Fotoğraf sanatçısı Ara Güler, Picasso’dan Bertrand Russell’a, Salvador Dali’den Aragon’a yedi ünlü isimle yaptığı röportajların siyah–beyaz ve renkli fotoğraflarını; bu fotoğrafları tamamlayan hikâyeleri “Yeryüzünde Yedi İz” adlı kitapta topladı. Ustanın eseri, foto–röportaj türünün en iyi örneklerinden biri.
Günümüz fotoğraf sanatının duayeni Ara Güler’in, çağımız düşüncesinde, edebiyatında ve sanatında derin izler bırakmış yedi ünlü ile yaptığı foto–röportajlarından oluşan “Yeryüzünde Yedi İz” isimli kitabı, Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlandı. Yeryüzünde Yedi İz, Ara Güler’in, yedi ünlü; Pablo Picasso, Salvador Dali, Marc Chagall, William Saroyan, Louis Aragon, Tennessee Williams ve Bertrand Russell ile yaptığı röportajların siyah–beyaz ve renkli fotoğrafları, bu fotoğrafları tamamlayan, defalarca okunacak hikâyeleriyle, foto–röportaj üslubunun en iyi örneklerinden biri olarak karşımızda duruyor. Usta işi fotoğraflarıyla tanınan Ara Güler, bu kitabıyla az bilinen bir başka yönüne dikkatimizi çekiyor; büyük ustanın fotoğraflarının yanı sıra onlara eşlik eden röportaj hikâyeleri, onun kaleminin de en az fotoğrafları kadar iddialı olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
‘Kendi mahallesinin’ dışına çıkmış bir sanatçı: Ara Güler
Ara Güler, fotoğrafı hatırlamaya değer kılan önemli detayları bir saniyede fotoğraf karesi içine toplayabilecek esrarengiz bir seziye sahiptir. Bunlar öyle vazgeçilmez detaylardır ki eksiklikleri fotoğrafı sıradan yapar; konu ister günlük yaşam, ister ünlü bir kişi olsun, mesajını alır götürür. Her fotoğrafında onun özneleri kendini gösterir. O, birçok büyük sanatçı gibi öznelerini hor görmez, onlara yaşam verir, insan onurunu ve güzelliğini yaşatır…
Enis Batur, “Ara Güler’in Sırrı” başlıklı kitabın sunuş yazısında Ara Güler’in farklılığına dikkat çekiyor ve haklı olarak, sanat adamlarımız arasında kendi “mahalle”sinin dışına çıkmış, evrensel düzlemin gerektirdiği açılımı gerçekleştirmiş bir avuç insanın en başında geldiğini söylüyor. “Efsane katına çıkmış, yanlarına ancak bir avuç yakınının sokulabilme olanağını bulduğu bu insanlar, Ara Güler’e mahrem boyutlarını açtılarsa, röportaj ‘bey’inin bir hüneri, ayrıcalığı olduğu içindi; kırk yılın başı görünmeyi, görülmeyi kabul ettiklerinde, onlar için kendilerini kimin, nasıl göstereceği önemliydi.” diyor Enis Batur, fotoğrafımızın yaşayan efsanesi için. Ara Güler’in en büyük silahı içtenliği; “özü–sözü bir”liğidir; Marc Ribound’un dediği gibi; “Dostluk onun için sansasyonel bir haberden daha önemlidir. Kim onun gülümseyişine, gözlerindeki parıltıya direnebilir ki?”
“Salvador Dali, on dakikalık çekim için 25 bin dolar istedi”
Ara Güler, fotoğrafını çekemediği ve eksikliğini duyduğu Charlie Chaplin, Einstein ve Jean–Paul Sartre’ı anarak başlıyor kitabına. Kış mevsiminde günlerce kapıda beklemesi ve yarım saatliğine de olsa eve kabul edilmesi bile Chaplin’e ulaşmasını sağlayamamış. Kitaptaki en ilginç röportaj hikâyelerinden biri, kuşkusuz sürrealizmin önde gelen isimlerinden Salvador Dali ve onun fotoğrafını çekmeye çabalayan Ara Güler’in ilk karşılaşmaları. Ara’dan on dakikalık çekim için 25 bin dolar isteyen Dali, “Yanımda bu kadar para yok. Gidip bankadan alayım” yanıtıyla birden kızar: “Ensemden ve belimdeki kemerden tuttuğu gibi beni kapıya doğru götürdü. Yaşına karşın kemikli elleri hayli güçlüydü. Kapıya yaklaşınca, yüzüm çarpmasın diye kapıyı açtım. Dali, beni dışarı doğru itti, iki kanatlı kapının arasında kaldım. Koca koca gözleriyle bana bakıyordu…” diye aktarıyor o anı. Tabii ki Ara Güler yılmayacak ve Dali’nin pembe perdeye sarılı, elinde kılıçlı o ünlü “matador” fotoğrafını çekecek kadar yakınına sokulacaktır.
“Kurdukları dünyanın içinde kalma isteği” duyan yedi kişinin, dünyalarını objektife araladıkları anların kitabı olan Yeryüzünde Yedi İz, türünün en iyilerinden biri olarak daha uzun süre gündemimizde kalacak bir başyapıt.
Ahmet Taha
Yorumlar kapatıldı.