ARA GÜLER‘i de tanıtmağa
kalkarsam, okurlarıma ayıp ederim.
Türk fotoğrafından, dünya fotoğrafından
haberdar olmamak gibi bir utancı kim taşıyabilir?
Ara Güler‘in yeni kitabı Yeryüzünde Yedi İz‘i iki açıdan sevdim.
Yalnız iki açıdan mı ?…
Dünya sanat,edebiyat tarihinin doruğundaki yedi kişinin fotoğraflarını
çekmiş,onları çekerken yaşadıklarını, izlenimlerini de yazmış.
Kimler bu yedi usta ?
Bertrand Russell,Tennessee Williams,Louis Aragon,William Saroyan,Marc
Chagall,Salvador Dali,Pablo Picasso.
İletişim fakültelerinde okutulması gereken bir kitap.Röportaj türünün
başyapıtlarından biri.
Görsellikle yazı bir arada.
Usta işi fotoğraflarının her sayfasını seyrediyorum/okuyorum , bir yüzden iz
sürerek, kitaplarıyla, resimleriyle, oyunlarıyla aradaki gelgitleri bir oyuna
dönüştürüyorum.
Zor işleri, yüksünmeden, övünmeden başarır Ara Güler. Yüzyıl sanatının,
edebiyatının belirleyicisi bu 7 kişiyi çekmek için , ön çalışmalarını
okuduğumda, bu cefaya değmiş, dedim.
Sanatçıların kaprisli olduğu söylenir… Klişe bir láf… Olsun varsın, onlara
kapris de yakışıyor. Çünkü o da doğal.
Enis Batur‘un kitabın başında yer alan Ara Güler’in Sırrı yazısı
,onun bir kavram karşısındaki duyarlığını hatırlatmaktadır:
‘Ara Güler’in, artık onu yakından tanıyanların da, çalışmalarını izlemiş
tanımış olanların da iyi bildiklerini sandığım bir yanı , kendisini ve ‘iş’ini
konumlama-tanımlama biçimidir. Öteden beri, Fotoğraf’ı, makinaları aracılığıyla
yaptığı sayısız çalışmayı tek bir merkezde, tek bir tanım denemesinde
toplamıştır: ‘Ben bir foto muhabiriyim’ yaklaşımını benimsemiş,’ sanat’tan söz
edildiği an kendi konumunu, kendi kendisini koyuş biçimini anımsatmış, hattá
dayatmıştır.’
Fotoğraflar kadar, fotoğraf çekiminin renkli serüvenleri de gerçekten çok
hoş.
En garibinden başlamalı.
Salvador Dali‘yi kaldığı otel odasında çekecek. Ressam koltuğa uzanacak
ama üzerine renkli şal gibi bir şeyin örtülmesi gerek:
‘Birden aklıma geldi. Dali’ye dönerek, ‘Siz bir matador gibi poz
vermelisiniz’ dedim,’bunun için de geniş kırmızı ya da başka renk bir kumaş
gerek.’ İster istemez ikimizin de gözleri pencereleri kaplayan perdelere
takıldı. Perdeler kırmızı değildi ama kırmızı benekleri vardı; bu da hiç yoktan
iyiydi.’
‘İşte bunlara sarılırsanız, kılıçlı bir matador olursunuz’ dedim.’
Ondan sonrasını özetlemeli.
Dali yerinden fırladığı gibi perdeye asılıyor, korniş duvardan çıkıyor,
Ara Güler de perdenin kornişten ayrılmasında suç ortağı (!) oluyor.
Yeryüzündeki Yedi İz‘deki Salvador Dali‘nin olağanüstü
güzellikteki fotoğrafları böyle çekiliyor.
Çektiklerini, yazdıklarını gördük.
Ya çekemediği, konuşamadığı için hayıflandıkları:
Einstein, Jean-Paul Sartre, Charlie Chaplin (Şarlo.)
Şarlo‘nun evine kadar gitmiş, eşi ona çay ikram etmiş ama Şarlo
görünmemiş.
Benim ve bir çok kimsenin unutamadığı İhtiras Tramvayı, Kızgın Damdaki Kedi
oyunlarının yazarı Tennessee Williams‘ın İstanbul’daki hamam sefasını
fotoğraflarıyla birlikte görüp okumak, bir yazarın yaşamının öteki yüzündeki
ilgi çekiciliği de anlamak demektir.
Louis Aragon‘un fotoğraflarıyla Ara Güler‘in yazısını birlikte
okuyunca, metinle fotoğrafın uyumuna örnek bir yaratıyla karşılaşmanın zevkini
yaşadım.
William Saroyan‘ı, fotoğraflarda eserlerinin kahramanları küçük
insanlarla birlikte izlemek, okurun çağrışım gücünü artıran bir ögedir.
Büyükadalı Chagall‘ı, sağlık koşusu yaparken yakalamak kolay değil.
Chagall, ‘Ben Konstantinopolis’i, dedi sonra hemen düzelterek, yani
İstanbul’u çok iyi bilirim. İki yıl orada oturduk, hem de Büyükada’da.
Principo’da tahta bir evde oturuyorduk.’
Picasso ile Dört Gün‘ün öyküsü, bir dehanın sanatıyla, hayatı arasındaki
bağlantıyı görsel ve yazınsal biçimde bize iletiyor.
Ünlü olmanın bir takım avantajları vardır. Picasso‘nun öyküsünde olduğu
gibi.
Picasso, küçük miktarları bile çekle ödermiş. Çünkü çoğu zaman bu
çeklerin sahibi imzalı çeki bir anı olarak sakladığından para tahsil edilmezmiş.
Felsefenin büyük adı Bertrand Russell‘ı en sona bıraktım.
Uzak bir köyde çekilen fotoğrafların, yolculuğun öyküsünü okuyun.
Ara Güler‘in Yeryüzünde Yedi İz‘ini alın.
Dünyanın zirvedeki yaratıcılarıyla bu kadar yakından dost olmak, bir şans,
okurlar için.
Yorumlar kapatıldı.