Yıllar önce Dünya Kitap dergisi için Orhan Pamuk fotoğrafları çekmeye
gitmiştik Ara Güler’le. Çekim bitip sohbet aşamasına geçildiğinde, Orhan Pamuk
yeni kitabının kapağında (Yeni Hayat) karlı Beyoğlu fotoğraflarından birini
kullanmak istediğini söylemiş, hafif çekingen telif meselesini sormuştu. Az
önce, Topkapı Sarayı’ndaki bir kaç minyatür çekimi için cimrilik eden ‘Mösyö
Gallimard’ı nasıl terslediğini anlatan (söz konusu telif bin dolarlar
civarındaydı) Ara Güler, İletişim Yayınları’nı kastederek sordu: "Bu çocukların
parası var mıdır?". Orhan Pamuk, sonuçta Türkiye’deki bir yayınevinden söz
ettiğimizi hatırlatınca hemen yanıtladı "istemez birşey, kullansınlar".
Hem dünya çapında profesyonel bir fotoğrafçı hem de Türkiyeli olabilmenin
hassas dengesi yatıyordu bu cevapta. Nitekim biz de Orhan Pamuk
fotoğrafları için telif veremeyecektik…
Yarım asırdır ünlü biri
Galatasaray’da kendi adını taşıyan cafenin, Ara Cafe’nin bulunduğu sokakta
görebilirsiniz onu kimi zaman. Cafe’nin bulunduğu binanın en üst katındaki
bürosuna giriyor, ya da şöförü arabayı getirirken, masalardan birine ilişmiş
bekliyordur. Beyaz saçlı, hafif beli bükük bir efsane, Ara Güler. Onunla biraz
sohbet etme şansı bulanlar, sokakların dilini konuştuğunu görürler; tıpkı
fotoğrafları gibi…
Ara Güler’in daha 1950’lerden itibaren dünyanın en ünlü dergileriyle çalışması
ve hiç çekilmemiş kişilerin, yerlerin fotoğraflarını çekebilmesi şansla
açıklanamaz. İyi fotoğrafın en önemli koşulu kültürel birikimi erken yaşlarda
sağlamış, her dönem sanat ve edebiyat çevrelerinin içinde olmuş ‘foto
muhabiri’nin sezgilerini ve kararlılığını da yabana atmamak gerek.
‘Yeryüzünde Yedi İz’i okurken de göreceksiniz, kimse önemsemese de, yayımlanma
şansı olmasa da çoğu kez o sırf kendi için fotoğraflar çekiyor. Hayranlık
duyduğu önemsediği bir kişiyi tanımak, izlenimlerini fotoğraf kartına yansıtmak
için çabalıyor. Dostlarını araya koyuyor, kapıları aşındırıyor, uzun
yolculuklara çıkıyor ve o röportajı yapıyor. Sonuçta çektiği kareler binlerce
benzerinden ayrılıp öne çıkıyor.
Sözü sonsuz kareler
Fotoğraf sanatına meraklı herkes için Magnum müthiş bir ekoldür. Oysa
Magnumcular fotoğrafa birer gazeteci gibi yaklaşmış, anların ve yüzlerin peşine
düşmüşlerdi.
O siyah beyaz fotoğraflar bugün, kendilerine eşlik eden yazılar olmadan,
yakaladıkları anlardan çok daha fazlasını ifade ediyor. Ara Güler’in 50’lerde
İstanbul sokaklarında çektiği resimler de öyle. Bu nedenle o ‘foto muhabiri’
sıfatında ısrar etse de başkaları onu ‘sanatçı’ olarak tanımlamaktan
vazgeçmeyecek gibi gözüküyor.
Ara Güler, ‘Yeryüzünde Yedi İz’de hepsini büyük bir hayranlıkla tanıdığı,
sevdiği, fotoğrafladığı yaratıcı insanları anlatıyor. Artık az bilinen foto
röportajın sıkı örneklerini veriyor bir yandan. Onun kaleminden çıkan hepsi de
buruk metinlerde, New Orleans’da ihtiyarlayan ihtiraslı Tenessee Williams’ı,
enerjisi yaşının sınırlarına hapsolmuş Bertrand Russell’ı, anılarında yaşayan
Louis Aragon’u tanıyoruz. Fotoğraflar da bu burukluğu aktarıyor, küçücük
ayrıntılarla geniş ifade alanları açıyor. Tepeden bakan Saroyan’ın kocaman,
yaşlılığın izlerini taşıyan elleri, Aragon’un güngörmüş tebessümü, Chagall’ın
yapıtlarından yüzüne yansıyan muziplik ve gözlerindeki buğu. Hele bir de meydan
okuyan Picasso’yu ayakkabılarında boya lekeleri, arkasındaki kanepede üst üste
yığılmış desenler ve tablolarla gösteren fotoğraf var ki, üzerine bir yazı
yazılır. Onu da Merih Akoğul’a bırakalım.
Çeşitli söyleşilerden kırıntılarını topladığımız Ara Güler’e ait anıların bir
bölümü gibi okumak da mümkün bu kitabı. Türkiye’nin ve dünyanın en önemli birçok
yaratıcısının gelip geçtiği, üstelik basın tarihimize de tanıklık edecek bu
anıları da yazmalı Ara Güler. Bir de sık sık duyup bir türlü derli toplu
göremediğimiz Uzakdoğu, Afrika ve Hindistan röportajlarını kitaplaştırsa, ne
harika olurdu…
Bu kitabı IDéEFIXE’den online olarak satın alabilirsiniz.
|
|
Etiket Fiyatı: 60.000.000 TL
IDéEFIXE Fiyatı: 48.000.000 TL
Temin Süresi: 3 Gün
"Şehrinin, ülkesinin en ücra köşelerine dek uzandığını, en büyük tarihsel
kişiliklerden en uç toplumsal tabakaların temsilcilerine dek objektifini her
noktaya bir namlu gibi çevirdiğini gördüğümüz, bildiğimiz bu özel usta, Dünya’ya
da aynı merak, gözüpeklik, had hudut tanımayan bir ilgiyle açılmıştı: Yeryüzünde
Yedi İz, işte bu genişlemenin sıradışı sonuçlarını karşımıza diken bir çalışma –
çağımız düşüncesine, edebiyatına, sanatına derin izler kazımış, yedi ulaşılması
güç yaratıcıyla Ara Güler’in kurduğu diyalogları belgeliyor: Bertrand Russell,
Pablo Picasso, Salvador Dali, Tennessee Williams, Marc Chagall, Louis Aragon ve
William Saroyan: Büsbütün ayrıksı bir antoloji."
-Enis Batur-
"Kurdukları dünyanın içinde kalma isteği" duyan yedi kişinin, dünyalarını
objektife araladıkları anların kitabı. Ara Güler’den.
(Arka Kapak)
Yorumlar kapatıldı.