İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Lraper: ULUSLARIN ISIGI

Kral Suleymanin insa ettigi ilk Mabet’te, Kutsallarin Kutsali
denilen cok
ozel bir bolmede, Musa Peygamber tarafindan altindan yapilmis Ahit
(antlasma) Sandigi dururdu. Bu sandik, Mabet’teki Tanri’nin
mevcudiyetini
temsil ederdi. Sadece yilda bir kez bas kahinin gorebildigi bu sandigin
icinde Tanrisal isigin gizlendigine inanilirdi. Yerusalem’deki (Kudus)
bu
Mabet Babilliler tarafindan yikildi. Ahit Sandigi kayboldu. Oyle ki,
yetmis
yil sonra ikinci Mabet insa edildiginde, artik Kutsallarin Kutsali
bolmesinde Ahit Sandigi bulunmuyordu. Insanlar bu yuzden ikinci Mabet’in
ilki kadar gorkemli olmadigini dusunuyorlardi. Ama peygamberler bunun
boyle
olmadigini, tam tersine sonuncu Mabedin ilkinden daha gorkemli olacagini
soyluyorlardi. Cunku ikincisine Rabbin kisisel olarak gelecegini ve onu
ziyaret edecegini kehanetle bildirmislerdi. ‘Ozlediginiz Rab kendi
mabedine
ansizin gelecektir’ (Malaki 3:1). Iste bildirilen bu Mesih’in Mabede
girisiyle ikinci Mabet birincisinden daha cok onurlandirilmis olacakti..
“‘Ben bu tapinagi gorkemle dolduracagim’ diyor Her Seye Egemen Rab.
‘Yeni
tapinagin gorkemi, oncekinden daha buyuk olacak.'”(Hagay 2:9).

Efendimiz Isa dogdugunda, Kutsal Ruh pek cok kisiyi onun
gelisinin cok
yakin oldugu konusunda esinlemisti. Bu yuzden pek cok kisi ozlemle dolu
Rab’
bin mabede gelisini bekliyordu. Rab geldi. Ama bir bebek olarak. Fakir
bir
ciftin cocugu olarak. Ahit Sandigi’ndaki Isik’in gizlenmesi gibi
Tanrisal
Isik bu kez de bebek Isa’da ortulu durumdaydi. Sadece iki kutsal kisiye
bu
Isik acildi. Yasli Simeon ve Anna, Kutsal Ruh’la dolu bu iki kutlu kisi
Tanri tarafindan esinlenerek bebek Isa’yi buldular ve onu dunyanin
kurtaricisi ve tum Uluslarin Isigi olarak ilan ettiler. Elbette ki
Mesih’in
isigi Ahit Sandigina oldugu gibi yok olmayacak, ama tam tersine tum
dunyayi
doldurarak ruhsal karanligi aydinliga cevirecekti.

Dyarnintarac diye adlandirdigimiz ve Efendimizin kirk gunluk
bebek olarak
mabede gelisinin bayramini kutladigimiz bu gun, bir kez daha Isik ustune
dusunuyoruz. Bu bizi dogal olarak karanlik ustunde dusunmeye sevk
ediyor.
Cunku isigin degerini biz bazen unutuyoruz ve karanlik bize onu daha iyi
anlatiyor. Birlesmis Milletler Orgutunun 2000 yili istatistiklerine gore
bir
milyon kisi intihar ederek yasamina son vermis ve en az on milyon kisi
intihar girisiminde bulunmus. Ayni yil Turkiye’de yapilan bir ankette
insanlara hayatlarindan memnun olup olmadiklari sorulmus. Yuzde 76’si
memnun
olmadigini belirtmis. On yil sonra depresyon insanligi tehdit eden
ikinci en
buyuk hastalik haline gelecek. Nicin bu karanlik ve karamsarlik? Daha da
onemlisi nasil aydinlanir bu karanliklar?

Afrika’da ilkel bir kabileyi inceleyen antropologlar, onlarin
aya
tapindiklarini gormusler ve nicin gunese degil de aya tapindiklarini
sormuslar. Aldiklari yanit su olmus: ‘Biz o kadar aptal miyiz? Gunes
gunduz
ona ihtiyacimiz yokken parliyor. Oysa ay, geceleyin karanlikta bizi
aydinlatiyor’. Elbette antropologlar bos yere onlara gunduzu gunesin
olusturdugunu ve ayin kendisinde isik olmadigini, tam tersine isigini
gunesten odunc aldigini anlatmislar. Onlar icin bu bilgi erisilmez ve
anlasilmaz bir sir olarak kalmis. Bu oyku bize ne kadar guzel anlatiyor
modern insanin icine dustugu celiskiyi. Tuketici toplum maddeye tapiyor,
kendine ve zevklerine tapiyor, ama bunlari yaratani ve olusturani
umursamiyor ya da hor goruyor. Gunesi degil, ayi onurlandiriyor. Oysa
insan
yureginde Tanri’dan baska hicbir seyle doldurulamaz bir bosluk vardir. O
bosluk buyur durur, biz onu baska seylerle tatmin etmeye calistikca.
Aziz
Augustinus’un duasi ne kadar guzel dile getiriyor bu gercegi! “Tanrim,
Sen
bizi kendin icin yarattin, ve icimizde Kendin icin yer hazirladin.
Yureklerimiz asla tatmin olmayacak seninle dolmadikca.’ Intihar eden bir
milyon kisi, ya da bu sehrin sokaklarini bizimle paylasan milyonlarca
mutsuz
insan neyi yitirmis gercekten? Neyin acligi ve susuzlugu karartmis
dunyalarini?

Dunyanin kurtaricisi ve uluslarin Isigi Isa Mesih, isik olan
sozleriyle ve
yuregimize gonderdigi Kutsal Ruhu’yla bizi aydinlatiyor ve diyor: ‘Insan
sadece ekmekle yasamaz, ama Allah’in agzindan cikan her bir sozle
yasar’. Ve
gelis amacini acikliyor: ‘Ben sizde yasam olsun, daha bol yasaminiz
olsun
diye geldim.’

Bu satirlari okuyan bazilarimiz belki de karanliktayiz ve bir
isik
ariyoruz. Iki bin yildir dunyanin isigi olan Mesih Isa milyarlarca
kaybolmus
ruhu aydinlatti ve onlara yasamin anlamini ogretti. Bu isik her birimizi
bekliyor. Gelin! Bu buyuk bayram gununde, bizler de birer mum yakalim
bu
isiktan; karanlik parcalansin, yollarimiz aydinlansin!

Yorumlar kapatıldı.