Hürriyet yazarı Hadi Uluengin Bruksel’deki Ermeni dostlarıyla beraber altın gol sonrasında yaşadıkları heyecanı aktarıyor
ERMENİ BAYRAK: Ben maçı Brüksel’de izledim. ‘‘Altın gol’’ atılalı henüz beş dakika geçmişti ki, önce sokakta zarta zurta bir otomobil kornesi, sonra aşağıda çanhıraş kapı zili, ellerinde ay yıldızlı bayrak, iki canciğer Ermeni arkadaşım, Garo ve Baret eşiğime dayandılar.
‘‘Yürü ulan, kutlamak için derhal Türk mahallesine gidiyoruz’’ diye ani baskın!
‘‘Hop dedik ahparikler Valla hıyanet-ı Ermeniye’den sizi Taşnak’a ihbar ederim, canınıza okur’’ diye kaytarmaya kalktım ama, ne mümkün.
Haydaa, Garo bir yandan sözümona direksiyon tutar, diğer yandan cep telefonuyla Taksim Meydanı’ndaki Tamar’a, İren’e, Artin’e kalabalığı sorar; sancaktarcıbaşılığa özenen Baret ise oğlu Sevan’a İstanbul’dan hediye getirdiği bayrağı pencereden dışarı dalgalandırır, biz Belçika başkentinin bulvarlarında ‘‘gurbetçi’’ semti Schaerbeek’e akıyoruz.
Oradaki inanılmaz manzarayı es geçiyorum, ekranda gördünüz ve gazetede okudunuz.
Benim diyeceğim şu: Türk, Kürt, Ermeni, Yahudi, Süryani, Rum, ülkemiz aidiyetini taşıyan insanlar onu yüreklerinde hissediyorlar ve de daha, daha çok hissetmekler istiyorlar.
Ne mutlu, ne harika, ne mucizevi, futbol işte bunu güçlendirdi.
Devlet, lütfen meşin yuvarlağı örnek al da bu olağanüstü hissiyatı artık perçinle!
…..
Yorumlar kapatıldı.