Hürriyet yazarı Hadi Uluengin Arjantin’den geri dönen Zaruhi yaya’ya “HOŞ geldin Zaruhi Nine. Hoş geldin ve de sefalar getirdin ‘yaya’cığım.” şeklinde sesleniyor.
HOŞ geldin Zaruhi Nine. Hoş geldin ve de sefalar getirdin ‘yaya’cığım.
Başımızın üstünde yerin var… Zaten de şöyle en, en baş köşeye buyur. Bilmem akraban, hısmın, sülalen kalmış mıdır? Yoksa da zerre tasalanma.
Seni öz vatanında açta açıkta bırakır mıyız? Namerde muhtaç kılar mıyız?
Hayır, itiraz yok. Uçaktan iner inmez önce Boğaz lokantasına götüreceğiz.
Udi Hrant Bey’den ‘Nihavent Taksim’ mi istedin, çalın sazlar ve teganni eyleyin kızlar, bugün Zaruhi Nine’mizin hasretinin nihayete erdiği gündür…
Ver elini öpeyim ve bir de Ermenice söyleyeyim, ‘bari yegar’ Zaruhi Nine.
* * *
ZARUHİ Nine’yi ‘Zaman’ gazetesinde cuma günü ‘Arjantin’den Türkiye’ye Geri Göç Başladı’ manşetiyle ve Süleyman Kurt imzasıyla yayınlanan o harika haber sayesinde tanıdım. Zahir sulugözlüyüm, ağlamamak için de kendimi zor tuttum.
Özetini aktarayım: Latin Amerika devletinde dehşet bir ekonomik kriz hüküm sürüyor ya, işte bu nedenle Türkiye kökenli bazı Ermeni ve Musevi yurttaşımız da anavatana geri gelebilmek için Buenos Aires Elçiliğimize başvurmuş.
Tıpkı, İtalyan ve İspanyol asıllıların yapmaya çalıştığı gibi…
Sefaret zilini çalanlardan biri de, sittin sene önce familyasıyla beraber Okyanus’un öte yakasına göçen fakat Arjantin vatandaşı olmayıp, sayfası kömür karnesi damgalı TC nüfus kağıdını saklayan 1334 tevellütlü Zaruhi Hanım’mış.
Şimdiye dek cesaret edip eşiği aşamayan Ermeni yurttaşımız, nihayet geçen gün büyük heyecanla içeri girmiş ve geri dönmek için yeni pasaport istemiş.
Bütün bunları nefis bir uslupla anlatan Kurt’un haberine göre, diğer dilekçeler gibi Zaruhi Nine’nin de talebi şu an Ankara’da inceleniyormuş…
* * *
HİCRİ 1334, hesapladım, Zaruhi Nine Miladi takvime göre 1918’de doğmuş.
Allah daha çok uzun ömür ihsan eylesin, demek ki seksen dört yaşında…
Ve Allah bilhassa, gelecek yıllarını öz vatanında yaşamayı nasip eylesin.
Çünkü, Zaruhi Nine’mizin başka vatanı yok ki. Olmadı ki. Olamaz ki…
Tamam, ekmek gailesi ve diğer sorunlardan dolayı araya göç girmiş ama, Kavafis’in dediği gibi, vatan ‘altında doğup, büyünen çınarın gölgesidir’.
Ve şüphe mi var, tabii ki Zaruhi Hanım’ın çınarı da ya Nişanca Meydanı’ndadır, ya Bahariye Caddesi’ndedir, ya da Kumkapı kıyısındadır….
Her halükarda, Buenos Aires’in ‘11 Septiembre’ bulvarında değildir !
Zaruhi Nine’mizin vatanı, Türk, Kürt, Ermeni, Yahudi, Rum; her boy, soy ve dinden, işte bizim hepimizin ortak ve tek vatanı olan Türkiye Cumhuriyeti’dir.
* * *
EVET, sana şimdiden hoş geldin ve sefalar getirdin diyorum ‘yaya’cığım
Şimdiden diyorum, çünkü eminim Ankara en kısa zamanda pasaportunu Buenos Aires’e yollayacaktır. Sen de ilk uçağa atladığın gibi soluğu selametle anavatanında alıp, çınarının gölgesi altında Udi Hrant dinleyeceksindir.
Bundan da şüphem yok, zira son tahlilde o Ankara, örneğin Dobruca Bulgar – Rumen egemenliğine geçtiği zaman, mesela Elias Canetti gibi, kıllarına halel gelmesin diye eski Yahudi tebasına hemen Osmanlı kimliği vermiş, veya; Hitler’in aynı Yahudileri ölüme göndermesini engellemek için 2. Savaş’ta cömertçe pasaport dağıtmış ‘emperyal’ bir devlet geleneğinin başkentidir.
Kaldı ki, Arjantin’den Türkiye’ye geri dönüşü uluslarası arenada altın bir fırsat olarak değerlendirecek kadar diplomasi tecrübesinden süzülmüştür.
Üstelik, Ermeni kökenli yurttaşımızı ‘Nine’ diyen emsalsiz bir hümanizma haberi, o başkentin ülkesinde, mümtaz din adamı Fethullah Gülen Hocaefendi’nin saygın cemaatine yakınlığıyla tanınan bir gazete yayınlamaktadır.
Dolayısıyla, bütün bunlara güvenerek sana daha şimdiden ve Hay lisanından ‘bari yegar’; yani hoş geldin, sefalar getirdin diyorum Zaruhi Nine’ciğim…
Yorumlar kapatıldı.