İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Zaman: ABD, vizesi olan Müslümanların parmak izlerini alıyor

ABD Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan bir düzenlemeye göre, pasaportunda Amerikan vizesi bulunan Müslümanlar ve Ortadoğu kökenlilerden yetkili makamlara başvurmaları ve parmak izi vermeleri isteniyor. ‘Yeşil Kart’ı olmayan yaklaşık 100 bin kişinin inceleme altına alınacağı uygulamanın, 35 kadar ülkenin vatandaşlarını kapsayacağı açıklandı.

ABD Adalet Bakanlığı, pasaportunda Amerikan vizesi olan binlerce Müslüman ve Ortadoğulunun, yetkili makamlara başvurarak parmak izlerini vermelerini isteyecek. Bu hafta içinde gerekli kanuni düzenlemelerin yapılması amacıyla hazırlıklarını tamamlayacak olan Adalet Bakanlığı yetkilileri, ‘Çalışmanın amacı, ülkemizin güvenliği açısından en fazla risk taşıyan ülkelerden vize alanları kontrol altında tutmak. İlk kapsamda inceleme altına alınması planlanan ülkeler arasında Suudi Arabistan, Pakistan ve diğer Müslüman ülkeler var.’ şeklinde konuştular.

Beyaz Saray’ın desteklediği projeye Dışişleri Bakanlığı’nın karşı çıktığı belirtiliyor. Sivil haklar savunucularının şiddetle karşı çıktığı uygulamanın ayrımcılık olduğu görüşü ağırlık kazanırken, suçla ilişkisi belirlenmemiş kişilere ‘potansiyel suçlu’ muamelesi yapılmasının yanlış olduğuna dikkat çekiliyor.

Plan çerçevesinde, Amerika’da bulunan ve ‘green card’ı bulunmayan yaklaşık 100 bin öğrenci, işadamı, araştırmacı ve turistin inceleme altına alınacağı ifade ediliyor. Uygulamanın 35 kadar ülkenin vatandaşlarını kapsayacağı açıklandı. Yetkililer çalışmanın 1952 yılında çıkarılan; ancak bugüne kadar uygulanmayan bir yasaya dayandırıldığını belirtiyor.

Yasaya göre ABD’de 30 günden fazla kalanların Göçmen Dairesi’ne giderek parmak izi vermeleri ve kayıt yaptırmaları gerektiğini kaydeden yetkililer, ‘Diplomatlar ile oturma izni olanlanların dışındaki herkesin parmak izi vermesi gerekir.’ açıklamasını yapıyorlar. Sözkonusu yasanın çok fazla insanın vize alması, vize sahiplerinin işlemlerini yapacak yeterli personel olmaması ve kayıtların saklanamaması gibi gerekçelerle uzun yıllardır uygulanmadığı belirtiliyor.

Uygulamanın sadece 1979 yılında İran rehine krizinden sonra ülkedeki İran asıllıların parmak izleri almak için kullanıldığı, 1998 yılından beri de İran, Irak, Sudan ve Libya asıllıların da parmak izinin alınmasında kullanıldığı açıklandı.

Düzenleme ile bundan sonra, sözkonusu ülkelerden ABD’ye giriş yapanların da havaalanı veya limanlarda parmak izleri alınacak. Uygulamaya karşı çıkanların ülkeye girişine izin verilmeyecek. Ayrıca, aynı kişilerin ülkeye girdikleri tarihten 30 gün içinde Göçmenlik ve Muhaceret İdaresi’ne başvurarak kayıt doldurmaları istenecek. Verilen süre içinde başvurmayan sınır dışı edilebilecek.

Fakat bu girişimin Bush yönetimini ikiye böldüğü ifade ediliyor. Beyaz Saray, Adalet Bakanlığı’nın girişimini desteklerken, Dışişleri Bakanlığı karşı çıkıyor. Girişime karşı çıkanların arasında sivil haklar savunucuları ile Arap dernekleri de geliyor.

Planlananların ayrımcılık olacağını savunan çevreler, anayasaya aykırı olduğu noktasına da dikkat çekiyor. Hiçbir şekilde tehlikeli olmayan birisine “potansiyel suçlu” muamelesi yapılmasının yanlış olduğunu savunan dernekler, girişimin terörü önlemede hiçbir sonuç sağlamayacağını ifade ediyor.

Tanınmış kamuoyu araştırmacısı Arap asıllı Prof. John Zogby, “İnsanların polis merkezlerine giderek kayıt olmaları, bizi Sovyetler Birliği dönemine götürecek bir uygulama” açıklamasını yaptı. FBI ve yerel polisler 11 Eylül saldırısından sonra aralarında 60 Türk’ün de bulunduğu, büyük kısmı Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Pakistan kökenli 5 bin civarında insanı gözlem altına alarak soruşturmaya tabi tutmuş, uygulama sert eleştirilere maruz kalmıştı.

Bu arada Adalet Bakanlığı, 11 Eylül saldırısı ile irtibatı olduğu belirlenen 23 kişinin saptandığını açıkladı. Halen ABD’de bulunan 23 kişiden birinin El-Kaide ile irtibatının kesinleştiği bildirildi. Adalet Bakanlığı’na bağlı, ‘Yabancı Teröristleri Takip Etme Birimi’ tarafından tespit edilen isimlerin, hangi terör örgütleri ile ilişkisi olduğu ise açıklanmadı.

Söz konusu kişilerin isimlerinin ve yerlerinin gerekli yerlere bildirildiği kaydedildi. Açıklamanın CIA ve FBI arasındaki irtibatsızlık tartışmalarının zirvede olduğu bir döneme rastlaması dikkat çekti.

Emrah Ülker / New York

Yorumlar kapatıldı.