Geçen
yazımızda lusahoki varbed
Mntzuri’nin "Kügı gabri im meçs" adli kitabinin başlangicinda çocukluk
senelerinde Ortaköy’deki bir firinda kendi gibi hay "Dördüncü
Ordu" göçmenleri ile Yildiz Karakolu kumandani Yedi-Sekiz Hasan Paşadan
bahsetmiştik. Mntzuri’nin bu eseri varbedin
yaşadigi yillarda yayınlanmış olan "Deger ur yes eger yem" (benim
oldugum yerler) , "Grung usdi gukas" (Turna, nereden gelirsin?),
"Gabuyd Luys" (mavi işik) ve "Armdan" adli kitaplarindan
alinmiş hikâyelerden seçmeler oluyor.
Mntzuri, Ortaköy’de ilk olarak 12 yaşinda
iken bir Fransiz frerler okuluna gider. Orada Madame Henriette’ten Fransizca,
Oriort Marin ve Terziyan Efendiden Hayeren
ögrenmeye devam eder. Armdan ilkokulundaki Fransizca, Osmanlica ve Hayeren
seviyesi ile sinifin en gôzde talebesi olur . Orada, Abdülhamid devrindeki
Yildiz sarayi müdavimlerinden
hariciye naziri tercümanlarindan Saadeddin beyin kizlari Semra ve Selma , göz
doktoru ve subay Dikran Bey Acemyan’in kizi
ile ayni sinifta okur. Bu Istanbul saray çevresi çocuklarinin evlerinde
fransiz madmazel dadilar oldugu halde Armdan’daki okulda ögrendigi Fransizca
ile Hagop en iyi Fransizca bilen talebe olarak kalir. Bu saray çevresinde yetişen
"bembeyaz" tenli Istanbul çocuklari yaninda Anadolu’da güneş
altinda yanmiş Armdan’li Hagop çok esmer gôrünür ve digerlerinde bu
karakuru hali merak uyandirir. Yemekhanede ise, diger sarayli çocuklar
getirdiklerin istanbul yemekleri yerken Hagop firinin arnavut tablakâri usta
Angeli’nin verdigi sefertasindaki yogurt çorbasi ve beyaz fasulya digerlerinin
hayretine mazhar olur. Selma ve Semra bu "garip" Anadolu yemeklerine
"Aaa.." diye söylenerek hayretlerini gizleyemezler. Hagop ayni hikâyesinde
Ortakôy’deki atli tramvay duragini, tramvayda harem ve selâmlik kisimlarinin
perde ile ayrildigini, eger perde aralanirsa kadinlarin çiglik çigliga
"Aaaa…kapayiniz" diye bagirdiklarini da anlatiyor.
Bu
frerler okulundan sonra Mntzuri bugünkü Getronagan’in ilkokuluna devam eder.
Burada, Getronagan’in 19 uncu asir sonunda ilk kisminin "Galata Ermeni
Mektebi Merkezi Sagirler", lise
kisminin ise "Galata Ermeni Mektebi Merkezi Kebir"
oldugunu ögreniyoruz. Ortakôy’den Galata’ya yürûyerek Salipazari
yolundan giden Mntzuri buralarin eski halini anlatir. Bir keresinde de yolunu
degiştirip, Galata’dan Ortakôy’e Beyoglu’ndan gitmeye karar verir ve Cadde-i
Kebir’de (Istiklâl caddesi) Agacami taraflarinda bir sinif arkadaşina ugrar.
Bu arkadaşinin babasi burjua bir hayin aşçisi olup, o gün o burjua evinin
mutfaginda Hagop’u da ögle
yemegine misafir ederler. Zavalli Armdan’li Hagopig ömründe hiç gôrmedigi
karniyarik ve osmanli saray işi tatlilari yemek istemez ama ayip olmasin diye
zorla yer. Yemekten sonra dişari çikip yoluna devama hazirlanirken midesinin böyle
yagli ve karmakarişik yemeklere alişik olmayişindan yediklerini perdeypey
iade eder. Bu gidişat Taksim’deki bugün AKM nin yaninda, ve zamaninda (1950 başlarinda
da vardi) meşhur bolsahay şairimiz Arto Cümbûşyan’larin (Zareh Khrakhuni)
evlerinin önûnde, sonra Gûmüşsuyu caddesinde devam eder. Bu yol faslinda
Mntzuri bize Istanbul’u 19 uncu asir sonlarindaki
hali ile tasvir eder
ve bilinen haylarin evlerinin ônûnde geçerken onlari okuyucuya
tanitir.
Bu tip
otobiyografik eserleri okurken eski Istanbul’un tanimadigimiz kôşelerini de
ilgi ile keşfetme imkâni doguyor. Meselâ, ûnlü Bolsahay gazeteci, şair,
roman , hatirat ve tiyatro eseri yazarimiz Rober Haddeciyan, son çikan hatira
kitaplarindan birinde Mkhitaryan’dan mezun olduktan sonra sinif arkadaşi
Arto Cûmbûşyan’in (Zareh Khrakhuni) Taksim’deki evlerinde gece yarilarina
kadar sohbet ettiklerini anlatir. Hatiratin bir yerinde ise bu evin Taksim
meydanina baktigini sôyler. Bunu okuyunca Cümbüşyanlarin evinin Siraselviler
girişinde oldugunu sanmiştim. Mntzuri’nin kitabinda ise bu evin Gümüşsuyu
caddesi girişinde oldugunu ôgreniyoruz.
Seriye
yine Mntzuri ile devam edecegiz…
SÖZLÜK
Sagîr
= (Osmanlica) Bûlug çagina girmemiş çocuk
Lusahoki
Varbed
= Rahmetli Usta
Yorumlar kapatıldı.