‘1970 yıl kadar önce, Oğlu’nu çarmıhta gören Ana’nın yaşadığı acıyı düşünebiliyor muyuz? Yıllarını paylaşan, emek verdiği, her şeyden sakındığı ve her şeyden önce sevgisiyle dolduğu biricik evladı çarmıhtayken, o anda neler yaşadığını hissedebiliyor muyuz?
21 yüzyılı yaşarken de ailelerin, annelerin, babaların en büyük servetleri yine evlatları. Bugünün zor yaşam koşullarında, hızlı ve yoğun yaşam temposunda çocuklarını dünyaya getiren anneler gerçekten de en kutsal görevlerden birini yerine getiriyorlar. Çocuklarını bebeklikten ergenliğe, hatta bir yaşam boyu sakınıyor, çaba sarfediyor, emek veriyor, sevgi aktarıyorlar. Bir evladın ise, bebeklikten mezara kadar annesinden bekleyeceği en değerli hazinesi onun kutsal sevgisi ve sıcaklığı…
Bu sevgiyi ve sıcak ilgiyi bulduklarını sansalardı, son günlerde gazetelerde okuduğumuz gibi, yüksek yaşam standartlarına sahip, gencecik insanlar hiç canlarına kıyarlar mıydı? Birçoğunun ortak yanı parçalanmış aile yapısı, yetersiz sevgi paylaşımı, ilgi eksikliği… Yani bugün annelerin kutsal görevi daha zor ama bir o kadar daha anlamlı…
Annelerimizin üzerine düşen sorumluluğun gerçeğinde, onların çocukları için katlandığı her şey, ailelerinin mutluluğu için üstlendikleri gayret ve yarattıkları tüm değerler adına bir gün çocuk olan hepimiz minettarız. Yarınımızın mimarları olan annelerimizin Anneler Günü’nü kutluyor, Tanrı’nın koruycu elinin her zaman üzerlerinde olmasını diliyorum.’
Mesrob II
Türkiye Ermenileri Patriği
Yorumlar kapatıldı.