Ntvmsnbc’nin haberine göre “Osmanlı Öncesi ve Osmanlı Dönemi Araştırmaları Uluslararası Komitesi”nin (CIEPO) Londra’daki 15. toplantısında söz alan Prof. Dr. Salahi Sonyel “…Nasıl olur da 400 bin kadar Ermeninin ölümü soykırım sayılır” dedi. Haber metni şöyle..
11 Temmuz — İngiltere’nin başkenti Londra’da 8 Temmuz’da başlayan toplantı, aralarında Ermeni meselesiyle ilgili önemli bir bildirinin de yer aldığı çeşitli bildirilerle çalışmalarını tamamladı.
Sabah oturumunda sunuş yapan Prof. Dr. Salahi Sonyel, savaştan önceki Ermeni nüfusunun 1 milyon 300 bin olduğunun bizzat İstanbul’daki Ermeni patriği tarafından açıklandığını hatırlatırken, savaş sonunda Türkiye’de kalanların sayısının da 600 bin olduğuna dikkat çekti. 300 bin Ermeninin de ülke dışına göç ettiklerinin altını çizen Sonyel, “Bu durumda Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğu’nda soykırıma tabi tutulduklarını iddia etmek haksızlıktır ve bunun gerçekle ilgisi yoktur. Öte yandan, aynı nedenlerden ötürü ve Ermenilerce öldürülenler de dahil olmak üzere iki buçuk milyonu aşkın Müslüman da hayatını yitirmiştir. Nasıl olur da 400 bin kadar Ermeninin ölümü soykırım sayılır” dedi.
KIŞKIRTMALAR VE YARDIMLARLA AZDILAR
Ermeni militanları ve sempatizanlarının 1914 yılı yazında dışarıdan yapılan kışkırtmalar ve yardımlarla azdıklarını ve taşkınlık göstermeye başladıklarını hatırlatan Sonyel, bu sırada Müslümanlar ile Ermeniler arasında karşılıklı olayların çıktığını kaydetti. Bu olayları çıkaranların da askerden kaçan, evlerinde silah gizleyen, Türk hatları gerisinde ayaklanan, savunmasız Türk ve Müslüman köylerine saldırarak kadın ve çocuk demeden herkesi öldüren, cephe gerisine gönderilen yaralı askerleri bile katleden, sabotaj, kundakçılık ve işgal güçleriyle işbirliği yapan Ermeni militanları olduğuna dikkat çeken Sonyel, hem Londra’daki İngiliz devlet arşivinde, hem de Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık arşivinde bunu kanıtlayan binlerce belge bulunduğunu ifade etti.
İÇERİDE İÇ DÜŞMANLA MÜCADELE
Prof. Dr. Sonyel, bu şartlar altında 1915 Nisan ayından önce Osmanlı İmparatorluğu’nun Ermeni militanlarca yaratılan bir güçlükle karşı karşıya kaldığını kaydetti ve “Cephede düşmanla boğuşan asker, içeride de iç düşman olduğunu açıkça ortaya koyan Ermeni militan ve çeteleriyle uğraşmak zorunda kalmıştır. Bu da orduyu savaş gücünü yitirme tehdidiyle yüzyüze bırakmıştır. Ermeni tehciri ise sırf bu tehlikeyi önlemek için alınması gereken bir önlemdi” dedi.
400 BİNE YAKIN ERMENİ ÖLDÜ
Osmanlı hükümetinin Ermenileri düşmana yararlı olacakları stratejik bölgelerden taşıma kararı aldığını, bu sevkiyat sırasında da ülkedeki savaş koşulları ile gıda ve ilaç yokluğunun yanı sıra iklim şartlarının da etkisiyle 400 bine yakın Ermeninin hayatlarını kaybettiklerini anlatan Sonyel, yakınları Ermeniler tarafından öldürülenlerin bu konvoylara yaptıkları saldırılar ve öc alma isteklerinin de ölümlerde etkili olduğunu bildirdi.
1915 yılı sonlarına doğru dünya savaşında dezavantajlı duruma gelen İngiltere, Fransa ve Rusya gibi ülkelerin de Ermenileri kullanmaya çalıştıklarını belirten Sonyel, 1915 yılının sonlarına doğru İngiliz istihbaratı ve bazı İngiliz siyasi ve askeri danışmanların bu kez de Emenileri, bu ölümleri propoganda amaçlı kullanmaya yönelttiklerini anlattı.
Bu amaçla iki önemli İngiliz propogandacı Lord James Bryce’ı ve Arnold Toynbee’nin harekete geçtiğini ve “Mavi Kitap” adı verilen propoganda kitabını yayımladıklarını hatırlatan Sonyel, bu kitabın kötü etkisinin hala sürmekte olduğuna dikkat çekti.
KİTAP İLMİ NİTELİK TAŞIMIYOR
Sonyel, bunda Ermeni militanlarının Türklere karşı olan nefret duygularını sürdürme isteklerinin ve sahte bilim adamları ve safdil tarihçilerin gerçekleri araştırmadan bu kitaptaki iddiaları gerçekmiş gibi kullanmalarının da etkisi bulunduğunu bildirdi. Sonyel, bu kitabın hiçbir ilmi nitelik taşımadığını da vurguladı.
BİR SONRAKİ İKİ YIL SONRA POLONYA’DA
“Osmanlı Öncesi ve Osmanlı Dönemi Araştırmaları Uluslararası Komitesi”nin (CIEPO) 15. toplantısı, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen 160 tarihçinin katılımıyla gerçekleştirildi. Bir sonraki toplantının iki yıl sonra muhtemelen Polonya’da yapılması bekleniyor.
Yorumlar kapatıldı.