Türk-Ermeni ilişkileri açısından
oldukça hareketli bir haftayı geride bıraktık. KEİ toplantısı için İstanbul’a
gelen Ermenistan Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan‘ı TESEV’in bir
organizasyonunda dinledik.
Hafta sonunda ise Helsinki Yurttaşlar Derneği’nin ”Türkiye Ermenistan
diyaloğu için sivil yaklaşımlar” toplantısı vardı.
Soros’un Açık Toplum Enstitüsü’nün sponsorluğunda yapılan toplantı iki
tarafın aydınlarının biraraya getiren gerçek anlamda ilk sivil girişimdi.
Türk-Ermeni ilişkilerinin toplumsal ve siyasi boyutundan fazla ekonomik
boyutuna değinmek istiyorum.
Bunun için İstanbul’a gelen Kars Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu’nun sözlerine
kulak vermek gerek.
Ne diyor Alibeyoğlu?
"Ermenistan ile sınır kapısının kapandığı 1993 yılından beri
Kars’ın ekonomisinde yüzde 50’lik bir küçülme oldu" diyor. Sınır kapısının
açık olduğu dönemlerde Kars pazarındaki bir esnafın günlük kazancı 1500
doları geçiyormuş.
”Şimdi su parasını toplayamıyoruz” diyor Alibeyoğlu. Sınır kapısında
kapandığında 20 bin imza ile Demirel’e çıktığını anlatıyor,
”Nafile Ankara sesimizi duymuyor” diyor.
Naif Alibeyoğlu, 2000 yılında kapalı kapıdan Kars ve Erzurum Ticaret Odaları
yetkilileriyle Ermenistan’ı ziyaret etmiş. Ziyaret sırasında Kars ile Gümrü
kardeş şehir ilan edilmiş. Ne var ki, bu Belediye Başkanı’na biraz pahalıya
malolmuş. Çünkü kardeş şehir meselesinden Ağır Ceza’da yargılanmış.
Doğu kapısının kapalı olması sadece Kars’ın değil, Muş, Bitlis,
Ardahan, Iğdır’ın da ekonomisini baltalıyor.
Bu arada Naif Alibeyoğlu’nun dikkat çektiği başka önemli bir mesele var:
Ermenistan’ın ekonomik darboğaz yüzünden yeniden faaliyete geçirdiği
Metzamor nükleer santralı.
Son derece eski bir teknolojiye sahip olan santral Çernobil’den kat kat
tehlikeli. Üstelik Iğdır’a sadece 20 kilometre uzaklıkta. Kars’a ise 80-90
kilometre. Alibeyoğlu haklı olarak ”ateş düştüğü yeri yakar” diyor.
Yorumlar kapatıldı.