diyordu. Nüfus kâğıtlarında din hanesi olmalı mı? Yanıtlar şöyle:
Prof. Dr. İzzettin Doğan (Cem Vakfı Başkanı)
Temel haklara aykırı
Din hanesinin doldurulmasının istenmesi, uluslararası hukuk, hak ve özgürlüklere aykırı, çağdışı. Çünkü inanç özgürlüğü, hem pozitif hem negatif manada bir özgürlüğü ifade ediyor. Yukarıdan konmuş bir kuralın gereği olarak insanlar, kendi iradelerine dayanmaksızın din beyan etmek zorunda bırakılıyorsa bu inanç özgürlüğüne bir saygısızlık, müdahaledir. Bir kimsenin iradesi dışında kendi dinini beyan etmeye zorlanmaması, Avrupa Birliği hukukunda da yer almaktadır. Ama 11 Eylül’den sonra, İslamın batılılar açısından bir tehdit oluşturduğu düşüncesi önemli ölçüde ivme kazandığından, nüfus cüzdanlarına böyle bir hanenin eklenmesi tavsiye ve telkin ediliyor.
Prof. Dr. Yunus Vehbi Yavuz (İlahiyatçı)
Dinen zorunlu değil
Bu tamamen devlet yöneticilerinin ve toplumun iradesine bırakılmış bir husustur. Toplum farklı din mensuplarına zalimce davranıyorsa, o zaman yazılmasının çağdışı olabileceği düşünülebilir. Ancak, dinen yazılmasının bir mecburiyeti yoktur. Ne peygamberimiz zamanında, ne de daha sonraki dönemlerde “Bu adam Müslümandır” diye bir kayıt tutulmamıştır. İslami açıdan bakıldığında kişilerin davranışları önemlidir. İnsan zaten Müslüman olduğunu gösterecek davranışlarda bulunur. Belki siyasi, sosyal, askeri bakımdan önemli olabilir. İslam dünyası açısından bir problem olduğunu düşünmüyorum. Tarih boyunca Müslümanlar azınlıklara ayrı bir muamelede bulunmadılar.
Mehmet Nuri Yılmaz (Diyanet İşleri Başkanı)
İnancın bilinmesi önemli
1587 sayılı Nüfus Kanunu’nun 43. maddesine göre, nüfus cüzdanlarında din hanesinin bulunması yasal bir zorunluluktur. İslam dinine göre kişinin kimliğinde, din hanesinin belirtilmesi hususunda bir kayıt bulunmamakla birlikte, sosyal hareketliliğin hız kazandığı, kültürlerin birbirinden etkilendiği günümüzde, fertlerin inancına gereken saygının gösterilmesi, rencide edilmelerinin önlenmesi, kişinin öldüğünde dini inançlarına göre defnedilmesi için, şahsın inancının bilinmesi önem arz etmektedir. Bunun en kısa yolu da nüfus cüzdanlarında din hanesinin bulunmasıdır.
Suat Küçük (Nüfus İşlemleri Daire Başkanı)
Vatandaş istiyor
Türkiye laik bir ülke. Kişi istediği dini özgürce seçme hakkına sahip. Nüfus Kanunu’nda aile kütüklerine hangi bilgilerin yazılacağı belirtilmiştir. Bu bilgiler içinde “din” bilgisine de yer verilmiştir. Nüfus cüzdanları da nüfus aile kütüklerinin bir örneğidir. Kimliğin kanıtlanmasını sağlar. Kamu veya özel kuruluşlarda yapılan birçok işlemde temel belge nüfus cüzdanıdır. Yapılan işlemlerde gerektiğinde din bilgisine de başvurulmaktadır. Örneğin azınlıkların Lozan Antlaşması gereği kendi okullarına kaydolması gibi. Burada amaç vatandaşın yaşamını kolaylaştırmak. Kişi dinini seçmekte özgür olduğuna göre, çağdışılık ibaresine katılmıyorum. Bunun sosyal boyutları var. Türkiye’nin yüzde 99’u İslam dinine mensup. Vatandaş din ibaresinin yazılmasını talep ediyor.
Yorumlar kapatıldı.