Lraper Kilise Bülteni, geçen hafta okuyucularına internet üzerinden 3 anket sorusu yönlendirdi. Bu sorular cemaatin Badarak’a katılma frekansı, kiliselerimizden sadece birince Turkce Badarak yapilip yapilmaması, halen 2.5 ssat olan Badarak’ın süresini 1.5 saate çekilmesi hakkındaydı. Lraper okurları internet üzerinden bu anket sorularına cevap verdiler ve görüşlerini Lraper’e göndediler. HyeTert olarak, anket sonuçlarını ve Lraper okurlarının bu konudaki görüşlerini siz HyeTert okuyucularına aktarmanın faydalı olacağını düşündük.
Aşağıda sırası ile anket sorularını ve 12 Ocak 2002 itibarı ile oylamanın son durumunu, soruların altında ise tarih sıralı olarak okur görüşlerini okuyabilirsiniz. Eğer kendi görüşünüzü yazmak ve/veya ankete katılmak isterseniz lraper-owner@yahoogroups.com adresine e-mail gönderebilirsiniz.
PAZAR BADARAKLARINA KATILIM
1. Soru: Ermeni Kilisesi’nde Pazar sabahlari
Surp Badarak’a duzenli katilimim
hakkinda sunu soyleyebilirim:
Pazar sabahlari bastan sona katilirim | 13.04% |
Dznunt ve Zadik’te katilmaya calisirim | 8.70% |
Yilda 3-10 kez katilirim | 34.78% |
Yilda 10-20 kez katilirim | 17.39% |
Yilda 20-30 kez katilirim | 4.35% |
Yilda 30-40 kez katilirim | 4.35% |
Yilda 40-50 kez katilirim | 4.35% |
Yilda 52 pazar katilirim | 13.04% |
PAZARLARI 24 ERMENICE KRAPAR, 1 TURKCE BADARAK
2. Soru: Bir cok gencimiz ve Ermenice bilmeyen cemaat
uyeleri, yabanci Protestan misyonerlerin
Istanbul’da actiklari apartman kiliselerine
devam etmektedirler. Bir cok cemaat uyesi de
hic Ermenice anlamamaktadir. Cemaatin bu
uyelerini kazanabilmek icin, kiliselerimizden
BIRinde Turkce ibadet baslatilmali midir?
Evet, dinin imanin dili olmaz. | 20.00% |
Hayir, kilisenin resmi dili Ermenice’dir! | 33.33% |
Mecburiyetse, kisitli olarak. | 46.67% |
Ilgilenmiyorum. | 0.00% |
PAZARLARI 10:30 – 12:00 ARASI 1,5 SAATLIK BADARAK
3. Soru: Istanbul’da kiliselerimizde Pazar ayini
(Surp Badarak) 2,5 saat surmektedir.
Bu surenin vaaz de icinde 1,5 saate cekilmesi
sizce makul mudur?
Cok iyi olur. | 70.97% |
Geleneklere dokunmayalim. | 29.03% |
Bu soruyu sormaya bile hakkiniz yok! | 0.00% |
Ohannik Agopcan, 8 Ocak 2002
Ibadetin yerine göre ana dilini unutan halkimiza türkçe yapilmasi kadar normal ne olabilir?
Yalniz gereken zaman ve zeminde yapilmasi kaydi ile Anadolu’dan yeni gelen halkimiza Isa Mesih’i anladiklari dilde ögretmek ve onlara Isa Mesih’in Cennetine girmelerine yol vermek her hayin borcudur.
Paris Mayr yegeghetzide hayeren anlamiyan veya konusamiyan halka hala krapar avedaran okunuyor ve okuyanin da Allah’in kelamini anlamadigi anlasiliyor. Iste yobazlik budur.
Halkimiza anladigi dilden Isa Mesih yolunu açmaliyiz ve bu misyonu da hristiyanligi yer yer çarpik yönleriyle yorumlayan Protestanlara birakmayarak…; ana dilimizi onlara hatirlatmayi da unutmayarak.
Sevgiyle,
Ohannik Akopcan
Hayr Levon Zekiyan, 8 Ocak 2002
Thank you for sending me this message. MY PRESENT MAIL IS NO VOTE of course, it is only an opinion. I think that to make somehow shorter our services (except for solemn feast days, for Holy Week, etc.) would be suitable, BUT at the following conditions:
a) that such provisions may be made on serious scholarly
historico-liturgical bases, guided by a committee of high level experts;
b) that such provisions may be accompanied by a serious cathechesis in order to make sure a larger and deeper participation of the faithful in the liturgy aganst the current mentality “mom my varenk yev tyurs yellenk”;
c) that such provisions may be adopted by all the Armenian Churches
(suitably also Catholics) everywhere and not create new differences and divisions within even the Apostolic Church herse lf;
d) as to the language question, it is also very actual but also very difficult. AS A PRINCIPLE, I personally do not consider suitable that in any church may be celebrated a liturgical service COMPLETELY in a language different from the Armenian. But I would accept the idea that in some churches a larger part may be devoted to the various languages of the various countries. Here also I consider it utmost suitable that the Church authorities may define which parts of Liturgy may be celebrated or read in vernacular (modern Armenian or other languages) and which part MUST BE ABSOLUTELY KEPT in grabar as a sign (and it is the LAST sign, helas!) of the unity of the Armenian people.
I thank you again for your kindness and attention .
Sincerely and respectfully yours
Hayr Levon Zekiyan
Ohannik Agopcan, 8 Ocak 2002
Benim naçiz görüsûm su;
Badaraki anlayan imanli hay için 2,5 saatlik dua gônûl coskusundan maada ne olabilir?
Geleneklere saygili olup da badaraki hayereni yeterli olmadigi için anlamayan veya az anladigi halde imani yeterli olmayanlar için 15 dakikalik badarak bile bezginlik verici olmaktan kurtulamaz.
Roma katolik kilisesi badaraki 1 saata indirdigi halde ancak imanli hristiyanlar badaraka istirak ediyorlar. Bu badaraklar 2,5 saat olsa o imanlilar gene orada olacaklar. Ama Roma kilisesi o badaraklari 15 dakikaya indirse de badaraka katilanlarin sayisi artmayacak çûnki imansiz veya kiliseye ilgisiz badarakin bir dakika olmasina bile tahammül edemez…onun için en iyi badarak olmayan badaraktir.
Sorun badaraki kisaltmak degil, halkin imanini gelistirmek, Hayasdan’i tekrar hristiyanliga davet edebilmek…
Bence badarak kisaltilmamali ve cahil cuheyla insanlarin agizlarindan çikan ve manasini kendilerinin de bilmedigi sharagan ve dualari göz önüne alip bu dualari kapkaçci gibi abul ubul sôyleyip gitmelerine meydan vermemeliyiz. Mesele, badaraki “profesyonel” “dzisavadjar”larin elinden kurtarip rabbimiz Isa Mesih’in shanina yapmak; iste cosku o zaman imanlilari sarar.
Badarak daha da erken baslamali ve 2.5 saat kalmali ve de dualar hakkiyle imanlilar tarafindan okunmali; bilhassa kilise babalarimizin halk için uygun gôrdügü dualar yerkçakhump veya tbratz tarafindan degil halk tarafindan yapilmalidir….
Geçen pazar günü radyoda konusan Paris’in mayr yegeghetzi hokapartzutyan adenabedi bizim “Monifizist” oldugumuzdan bahsederek cehalerin nerelere varidigini bize gösterdi. Cahillere “ashkharhagan karoz” verdirmek Hayasdanyaytz yegeghetzimizin en zayif noktalarini bize artik gösteriyor…Turkçedeki tabirle kargayi klavuz kabul etmek bizim en büyük zaaf ve günahimiz…
Badarak bir gelenek degil, Isa Mesih’in bizi kendi cennetine davetidir . Hayrabedimiz Mesrob’un devamli tekrarladigi gibi “hersey geçip gidecek fakat Isa Mesih’in sözleri kalacak”..
Sevgiyle,
Ohannik Akopcan
Berch Manukoglu, 8 Ocak 2002
Dostlar
Badiarkaranimizin baslattigi oylamanin ikincisi de asagida Bu konuda da kendi fikrimi vermek isterim. Lutfen siz de kendi fikirlerinizini lraper’e iletin.
Bir cok gencimiz ve Ermenice bilmeyen cemaat uyeleri, yabanci Protestan misyonerlerin Istanbul’da actiklari apartman kiliselerine devam etmektedirler. Cemaatin bu uyelerini kaybetmemek icin, kiliselerimizden
birinde Turkce ibadet baslatilmali midir?
Ben Turkce ibadet yapilmasina sahsim olarak karsiyim. Cunku bugun bir kilisede baslar yarin tum kiliselerden talepler gelmeye baslar. Sonunda Hay kilisesinin dili Turkce olur. Bana gore kilisede yapilan Badarak’in
sadelestirilerek gunluk hayaren konusma diline cevrilmesi daha dogru olur. Karozlar ise Hayaren ve Turkce verilebilir boylece Hayaren anlamayanlar karozlari anlayabilirler. Amerika’da da bunun tartismasi devamli yapiliyor. Hayeren bilmeyen Amerikali Haylar kilisenin dilini Ingilizceye cevirmek icin ugras veriyorlar. Ancak simdilik Karozlar disinda ( Karozlar Ingilizce ve Hayeren olarak veriliyor ) Badaraklar
Hayaren olarak yapiliyor. Ben Protestan kilisesine bugune kadar hic gitmemistim.
Merakimizi gidermek icin 24 Aralik Christmas gecesi New Jersey’de bulunan Armenian Protestan Kilisesine ailece gittik. Kilise filmlerde gordugumuz Amerikan Kiliselerine benziyordu ve bizim kiliselerimizle hic ilgisi yoktu. Tek kelime Hayeren konusma olmadan ve Ingilizce ilahiler dinleyerek Christmas gecesini gecirdik.Ciktigimizda biraz saskindik cunku biz giderken bir Hay kilisesi ile karsilasacagimizi saniyorduk ancak tamamen bize yabanci bir kilise gorduk.Ancak bu insanlar bilhassa
Hayastan’da ari gibi calisip ellerindeki parasal guclerle Hayastan’li Haylari kendilerine baglamak icin ellerinden geleni yapiyorlar.
Lutfen bu konuda ve her konuda goruslerinizi belirtin cemaatimizin iyiye dogru gelismesi icin her turlu sese ihtiyacimiz var.
Sevgiler
Berch
Sirak Sahrikyan, 8 Ocak 2002
Ben de kiliselereimizdeki badaraklarin Turkce olmasina karsiyim… Ermeni kimliği, dini,dili ve kulturuyle bir butundur… Ve bunlardan herhangi birine uygulanacak fedakarlık zaten had safhada olan dejenerasyon ve kimlikten uzaklasma egilimini suratle hizlandiracaktir…
Eger badaraklarimizin anlasilmasi ve ozellikle halkimizin anlamasi yolunda organize bir calismalar yaplip bir emek harcanaksa, bu emekhalka ve gencligimize daha saglikli bir sekilde ermenice ogretilmesi yonunde yapilmalidir…
Bence bu soruna bakis acimiza dikkat etmeliyiz… Sorun bence badaraklarimizin anlasilamamasi degil, ermeni halkinin ermenice bilmemesidir… Evet , cesitli sebeblerden hayat sartlarindan dolayi ermenice bilmeyen insanlarimiz vardir, va zaten bunlar icin kilise bultenlerinde aciklamali turkce yayinlar yayinlanmaktadir… Ancak ermeni okullarimizda egitim alan genclerimiz bile ermeniceyi kullanmamakta, unutmakta ve anlamamakta…
Yani bence sorun bilenlerin dahi ermenice konusmamasidir.. Celiski buradadir…
Ben hayim, hayeren biliyorum ve kiliselerimde hayeren ibadet etmekte benim en dogal hakkim olsa gerek, acikcasi turkce ayin duymak istemem…
Bence gelin en azindan sadece bilenler aralarinda hayerene baslasin…
Bugün Turkce badaraki bir kenara birakin, kilisede karsilasan insanlarimiz birbirlerine “parew” diyecekleri yerde “selam” “merhaba” filan diyorlar… Bunun bence hayeren bilmemekle ilgisi yok, hic omassa bir parew denilebilir…
Goruldugu uzere zaten halkimizda kimlikten uzaklasma yonunde hizli bir akim vardir ve eger badaraklarimiz Turkceye donerse, halk tabiriyle”yangina korukle gitmek” anlamina gelir…
Krisdos Dznav Yev Haydnetsav, Polor Jogovurtin Avedis !!!
Sirak Sahrikyan
Berch Manukoglu, 9 Ocak 2002
Ben bu konuda yasadigim sehirden ( New York ve New Jersey ) size ornekler vermek istiyorum. her iki sehirdeki tum Hayastanyatz Egegetzi’lerde Badarak saat 10:30’da baslar ve tam 12:00’de biter. Yani 1.5 saattir. Benim sahsi gorusum 1.5 saat yeterli bir zamandir. Eger size de lraper geliyorsa siz de fikrinizi muhakkak belirtin.
Ben 2 yildir yurt disindayim. Istanbul’da her pazar kiliseye giden biri degildim. Ancak Amerika’da gidiyorum. Gitmemin birkac sebebi var.
1) Kilisemizin dini yani yaninda azkimizi birlestirici yani da olduguna inaniyorum. Bu yuzden dindar kisiler kadar yeterli inanci olmayanlarin da her pazar Badarak’a katilmasinin bir cemaate ait olma bilincinin gelismesi icin faydali olduguna inaniyorum.Ayrica bana gore inanc zamanla gelisir eger her pazar kiliseye giderseniz icinizde tanriya inanciniz zamanla artacaktir.
2) Iki kizim Sunday School’a gidiyorlar.Sunday School cocuklara dinimiz ve Hay tarihi konusunda bilgiler veriyor. Onlarin iyi birer Hiristiyan ve Hay olarak gelismelerine yardimci oluyor.
3) Her pazar Badarak’tan sonra tum cemaat birlikte yemek yiyoruz. Genclere , yaslilarla sohbet ediyoruz. Ayrica Hay’lardan olusan cevreler ediniyorum. Boylece yabanci bir ulkede de olsam kendi cemaatimden insanlarla dostluklar kurabiliyorum.
Bunlar benim her pazar kiliseye gitmem icin birkac sebep .Siz de her pazar gitmek icin kendinizce sebepler bulabilirsiniz. Birkac aile gurubu birlesin her pazar cocuklarinizi kiliseye goturun, kiliselerimiz dolsun. Siz kiliselerimizi her pazar doldurursaniz , kilise yoneticileri de sizleri memnun etmek icin ellerinden geleni zamanla yapacaklardir.
Kristos Dznav yev Haynetsav Orhniyale Haynutyun Kristosi
Berc
Abraham Celikoz, 9 Ocak 2002
Kilise ayinleri Turkce yapilacak olursa, bu zamana kadar kiliseye giden ve Ermenice anliyanlari da mi kiliseden uzak tutma cabasi var? Boyle bir siyasi oyunlara dusmemiz Ermenilerin kokunun kurumasina yardim etmis oluruz. Kosesine cekilmis, cikar pesine dusmus Ermeniceye karsi lakayt olan kisiler Ermenice ogrenmek istemedigi gibi cocuklarinin da Ermenice ogretilmesi icin bir harekette bulunmak istememektedir. Ayinlerin Turkcelesmesi halinde bu gibi insanlarin ekmegine yag surmus olacagiz. Bunun canli orneklerini gordum.
Ancak ve ancak bu demek degil ki Kilise ainlerimize reform getirmiyelim. Bu reform sekli forumda tartisilir ve karara baglanir. Su veya bu sekilde dislanmis kisileri kazanabilmek icin “Kilise ayinleri kisaltilacak mi?”,”Ayinler ashkharapar olarak mi yapilacak?”, “Vaizler Turkce olarak mi verilecek?” ve benzeri sorunlar ortaya konulur.
Ermeni okullarina giden talebelerin eksildigi evvelce tartisilmist ve bunun nedenleri arastiriliyordu. Su ana kadar bu talebe eksilmesine bir cozum bulundugundan bihaberim. Durum Kanada’da bir baska degil. Cogu aileler ya kendi rahatligi icin cocugunu yabanci okula yollamakta veya ekonomik kosullarinin yetersiz oldugunu ileri surerek. Cekinmiyerek bu forumda sunu da soyluyecegim. Turkiyeden cikip gelen cogu kisilerin yersiz sozleri kulagimda cinlamakta “Ben cocugumun Ermeniligi yitirmemesi icin buralara geldim”. Oysa bu sozu soyleyenler soylemiyenlerden daha da cabuk dis ulkenin akimina suruklenip cocuklarini yitirmeyip kalmayip kendilerini de yitirmekteler. Onlari ne kilisede nede Ermeni toplumunda gormek mumkun. Istisnalar kaideyi bozmaz.
Saygilarimla,
Abraham Celikoz
Murat Ozkan, 9 Ocak 2002
Mevcut Badarak suresinin zaten orijinal Badarak suresinden daha kisa oldugunu karozlardan duymustum. Daha ne kadar kisaltilabilir bunu teknik olarak bilmemekle beraber, Badarak icerisinde eger kisaltilabilecek bolumler varsa, bu kisimlarin cikarilmasinin iyi olabilecegini dusunuyorum. Kazanilan zamanda ise, daha uzun karoz ve soru-cevap seklinde bolumler yapilabilir eger uygunsa… Ozellikle soru-cevap bolumleri Hisnag gunlerinde gordugum kadariyla cok ilgi cekiyor, ayni zamanda cemaatin bilincini ve ilgisini arttiriyor.
Badarak dili konusunda ise, belli 1-2 kiliselerimizin Turkce Badarak yapmalarina musade edilebilecegini dusunuyorum. Anadilini bilmeyen cemaat uyelerini bu sekilde memnun edebiliriz. Bununla beraber mevcut krapar Badarak’taki sozlerin, Latin alfabesiyle hazirlanmasi ve cemaate dagitilmasinin, cemaatin Badarak’a eslik etmelerini ve takip edebilmelerini kolaylastiracagi icin faydali olacagini dusunuyorum. Belki boyle bir calisma Turkce Badarak gereksinimini ortadan kaldirabilir de…
Badarak’tan sonraki karozlarin sadece Turkce verilmesini uygun gormuyorum. Zaten Hayeren karozlar halkin kolay anlayabilecegi asharapar Hayeren ile veriliyor. Eger mumkunse once asharapar Hayeren ile daha sonra ozetinin Turkce yapilmasinin daha iyi olacagini dusunuyorum.
Saygilarimla
Murat Ozkan
Berch Manukoglu, 9 Ocak 2002
Sevgili Dostlar
Turkce badarak dogru mu tartismasina lehte veya alehte cevaplar gelmeye basladi. Bunun yaninda bence asil tartisilmasi gereken Ermenice bilmeyen, kilisemizden uzaklasan ve birtakim misyonerlerin tuzagina dusen soydaslarimizi nasil kendi kilisemize kazaniriz sorunudur.
Ben kilisemizde Turkce Badarak yapilmasina karsiyim ancak butun kiliselerimizin salonlari var bu salonlarda belli gunlerde Turkce olarak incil dersleri verilebilir. Yine Amerika’dan ornek verecek olursam. Amerika’da Badaraklar Hayaren olarak yapilir ancak Sunday Scholl lisani Ingilizcedir. Sunday Scholl’lar kiliselerin salonlarindadir ve Pazar gunleri kilise icinde Hayaren olarak Badarak yapilirken ayni zamanda bitisik salonda genclere Incil ve Hay Kulturu dersleri Ingilizce olarak
verilir.
Sizin de bu insanlari kazanmak icin fikirleriniz varsa lutfen fikrinizi belirtin
Kristov Dznav yev Haytnetsav
Orhniyale Haytnutyun Kristosi
Berc/New York
Aleksan Katrancioglu, 9 Ocak 2002
turkce badarak
bence hem ermenice hem turkce yapilmali . fakat once ermenice sonra turkce. bu sekilde turkce aine katilanlarin sayisi bir fikir verir. eger fazlaysa bu ise devam edilir degilse zaten kendiliginden bu is son bulur. boylece insanlarimizin samimiyeti anlasilir.
saygilarimla,
aleksan katrancioglu
Garbis Kesisoglu, 9 Ocak 2002
Gomidasyan Badarak bizim en buyuk zenginliklerimizden biridir. Bilmiyorum bizden kac kisi bunun farkindadir.. Badarak suresinin kisaltilmasi ve 90 dakikaya indirilmesi dusunulebilir. Badarakin orijinal Ermenice metninin mihafaza etmek gerekir. Birkac yildir yasadagim Amerika Birlesik Devletlerindeki bizim “”Amerigahaylarin” “Badaraki ne kadar “komik” sekle soktuklarini izlemek firsatini buldum. Eski Amerigahaylar Ermenice bilmiyor diye, ayinde Ingilizce Incil okunuyor, karozun dortte ucu Ingilizce veriliyor ve en onemlisi Chosdovanank daki Ingilizce yapiliyor. Kendisini Ermeni diye takdim etkekten utanmiyan Amerigahaylarin icinde acaba kac kisi Hayr Merimizi biliyor?
Bizim Kilise misyonerlik diye bir sey tanimaz. Ermeniler eger aillesi Lusavorcagan ise kendileri de oyle olurlar. Kiliseden yakin bir ilgi gormedikleri icin de en ufak bir telkinle Yehova, Born again Christian olurlar. Bizim Kilise, Ermenilerle evli odarlari dahi, kendileri arzularsa bile, Lusavorcagan olmaya cagirmaz. Bu bakimdan pasif bir kilise ve kismen Ermeni asilli olduklarini bile sakliyan Amerigahaylar arasinda, Pazar gunleri kiliseye gitmek, zul sayilir. Ozellikle gencler zaten Kiliseden kopuktur. Badaraktan sonra, Papazlar genellikle populer kisilerle kahve icerek ilgilenir, hele yeni gelenlerin yuzune bile bakan olmaz. Biz zaten hamaynk olarak da yeni gelenleri pek sevmez, kim olduklarini dahi tesbit etmeden, belki birsey isterler diye uzak dururuz..
Badarakin kisaltilmasi , ne Amerika da ne de Fransa da kiliseye gidenlerin sayisini arttirmaz. Bu yuzden kulturel zenginliklerimizden biri olan Badaraká bari dokunmiyalim. Lisan sorununa gelince.. Bunun kolayi var.. Okullari da kapatalim, Ermenice derslerine son verelim, Ermeni basini ve kulturu de kalksin. Anlasilan bazi cevrelerin istedigi bu.. Zaten Ermeniler Amerika (Kanada haric), Fransa gibi ulkelerde asimile olmaktalar. Bunu da yaparsaniz asimilasyonu suratlendirmis olursunuz. Gomidas Vartabedin kemiklerini sizlatmiyalim ve bu gibi cilgin tekliflerden vazgecelim ve sadece karozun bir kismini , o ulkenin lisaninda vermekle yetinelim. Ermeni kulturunden kopmak isteyen, Kiliseye de gelmesin. Bizim Kilise Ve Badarak Kulturumuzun onemli bir parcasidir. Bunun da boyle bilinmesinde yarar vardir.
Garbis Kesisoglu
Miami
Hratch Tchilingirian, 9 Ocak 2002
A few thoughts about the language of the Badarak.
1. Celebrating the Badarak in the language understandable to the people does not automatically mean that more people are going to attend church services. There have been some experiments in California, where the entire Badarak was done in English once a month. While initially there was great interest, over time attendance did not increase.
2. Participating in the liturgy of the Church — the corporate worship of the church — is above all a matter of spiritual choice, depth and understanding. Even if the liturgy or the Badarak is performed in a modern language, for example, Turkish, English or modern Armenian, if the person attending the service does not make a choice to set aside time to worship God because he or she feel the spiritual need to do so, the change of language is not going to make a difference. The Badarak is not a “classroom” (even though it has dedactic dimension), but it is a “common work” (liturgia), bashdamunk, araroghutyun. Communal worship, such as our Badarak, assumes that the people who are gathered share a common faith, belief and desire to pray and receive spiritual nourishment. Without such understanding and depth, change of language would not solve the problems facing the church.
3. Since changing the language and format of the Badarak is very controversial and arguable, my suggestion is that the church should come up with ALTERNATIVE services and liturgies, ‘new liturgies’ which could be performed in modern Armenian, Turkish, English or any other language. New prayer and worship services should be written, which could be celebrated on regular basis, not as replacement to what we already have, for example the Badarak, but IN ADDITION to what we have. While the ‘traditional’ services should continue to be celebrated on regular basis, new services could be celebrated in modern languages at different hours, say Sunday afternoon after the celebration of the Badarak proper in grabar. This would also serve as an ‘experiment’ to see whether there is genuine spiritual interest among ‘contemporary’ Armenians.
Hratch
Selina Duman, 9 Ocak 2002
Merhaba,
Cevabim: Geleneklere dokunmayalim.
Zaten katilmak isteyen istedigi zaman gelebilir.
Selina Duman, 9 Ocak 2002
Cevabim: Evet baslatilmali.
Peki dilimizi nasil koruyacagiz?sorusu akla gelebilir. Ancak
okullarda,derneklerde ermenice konusulabilir,
korolorda ermenice sarkilar soylenebilir,
tiyatrolarda ermenice oyunlar oynanabilir vs…
Oysa din daha hassas bir konudur. Herkesin Hristiyanligi,kiliseyi,
Hisus Krisdos’u anlamasi gerekmektedir.
Artin Arakelian, 9 Ocak 2002
Hard to believe we are coming to this point of discussing changing our “own” language to Turkish because majority do not understand them.
I would like to speak the one whose thought originated this proposition. When my grandmother was attending the church hundred years ago in Bogazliyan, how much of Badarak she understood?
Our language is not just a communication device. It is an integral symbol of what makes us Armenian. You try to pull that out of equation you might as well pull your Avedarans next.
Harkanknerov
Artin Arakelian
Nazaret Ozsahakyan, 9 Ocak 2002
Degerli Kardeslerim,
Badarak uzun mu kisa mi diye sormadan once BADARAK nedir? BADARAK’ta ne oluyor? Kilise iceri giren papaz esasinda kim?
(MESIH ISA) , Horanda ne oluyor? Sarap nedir ekmek nedir neyi temsil ediyor?Kisacasi BADARAK in basindan sonuna kadar ne oluyor? Bunu halka aciklamak gerekir ve sonrada BADARAK kisalsin mi diye sorulmalidir…
Sevgilerimle
Nazaret Ozsahakyan
Ararat Torosyan, 9 Ocak 2002
Halkin gorusunu almak uzere attiginiz anket ile ilgili e-mail’lerinizi memnuniyetle okurken, ozellikle bir e-mail’inizdeki sozleriniz hakkinda dusuncelerimi sizlere iletmek isterim.
Turkce ibadet ile ilgili e-mail’inizde Istanbul’da acilan apartman kiliselerinden bahsettiniz. Bu “apartman kilise” sozunde acik bir kucumseme sekli goruyorum (yazan kisi tarafindan). Tanri’nin kiliselerini toplandiklari binalarin sekline ve kalitesine gore siniflara ayirma hakkini nereden aliyoruz? Boyle bir siniflama sadece Kutsal Kitap’tan ayrilmis dunyevi bir dusunuceye ait olmalidir, Patrikhane’nin yayin organina degil.
Ikincisi, eger bu misyoner kisilerin calismalari Ermeni Kilisesinde bu hareketi (gelenlerin duyduklarini anlamasi icin cozum yollari bulmayi) baslatmaya sebep olduysa, bizlerin o kisilere tesekkur etmesi gerekir. Cunku yillardir, karanligin evlatlari ozellikle Masonlar ve Yehova Sahitleri binlerce Ermeniyi kendi ebedi karanliklarina cekerken, Kilisemizde bunlara karsi, hic bir gozle gorunen adim, bir acik soz, veya anket olmadi. Acaba Karanligin evlatlarinin isleri ile kendi mezhebimize ait olmayan Isigin evlatlarinin isleri arasinda bir fark goruyor muyuz?
Sonuc olarak Kilise oncelikle kimi hosnut etmeye calisiyor, seni , beni veya halkini mi yoksa Tanri’yi mi?
Sevgi ve Saygilarimle
Ararat Torosyan
Tomas Terziyan, 9 Ocak 2002
[Incbes gı varvim danerets mi vor duns, kordzs, cashs, gins yev zavagnis gorhne, tagayin horhurti yev yegegetsagan mtnolordi mec im pnagan e hayeren vogcuyni hoskis nasilsın be oglum, ortalarda gorunmuyorsun ?hoskov g’ pohatartse ? Ansusd g’harkem yev g’sirem ayl lezuner yev abrumner, voronts micev ir hadug degn g’krave trkererın kagakagan yev dndesagan badcarnerov. Payts vorkan tsavali g’ngadem unthanur trkahosutyunn hamaynki mec hayeren sovrelu deg orinag ankleren sovrelu gamk yev cankov or ints hamar desag mi sahatrum-nyutabasdutyun e miyevnuyn aden hagarag krisdonea sgzpunkin.Hagarag diezerayin sgzpunki kani vor an coh e yev imasdalits e ir harkeli yev sireli darperutyunnerov. Sergevilı, hntsorn, dantsn bedk e sergevil, hntsor yev dants mnan. Bedk e hayerenn koyadeve incu shnorhiv grna koyadevel hay seruntn iprev yurahaduk kuyn asdvadzayin basdarin vra.
Nerogamid kdnvetsek, bedk ankam cizkatsi masnaktsil hntro kveargutyan.
Ser yev harkank,
Tovmas TERZIYAN
Patriklik Kilisesi Yonetim Kurulu, 10 Ocak 2002
Badarak suresinin kisaltilmasi cok iyi olur
Saygilarimizla
Patriklik Kilisesi Yonetim Kurulu
Drtad Kahana Uzunyan, 10 Ocak 2002
Corbaya benim de katkim olsun, dedim.
1- Listedeki bazilarimiz en az bes yildan beri Lraper’in gerek elektronik, gerekse (cikarabildigimiz zaman) kagida basili bultenlerini okuyor ve Badarak’la diger ayinlerin ne anlama geldigini az cok bilir. Lraper’in baslattigi poll kesinlikle teolojik degildir.
2- Gerek Ecmiyadzin, gerekse Istanbul’daki Patrikligimiz, Badarak konusundaki onerileri etud ederek, Eylul 2002’deki episkoposlar surasina kadar bir rapor hazirlayacaklar. Bilim adamlarinin dusunceleri kadar, kilise uyesi halkin da dusuncelerini yansitmasi cok onemli. Onderlerimiz icin bizlerin dusuncelerinden daha onemli bir feedback olabilir mi?
3- Badriarkaran ve Badriark Hayr poll sonuclarini tamamen tarafsiz olarak gormek arzusundadir. Badriark Hayr bugunku Surp Badarak’imizin bir noktasina bile dokunulmasina kesinlikle taraftar degildir. Ama ben de papaz olduguma gore, gelin bir dusunelim: Yarin Surp Dznunt icin bir gunlugune Mutki’ye gidecek olursam, oradaki 10-15 hay ailesiyle bir araya gelecek olursam, yilda bir kere bile Badarak duymayan bu insanlarimiza nasil hizmet verecegiz? Tabii ki Turkce ile. Ya da birkac hayca bilen arkadasla diyelim ki Sis’teki kaleye tirmandik ve oradaki madurda bir Badarak yapmak istedik, ya da Gorigos’ta, ya da Aghtamar’da. Veya, Bomonti’deki ptit sorlerin ihtiyarhanesine gittik. Ya da genclerimizi toplayip bir bayram tatilinde iki gunluk bir ruhani retreat yaptik. Bunlarda pazar gunku badarakimizi tatbik etmek mumkun mu? Yani, daha kisa alternatif bir versiyona gerek var mi, yok mu? Bence bunu tartismaliyiz.
4- Khosrov Antsevatsi’nin Badarak’i bizim bugunku Badarak’tan (yuzyillar boyu ilaveler yapilarak uzatilan) bir saat kadar kisaydi. Bugun, Katolik veya baska mezhepten kiliselerde yarim saatlik Badarak versiyonlari var. Gecmisteki pederlerimiz, veya bugunku Katolik Kilisesi bizden daha az Hristiyan mi (idiler)?
5- Su “apartman kiliseleri”ne gelince. Ozur dilerim, ama, bizleri Mesih karsiti Seytan (antichrist) olarak goren, gecmiste vaftiz olan insanlarimizi banyo kuvetlerinde ikinci kez banyo ederek Ermeni kilisesinin vaftizlerini ve torenlerini gecersiz ilan eden, ilkokul bile bitirmemis kadinlarin evlerde Badarak yapmaya cesaret ettigi, ve benzeri (daha cok sey yazilabilir de okuyanlari surcturmeyelim) uygulamalariyla bilinen “kiliselerden” bahsedildigi asikardir. Bize olan yaklasimlari hani pek dostca ya da biraderce degil. Bunlari yuceltelim mi? “Apartman kilisesi” derken ozel olarak kucumsenildiklerini sanmiyorum, cunku hepsi de, iste tam oyle, apartman kiliseleri. Bu gruplar dogrudan Ermeni Kilisesini hedef aldiklari icin tepkimizi cekmeleri dogaldir. Masonlardan bahsedilirken onerilen nedir? Bize saldirmayan “gizli” gruplara karsi durdugumuz yerde savas mi ilan edelim? Yani asiri fanatik cihatcilar gibi biz de cihad mi ilan edelim herkese karsi? Gizli ve Allah’in yuceltilmedigi herhangi bir organizasyona uye olmak Hristiyan icin dogru degildir, hatta bilincli olarak yapildiginda Allah’i red etmek anlamina gelir, gunahtir. Bunu soyleriz ve soyluyoruz da zaten. Daha ne yapmamiz gerekiyor?
Bugun bu kadar.
Herkese: Krisdos Dznav yev Haydnetsav! Mutlu, basarili, saglikli yillar!
Der Hisis Krisdos’un sevgisiyle,
Drtad Kahana Uzunyan
Ilda Simonian, 10 Ocak 2002
Ayni fikri paylasiyorum. Bence badarak suresinin kisaltilmasi gerekmiyor. Badarakin icerigini acikladiktan sonra nabiz yoklamak daha isabetli olur kanisindayim. Ustelik Turkcelestirilmesi hic gerekmiyor. Sebeleri diger hyelist uyelerince de aciklandi.
Harkankners,
Ilda Simonian
Ari Bostan, 10 Ocak 2002
Merhaba,
Ben geleneklere sahip çikilmasindan yanayim.Sadece sahip çikacagimiz geleneklerimiz degil bizi biz yapan unsurlardir.Ermenilerin hristiyanligi seçmelerinden sonra Ermenicenin de buna paralel olarak (yazinin ortaya çikmasi) gelistigini görebiliriz.Inancim odur ki eger birbirini destekleyen ve tasiyan bu iki unsuru ayirirsak kilise de dilimiz de zarar görecektir.Ben türkçe bilgilendirme ve vaaza karsi degilim tabii ki Ermenicesi yeterli olmayanlarin bir sekilde dini olarak bilgilendirilmeleri gerekir hatta Ermenicesi yeterli olmayanlar heryerde bulunan türkçe incilleri tercih edebilir.Ancak tartisilan
Badarak dili için ayni seyleri söyleyemem
Süre meselesine gelince de ben yine geleneklerden yanayim ve kisaltilmasini istemem samimi olarak inanan bir insan için ikibuçuk saat Tanri adina her pazar verilecek bir bedel için çok mu yüksek? Herkes kendisine sormali bence “ikibuçuk saat bir seyle mesgul olup egleniyor muyum?”eger cevabiniz evetse ve samimi inanan bir kisiyseniz neden bu zamani kilisede geçirmek agir geliyor?
Sayglarimla
Ari Bostan
Arus Safa, 10 Ocak 2002
“Bunu beni anmak icin yapiniz” (Luka 22,19).
Hepinize Merhaba;
Buyuk bir coskuyla posta kutumu dolduran mesajlari okuyor ve her seferinde Allah Baba’ya, Kutsal Ruh’u aramizda yorulmak bilmeden calismayi surdurdugu icin sukrediyorum. Bu cok onemli atilima duygusal yaklasmamak tabii ki zor, ancak imkansiz degil. Ermeni Kulturuyle Kilisesi o kadar icice ki ayirimlari yapmak bazen problem olabiliyor. Benim sizlerle paylasmak istedigim bir iki nokta var:
– Hiristiyan adini tasiyan, Baba, Ogul ve Kutsal Ruh’un adina vaftiz almis herkes, Iyi Haber’i (Incil’i) dunyaya duyurmakla gorevlidir. Incil evrenseldir ve herkesin onu kendi anlayacagi bir dilde duymaya hakki vardir. Turkiye’de Incil’i nasil ilan edebiliriz? Yalniz Ermeni olup da dili bilmeyenlere degil, Mesih Isa’yi arayip da Ermeni olmayanlara? Onlar icin gerekli dini tedrisat turkce yapilabilir ancak aktif olarak Rabbin Sofrasi olan Badarak’a nasil katilacaklar?
– Kiliselere eklenmesi olasi Turkce Badarak’in Ermeniligimizden birseyler kaybettirecegine degil, aksine tarihteki alcakgonullulugumuzu bir kez daha pekistirip zenginlestirecegine inaniyorum. Unutmamamiz gerekir ki her sey gelip gececek yalnizca Allah’in Soz’u kalacaktir.
Rabbin bu yenilenme doneminde Kilisesi’ne Isik olmasini ve Kutsal Ruh’uyla tum inanlilari aydinlatip sarmasi ve Kendisine yoneltmesi dilegiyle.
Sevgi’de kalin, Sevgi’yle kalin.
Arus Safa
Aram Kalenderoglu, 10 Ocak 2002
Tekrardan merhaba,
Daha once yazdigim dusuncelerimi pekistirmek amaciyla, sevgili arkadasimin yazisindaki cok onemli bir iki cumleye deginmek istiyorum. Arkadasim, ibadetin de inancin da kulla allah arasinda oldugunu, badaragi dinlemek istemeyenin zaten mumunu yakip gittigini, kendilerini kilisede allaha yakin hissedenleri de ( badaragi kisaltinca ) engellemeye hakkimiz olmadigini soyluyor.
Olaya kilise ve ibadet acisindan bakilacak olursa kesinlikle bu yaklasim dogrudur. Ama isin ozunde, kilisenin cemaati yakinlastirmak ve kaynastirmak gibi bir hedefi ve arzusu dusuncesini benimsiyorsak , o zaman badaragi kisa tutarak, badaragi dinlemeye gelen insanlar ve sadece mum yakmaya gelen veya ugrayan insanlar icin , selamlasacak ve hatta kisacik da olsa sohbet edebilecek bir ortam yaratilabilir.
sevgiler
Aram
Aram Kalenderoglu, 10 Ocak 2002
Bence hadiseye biraz daha gercekci bakmakta yarar var, ve ayini turkce yapma konusuyla, ayini kisaltma konusunu ayri ayri degerlendirmek ve tartismak gerekir. Ayrica bu tartismanin dilimizin kaybolmasiyla da fazlaca baglantisi yok ve tamamen kiliseyle ilgili ve dinsel bir dusunce.
Dilimizin kaybolmamasi okullarimiza ve okullarin kalitesine , ve ailelerin cocuklarini bu okullara gonderme tercihlerine bagli. Ayrica bir arada olan ermenilerin birbirleriyle ermenice konusma arzularina ve desteklerine bagli.
Kilise ve badarak ise bence bunlarin biraz daha disinda. Gercekci bakmak derken kastim su ki, her pazar kiliseye gidip badaragi bastan sona dinlemenin, katilmanin, veya sonuna kadar kalinmasa da kiliseye ugramanin, bence badarak lisaniyla fazlaca bir alakasi yok.
Ornegin, ben sahsen (ermeniceyi ilkokulda ogrendim, cok iyi olmasa da konusabiliyorum ve iyi konusulan ermeniceyi anliyorum, ancak badaraklari tamamen anliyamiyorum),r pazar kiliseye gitmiyorum, ama bunun badaraki anamamamla fazlaca ilgisi yok, ve badarak turkce de olsa, tamamen anlasam da yine de her pazar kilisye gidip katilmayacagimi biliyorum. Benim gibi dusunen bir cok kisi olduguna da eminim. Kilise sevgisi ve dine bagimlilik, zamanla cocuklarda bircok faktorun etkisiyle gelisiyor. Dinine ve kiliseye bagli bir cok insan da ayrica badaraktan hicbirsey anlamamasina ragmen , her pazar kilisye gidiyor ve bastan sona dinleyip kilisyele butunlesmis hissediyor kendini.
Bence yas faktorunun de onemi var, belli bir yasa kadar kilise onemli oluyor, sonra daha onemsiz oluyor, yaslandikca gene onem onem kazaniyor. Kilisye gidenlerin ve katilanlarin cok azi bence tam anlamiyla badarakin ve orda yapilanlarin tam olarak ne anlama geldigini biliyor.
Dolayisiyla bence lisani ermenice yerine veyta ilave olarak turkce yapmak bu konuda (mutlaka bir kisim insani cekecektir ama cok az) fazlaca veya beklendigi kadar etki yapmayacaktir.
Badarakin kislatilmasi ise daha ilginc bir yaklasim olabilir. Sadece pazar badaraklarinin degil tum ayinlerin kisaltilmasi bana sahsen sevimli bir dusunce olarak geliyor. Ama kiliseye fazlaca gitmeyen ve katilimci olmayan biri olarak bu konuda gorus belirtmem ne kadar dogru onu da bilmiyorum.
Sahsen dusuncem su ki, lisani ermenice de olsa turkce de olsa, veya daha dogrusu okunan badarakin hepsi tam olarak anlasilir da olsa, her ayinde, her torende, ve her badarakta ayni seyleri bana gore uzun sureli olarak dinlemek zor geliyor, bunu yapabilmek icin kilise ve din sevgisinin (hristiyanligi bilmek, dini bilmek, hisus krisdosu bilmek baska bisey, neyin ne oldugunu bilirsiniz ogrenirsiniz, okursunuz, daha merakliysaniz, arastirirsiniz olur biter) cok gelismis olmasi, hissedilmesi gerekir.
Ama esas ve temeldeki sorun, insanlari , cemaatimizi bir arada tutmak oldugu dusunulurse, ve bunun icin de kilisenin en uygun unsur oldugu dusunuluyorsa, o zaman badaraki ve ayinleri kisaltmak en azindan benim gibi insanlarin daha az sikilarak orda bulunmasina yol acabilir. Kiliseye ugranilmasi diye bir deyim , bir dusunce ortaya cikabilir, ve oraya giden insanlar badarak kisa surecegi icin onceden gidenlerden dolayi daha cok elenmis olmadan, daha buyuk bir cogunlukta, badarak sonrasi birbirleriyle konusma ve boylece bir arada olabilme imkanina
kavusabilirler.
Herkese sevgilerimlle
aram
Sibil Pektorosoglu, 10 Ocak 2002
Krisdos Znav Yev Haydnezav….
Merhabalar, kendimi bildim bileli cok kucuk yasta kiliseye gidip babamla birlikte sabik giyen ve yaklasik 11 senedir de Vartanans korosunun bir uyesi olarak ben de yasadiklarimi dusuncelerimi sizlerle paylasmak istedim…
Oncelikle kilise sevgisi cocukken asilanmali. Ben daha ufacik bir cocuktum Snorhk Badriark’in dizlerinin dibinde oturup bastan sona kadar ayini dinlerdim. Ta o zamandan badarak melodilerini ezbere bilir kendimce evde bile bunlari mirildanirdim.
Simdi ise aciyla Pazar gunleri (Znunt, Zadik haric) kiliseye gelen insanlara soyle bir baktigimda cogunlugun 60 yasin uzerinde gormem bana gercekten buyuk bir huzun veriyor. Bunu kendime defalarca sordum gencligimiz neden kiliseye bu kadar uzak neden sadece gostermelik olarak Zadik’te veya Znunt’ta gelip boy gosterip gidiyorlar neden ? Ben sabik giyip taporda yururken gozyaslarimin akmamasi icin caba sarfederken niye digerleri bu duygudan yoksunlar bilmiyorum….
Kilisede Turkce ayin konusunda ise buna kesinlikle karsiyim. Birkac kere rastladim ve inanin diken diken oldum. Buna katlanmak bana iok zor geldi.Belki egoistce bir dusunce fakat Turkce karoz dinlemek istemiyorum. Bunun badarak bitiminde veya farkli bir gun yapilmasi taraftariyim. Hic olmazsa dilimizi Kilisemiz icinde yasatalim. Ama bu arada da Hayeren bilmeyenleri dislamamak ve onlara kiliseyi, dilimizi neslimizi surdurmemiz gercek bir toplum olmamiz icin sart oldugunu asilamamiz gerekiyor.
Badarak suresinin kisaltilmasi konusunda ise gelenekleri bozmama taraftariyim. Zaten badaragi dinlemek istemeyen mumunu yakip gidiyor! Niye kendilerini kilisede Allah’a bir adim daha yakin hissedenleri engelliyoruz. Kimsenin buna hakki yok !
İbadet de inanc da zorla olmaz. Ikisi de Kulla Allah arasindadir ama eger kiliselerimizin, kullarimizin kapatilmasini istemiyorsak en onemlisi toplum olarak dimdik ayakta kalmak istiyorsak lutfen biraz daha ozverili olalim…
Mishd Ser Yev Miyutyunov Mnatzek….
Harkankner
Sibil Pektorosoglu
Manuel Akcanbaz, 10 Ocak 2002
Sireli yeghpayrner, kuyrer, gronagitzner, hayrenagitzner.
Hadi gelin biraz aynaya bakip aci veren gercekle yuzleselim.
Sistematik olmaya calisacagim ve basliklar halinde sorulara cevap bulmaya calismak daha yarali olacaktir.
1) Kendi ana dilinde dua edemeyen benim bildigim bir ulus (ki ciddi tartismalar surmektedir) Turklerdir. Arapca ile ibadet Turk toplumunda sanci yaratiyor. Bu noktada ikinci ulus olarak ana dilimizin disinda ibadet etmeye “evet” deme onursuzlugunu savunanlar, bir kere daha durup dusunun. Veya daha dogrusu boyle bir ayibi gelecek nesillerinize aktaracak olmanin vicdan azabini iliklerinizde hissedin.
2)Halkin arkasina saklanmayin. Halk denilen nedir?. Tipki icinde bulundugumuz ust toplum gibi, Turkiyenin demografik yapisi gibi bizim de nufusumuzun “kahir” cogunlugu yani en az %60’i genc, en az %25’i orta yas dilimi degilmi?.
Yani dilimizi bilmeyen “barav-dzer” Haylar mi , yoksa aslinda Hay okulunda okuyup, Hayerene burun kivirip, ogrenmeyen veya sonrasinda bilinclendiginde yeniden gelistirmeye calismayan “Gencler” mi?? Yani su tartismaya katilan sizlermisiniz?. Hayereni bilmeyen nenelerimiz dedelerimiz internette de tartismaya katilmadigina gore, aslinda “halkimiz” bilmiyor diyenler, ozunde BIZ Hayeren bilmiyoruz demek istiyorlar. Durust olun.
3)Gencler neden Hayeren bilmiyor? Sorumsuzluklarindan!!!. Hic bir baska nedeni kabul etmek mumkun degil. Buyuk cogunlugu ikinci bir dili ogrenirken. veya ogrenmeye heves ederken, Hayerene hep sirt donenler,burun kiviranlar,ne isime yarar diyenler bizim genclerimiz degil mi?
Bu tur bir e-group’da dahi yaziya baslarken merhaba diyenler, bir dernek catisina girerken “selam beyler” diyenler bizim genclerimiz degil mi?, KILISELERIMIZIN avlusuna girerken ayni aymazlikla “selaaam -naaaber” diyenler bizim genclerimiz degil mi? .
Simdi bana agiz dolusu isyan etmeye hazirlananlar once aynaya ve vicdanlarina baksinlar. Parev ,pariluys, incbeses, kna, yegur, ar, dur, vs gibi tek hecelik kelimeleri kullanmayi agizlarina yakistirmayanlarin hic bir maazereti olamaz.
4)Yaslilarimizin badaraki anlama sorununu ayri tartisalim; kiliseye gelip avludan iceri gecmeyen, “her zadik-her zadik” sikliginda kiliseye gelmeyi bir de avak sapatta -havaruma gelip bak simdi isiklar sonecek demeyi marifet veya Krisdonyalik sayanlari ayri tartisalim.
5)Turkce ayin olan kilise tahsisi cok sacma. Cunku zaten Samatya-Bakirkoy-Ferikoy gibi semtlere sikismisiz. Turkce ayini mesela Kartal kilisesine verseniz veya Kumkapiya verseniz o kadar yolu pazar sabahi ile KIM gider ?? Yayalar mi, dedeler mi, Hayeren anlamayan gencler mi?? hadi canim sizde.
6) Turkce olursa biz dinimizi daha iyi anlariz diyenler, sozum size: Hayeren anlamadiginiz icin okumadiginiz Avedaranin Turkcesi “INCIL” kacinizin evinde var , kaciniz okudunuz, kaciniz COCUKLARINIZA , Nenenize , Dedenize okuyup anlamasina yardimci oldunuz????
7)Son ancak bence en onemli konuya gelelim .
Avantutyun her ne ise onu korumak hepimizin boynunun borcudur. Basit bir ornekle anlatayim . Okunmadan uzum yemeyin, yiyeni vaz gecirin. Neden mi? O bizim 2500 yillik Avantutyunumuzdur. Hetanosagan bir avantutyunu, Krisdoneagan ilkelerle uyumlu hale getiren mantik bu avantutyunlarin kaybolmamasini hedeflemistir. iste Hayeren badarak da boyle bir avantutyundur. Degistiremezsiniz,bozamazsiniz.!!!! Eger imaniniz varsa, bilinki gunah sadece “Gronagan” olmaz, Allah “azgayin” gunahlarinizin da hesabini sorar.
8)ONERILERIM
8.1: Badarak AYNEN kalmalidir. Zaten Gronaganlar,Tbirler,Yerkcahumplar gereken her yerlerini ” vatzunuvetz “yapiyorlar. Bundan fazlasi kusa cevirmek olur.
Isteyen istedigi kadar kalsin , sikilan gitsin!!! Zaten iddia ediyorum anlasa da ,anlamasa da buyuk cogunlugun kilisede kalma suresi bir mum yakma ve (sadece bilenler icin) Hayrmer soylemeden fazla degildir. Birakin geri kalanlar, yani isteyenler sizin sirtinizi dondugunuz avntutyunlarini bir sure daha tasisinlar.
8.2: Bugun hemen bugun ve her gun Hayeren bir kelimeyi ogrenmek ve kullanmak icin caba harcayin.
8.3: Arda sirada, mesela Gagantta, Dznuntta, Zadikte yemege ailenizle oturun ve yemege baslamadan Hayeren ama anlayarak ve inanarak “HAYRMER” okuyun; Su” hayvortekesurp” diye agzinizda gevelediginizin asli nedir bir sorun, sorusturun; Daha ileri gidin “Der Vogormya” (sadece 4 kitasi yeter) okuyun; veya kendinizi asin “Havadamk”i anlayin ve ezberleyin (Size daha neler ezberletilmedi ki-onlarin yaninda bu kisa kalir). Iddia ediyorum ICINIZ ISINACAK.
Bunlari yaptiniz ve hala Badarak size uzun geliyorsa yeniden tartisalim. Ancak daha once degil.
Hepinizi sevgiyle kucakliyorum.
Mnak pariov yev agotkov.
Manuel Akcanbazyan
Luiz Bakar, 10 Ocak 2002
Badarak’in kisa veya uzun olmasi Badarakin anlaminda bir sey degistirecegini sanmiyorum. Badarakin anlami bir kac cumlede anlatilir, ki bunun anlatilmasinin yeri de badarak suresi degildir, Badarakin anlamini bizim zamanimizda okulda ogretirlerdi, kaldi ki bugun kiliselere dolduran halk bunu herhalde biliyordur. ben bir sure Avrupada bir kayak merkezi yakininda bulunun bir sehirde yasadim kiliseler kendilerini kayak saatlerine gore ayarlamislardi yani sabah badarakinin disinda bir de aksam 18 de ve 19 da bazi kiliselede badarak yapilirdi cok kisa ve butun gencler kayak donusu kiliseye gider badarak gorurler sonra eve giderlerdi. boyle bir imkan yaratilmamis olsa hic bir genc kiliseye gidemeyecekti. Zamana uymaya calisan Avrupa kiliselerini hala gencler hinca hinc doldurmakta bizimkilerde ise parmakla sayilacak kadar genc var ancak.Bugunku zamanda bir genci 3 saat boyunca kilisede tutmak zor kacarlar ama yarim saat veya en fazla bir saatlerini kiliseye ayirabilirler.
Ben de Kilisede ermenice hatta kraparin disinda bir dil duydugumda irkiliyorum ama illa da ermenice badark demek, ellerinde olmayan sebeplerden dolayi ermeniceyi anlamayan ama kiliselerine herkesten cok bagli olan insanlarimiza da haksizlik oluyor sanki. Dolayisiyla iki kilisede turkce ayin yapilmasinin bu insanlar icin faydali olacagina, ermenice ogrenme olanagi bulmamis olan genclerimize de hay krisdonya kimligini verecegine inaniyorum, eger genclerimiz ermenicenin disinda bir dil kullanildigi takdirde kiliseye gelecekler ve dinlerini benimseyip kendilerini hay kilisesinin bir uyesi bir parcasi hissedeceklerse kimliklerini korumalari acisindan ve karisik evlilikleri onlemek acisindan cok onemli bir adim atilmis olacak diye dusunuyorum, daha sonra ise kiliselerinde ananelerini yasamayi ogrenen bu genclerimizde kendiliklerinden ermenice ogrenme arzusunun da bir sekilde uyanacagina inaniyorum. Unutmayalim ki kilisemiz hem bir dini kurum olarak hem de kulturumuzun bir ocagi olarak her tur firtinaya gogus gererek 1700 yildir ayakta durmakta ve bizi bir arada tutmak icin bir cati saglamakta, muhim olan cati, eger ermenice disinda bir dil bizi bu cati altinda toplayabiliyorsa orada toplanalim o zaman dilin de onemini anlayacak ve kimliklerimizi pekistirmek icin dili de ogrenecegiz.
Bu konuda bir panel duzenlense nasil olur acaba?
luiz bakar
Lraper’in Notu: Bu hakaret dolu yaziyi da ibret icin yayinliyoruz.
Avo Gazal, 10 Ocak 2002
It is very, very sad that the topic is discussed among Armenians.
If we are going to speak Turkish to each other, practice our religion in Turkish in churches, our kids will not learn Armenian in Armenian schools, why do we call ourselves Armenian anyway? Why don’t we become Turks? Why our grandparents died in Syran deserts?
In his inagural sermon, the Patriarch had said, in Turkish, that he is a product (or perhaps a child) of Turkish Republic. I think he meant an agent of Turkish Republic…So far he has done everything to make sure that Armenians in Bolis fast become Turkified!
At this age, when we all learn about computers, Internet, java and java beans in matter of days, what does it take to learn Armenian? Why our religious workers don’t take the lead to start Armenian Language Evening classes? Why don’t they have Bible classes. Don’t we have Armenian teachers in Bolis anymore?
If no resources are left in Bolis, Why don’t we make use of Armenian teachers in Armenian Republic or Karabagh or Syria or Lebanon. Few months ago, Armenian Republic offered a wonderful study program for teachers – in Western Armenia-, I wonder how many Armenians, either Bolis or in Diaspora, took advantage of it.
If the issue is learning Armenian, there are several ways or means. But I think people and leadership (Patriach and religious and civic leaders) have lost their Armenian identity and faith.
I wonder how many of them ever studied Armenian history or culture, how many Armenian books have they read in their lifetime or last year or last month? Being Armenian is not just eating pilaf and shish kebab!
I have one last word for Badarak in Turkish: AMOT and MEGHK E! My five year old Armenian-American kids know what it means, do Bolsetzsis know?
avo
Rafi Bilal, 10 Ocak 2002
Dear Mr. Gazal
I have to admit that to a certain extent I share your feelings. It is not easy to accept the proposal, yes but it is just a proposal. This idea is a result of some realities not specially for Bolis but for all the diaspora. The point is that it does not seem to be so unacceptable for other languages as French or English but for Turkish, due to the tragic experience of our nation occured in the last century.
In present think-tanks, brainstorms have become part of our daily life. Now let us discuss projects, ideas and proposals, but please as a member of this nation, no one has the right to minimize, dishonor or degrade & treat as inferior regardless the social position or the rank. After all these people are in search of providing better service and to obtain it they are in need of feedbacks.
My dear fellow Armenian, we have to accept that as the time goes by it also changes many things, although we are obligated to pass this culture to next generations in better shape than we have received it, still present conditions force us to take back steps. Today in Bolis we have a quite a big volume of people emigrated from eastern regions of Anatolia and have not been as lucky as most of us in finding facilities to learn their mother tongue where they were born.
Now who can claim that those peaople are less Armenian then you or me? Don’t they deserve to worship their Lord in a language that they understand? Whoever feels the right to say NO, must say it to their face.
We are one nation and one culture but, these cultural realities may vary depending on the land where we live. Outside Armenia, today Bolis with her 16 schools, 38 churces, 2 sport clubs, and many other social organizations again seems the only candidate to carry the Armenian language to the 22nd century, dont worry about it. Just observe the obligated steps and try to understand the causes behind them.
Ser u Harkank
Rafi Bilal
Dr.Abraham Injeian, 11 Ocak 2002
Badarakimiz, uzun olabilir. Bu ananemizi degistirmeye hic bir zemin goremiyorum, $ahsen. Gayemiz, $ayet halkimizi Kiliseye celbetmek ise, care bu degisiklikle olmaz. Olamaz. Zaten gelen istedigi vakit geliyor ve gidiyor. Milli birligimize cok saglam bir zemin olan itikatimiz bizi cok fecaatlerden kurtardigi gibi itikatinden vazgecmiyen cok sayida kan kardeslerimizde canlarini feda ederek kaybettiler.
Halkimizin a$ina oldugu lisanla ara sira vaiz vermek ve aciklamalarda bulunmak cok caizdir. Bunda hic bir mahsur yoktur. Ne lisan’in ne de muzik’in hudutlari tahdid edilemez.. Her ikiside insaniyetin ve cemiyetlerin anlasma ve munasebetlerinde kiymet bicilmez elemanlardir.
Katolikler pazar gunleri kisa kisa Badaraklar yaparlar! Sabahin 6 sinda basliyarak. Esas gayeleri para toplamak..
Bu gun Tip’da dahi =ITIKAT= hastaliklara tedavi yonunden cok faydali oldugu tesbit edildiginden, baklava gibi kat kat olan sevginin her katina hayvan sevgisinden, hobi ,arkada$lik, akrabalik ebeveyn ve nihayet Allah sevgisine kadar itikatle vucudun muaveneti arttirilarak, yukarida zikrettigim gibi bir cok hastaliklarla mucadele cok daha semereli bir duruma giriyor. Bu durum ara sira yazdigim tabii ilaclar grubuna = Alternativ Medicine=Tibbin Diger Bir Cihetten Icrai=giriyor. Stresin butun hastaliklarin kapisini acan bir maymuncuk anahtari oldugunu evvelce yazmistim. Iste, buradan basliyarak, bu fikre itikat ile bir cok hastaliklari, bilhassa Beyin ve Kalb sektelerini ve Kanserlerin cogunu bertaraf hatta onliyebilirsiniz.
Eski nesillerimizin pazar gunleri Kilisede, dua ederken goruntulerine ne kadar hayranim.. Inanin cok zaman aglamayi umsunmu$umdur.. Mamamin iki elini havaya acip kapali gozlerle dua edisi her hatirlayi$imda itikatimi arttirir, icimdeki bo$luklari doldurur. Etrafimi sanki Kilisemizin mistik atmosferi kapsar..
Son olarak ne Badarakimizin suresini du$urmek, ne de lisanini degi$tirmek taraftariyim.. -Allah sabirli kulunu sever.. -Allah ucamiyan ku$a alcak dallar verir..-
Anlayalim anlamiyalim, dualarimiz, Badaraklarimizin icimizde uyandirdigi o ulvi duygularin verdigi his ve derin duygulari dunku ecdatlarimiz gibi aynen devam ettirelim..
apraham
Not: okuyup tashih etmedim ozur dilerim.
Garo Mirzahanyan, 11 Ocak 2002
Sayin Mr. Gazal ve diger grup uyeleri,
Sorun burda yatiyor zaten. Ffanatikliginiz iyi, hos, guzel de, ben, veya biz birkac Anadolulu daha diyeyim Ingilizcenizi anliyamiyoruz, yani ortak dilimiz yok oluyor. Yani Ermenice’den vaz gectim, ikinci generationdan su birinci generation “bazi kisiler haric” disardan gazel okuyacagina buradaki bir kac degerimize, kiliselerimize, okullarimiza sahip ciksa burdan pacasini kurtaran Turkiye’de asimile olmak istemeyen (ornek kuzenlerim veya tanidiklarim) iskuhi oluyor eva, migir oluyor mishel vs. vs. bir de bedros’un “ross”unu ogullarina isim koyup avunanlar da hay vo.. kenarlari bir kuzenim var Kanada’ya yerlesip 10 sene sonra anasini ziyaret ettiginde dogup buyudugu pangalt’daki evini kucuk ve basik buldu “ben burda mi buyumusum butun evler ustume ustume geliyor gibi” dedi velhasil seyreltik bir cizelti gibi sudaki tuz olsak da suyun tuzu az kalip yok olacak…
konusuyoruz ama nece konusuyoruz derler ya! sorun daha da dagilarak ona buna hikayeler anlatip yap yapin demek kolay Yahudileri biraz ornek alsak diyorum.
Garo Mirzahanyan
Hrant Gulian, 11 Ocak 2002
Parevler,
Ilk once, herkesin Yeni Yilini ve Surp Dznunt’unu kutluyorum. Gazal Bey’i tanidigimi soyleyebilirim. Evet, hepimiz de cocuklarimizi kendi kulturumuz icinde buyutmek uzere cok zorlu bir mucadele veriyoruz, hepimizin bildigi gibi cok kolay bir sey degil. Ancak Bilal Bey de cok gecerli bir noktaya temas ediyor. Mesrob Badriark herkesle anladigi lisanda irtibata gecerek Istanbul Ermenilerinin kiliseye ve cemaate olan ilgilerini canli tutmak icin elinden geleni yapiyor. Belki bu konuda hepimizin de sorumluluk ustlenmesi gerekiyor.
Herkese selamlar.
Hrant Gulian
PAREVNER,
FIRST, SHNORHAVOR NOR DARI YEV SURP TZNUNT TZER POLORIN.
I HAPPEN TO KNOW MR. GAZAL. YES WE ARE TRYING VERY HARD TO KEEP OUR CHILDREN WITHIN OUR CULTURE, AS YOU ALL KNOW IT HAS NOT BEEN EASY. HOWEVER MR. BILAL DOES HAVE A VERY VALID POINT. I THINK MESROP BADRIARK IS DOING HIS UTMOST TO KEEP ISTANBUL ARMENIANS INTEREST WITHIN THE CHURCH AND THE COMMUNITY BY COMMUNICATING WITH THE LANGUAGE THEY DO UNDERSTAND. PERHAPS WE ALL HAVE TO TAKE RESPONSIBILITY ON THIS ISSUE.
REGARDS TO ALL
H.G.
Simon Manoyan, 11 Ocak 2002
Dini kuruluslarimizin yuklendigi gorevler sadece dinle ilgili olmayip, ayni zamanda bulunduklari ortamdan dolayi milletimizin cismani ihtiyaclariyla da ugrasmak zorundadirlar. Yuklerinin agir oldugu asina… bu cabalari takdir edilmelidir. Ben bu yuke bir tane daha eklemegi onerecegim. Halka Ermenice lisan kurslari vermeleri veya on ayak olmalaridir. Okullarimizda neden Ermenice ogretilemedigini arastirmalari ve cozum bulmalaridir.
Bir Anadolu Ermenisi olarak, lisan ogrenme imkanlarimizin hemen hemen hic oldugunu ve neden oldugunu biliyorum. Ama bu nedenler, Istanbuldaki Ermeniler icin gecerli degil. En azindan okullarimiz ve kiliselerimiz var. Bilenler, bilmiyenleri sadece hakir gormekle kalmasinlar, bilmiyenlere lisan ogretmeyi de gorev olarak gorsunler. Kilise dernekleri bu konuyu inceledikten sonra, gonulluler bulup lisan okullarini baslatsinlar. Maddi imkanlar az veya yoksa, yardim kampanyalari baslatilsin.
Bu yazdiklarim sadece sahsima ait oldugunu bildiriyorum.
Saygilarimi hepinize sunuyorum.
Simon Manoyan Ph.D
Chicago,Illinois USA
Murat Bebir, 12 Ocak 2002
ANKET ÜZERİNE (1)
Baslatılan anketle ilgili olarak bu asamada söylenecek bir iki nokta var. Biri anketin konusu , diğeri uygulamasıyla ilgili. Anketin konusuyla ilgili olarak söylenenler cok degisik. Ortalık toz dumandan görünmüyor. Deneme yanılma metodunu önerenler mi arasın, Türklerle Ermenilerden baska bütün milletlerin bütün duaları anladıkların söyleyenler mi ? ( Sanki bütün Katolikler Latince anlıyor, sanki bütün Yahudiler İbranice biliyor, daha pek cok mezhep ya da din de sayılabilir ). Kimisi ise bunu bir milliyetcilik problemi olarak görüp, her türlü degisikligi ihanet olarak görmeye egilimli. Yine de anket uygulaması ile ilgili düsüncelerimi yazmadan önce, iki temel konudaki düsüncelerimi yazayım.
1.- Badarakın Süresi:
Bence, -normal insanın dikkat süresini cok astıgı icin- uzun olmakla birlikte, bu sorunun kilise görevlileri dısındaki insanlara sorulmasının yanlıs. Herhangi bir inanclı kisi istedigi saatte kiliseye gidip, istedigi saatte ayrılabiliyorsa badarkın süresi onu cok fazla ilgilendirmez. Dikkatinin dagıldıgını ya da yoruldugunu hissediyorsa cıkar, gider ve isterse tekrar döner. O halde bu soru görevli Tıbirlere, Sargavarklara ve din adamlarına yöneltilmeli ve karar da onlara bırakılmalıdır. Burada bence tek önemli olan nokta bu normal sürelerin belirtilip ilan edilmesi ve bu sürelere elden geldigince uyulmasıdır. Gecen yıl Avak Hiksaptide Mayr Yegegesiden eve 2.30 da dönünce cocuklar kaza falan gecirdigimizi sanarak telaslanmıslardı. Cünkü ben en gec 1.30 da dönecegimizi söylemistim.
2.- Badarkın ya da kilisenin Dili:
Öncelikle bazı konuları birbirinden ayırmak gerekiyor. Avedaran, Karoz gibi halkın muhakkak anlaması gereken bölümler ve geleneklere uygun olarak sürdürülen belli bir müzikalitesi olan bölümler.
Avedaran kesin olarak asharapar okunmalıdır. Anlamayanlar icin Avedara.nın Türkce okunması gereksizdir. İsteyen son derece iyi cevrileri alıp, İncil.i Türkce okuyabilir. Badriarkaran isterse, İlahiyat Fakültesine 3000 tane Türkce Avedaran hediye eden kurulus, bizim kiliselerimize de 2500-3000 Türkce İncil (Müjde) vermeyi kabul eder. Bu kitaplar kilise sıralarına konur, isteyen Türkce.sini oradan izler.
Karoz eger anlamayanlar cogunluktaysa , bu gün Badriark Hayr.ın uyguladıgı gibi önce Hayeren verilmeli sonra Türkce tekrarlanmalıdır. Anlasılmayan ögüdün, acıklamanın ya da azarlamanın degeri yoktur.
Diger bölümlere gelince, neden Türkce ayin yapan kilise gibi asırılıklara gidildigini anlamakta zorluk cekiyorum. Bu gün ABD ve Kanada.da basarıyla uygulanan bir sistem var. Herkesin önünde Badarakın bastan sona tümünü kapsayan (Avedaran ve Karoz elbette olamaz) kitaplar var. Kitabın bir yanında duanın kraparı, bir yanında asharaparı yazılı, karsı sayfada ise Latin alfabesi ile duanın okunusu ve İngilizce anlamı yer alıyor. Son derece güzel, katılımı sagladıgı icin bence cok yararlı, sadece birkac duanın degil, tüm duaların anlamı yazılı oldugu icin herkesin ögrenmesine fırsat saglayıcı bir sistem. Yani kitabı Türkiye icin düsünürsek, sayfanın bir sütunu krapar dua, ikinci sütunu bu duanın Türkce Latin alfabesi ile okunusu , karsı sayfanın ilk sütununda duanın Ermenice anlamı , ikinci sütununda ise Türkce anlamı yer alır. Ben bu konuyu incelemek icin Toronto.dan sevgili arkadasım Apraham Celiköz.ün yardımı ile bir kitap almıstım. Ne yazık ki üzerinde calısacak zamanım olmadı, bir süre de olamayacak.
Bunun zor bir is oldugunu sanmıyorum, mali yönü elbette tartısılmalıdır, belki pilot bölgeler belirleyip oralardan baslanarak bütün kiliselere belli bir sürede bu kitaplar verilebilir. Bu bence pek cok temel sorunumuzu cözecektir.
Son olarak ben badarakın kısaltılması ya da Türkce yapilmasinin bir yarar saglayacagina inanmiyorum.
Ne katilim aratar ne de baska kiliselere kacis önlenebilir.
Sevgiler.
Berc Sevulyan, 12 Ocak 2002
Acinacak Halim
“Divan,Lraper”den gelen, Kutsal Isim hakkinda Kutsal Incil.de yazilanlari okurken halimin ne icler acisi oldugunu (gormemezlikten) geldim..
Aman Astvadz Hayrik diyorum kendi kendime, saga sola kendimi Hay olarak kasarken, dogdugum ve Ermeni okuluna gitmis oldugum ulkeyi biraktiktan sonra (hic bir mecburiyet altinda olmadan) hayeren konusmayi bardaganutyun da degil, merak,sevgi veya kendi kimligime yakin hissetme ayni zamanda kim olmami kesfetmek (discovery) icin hayeren konusurken, Lraper.in Kutsal Incil hakkindaki turkce yazisini okurken kendi kendime Hristiyanim ama Incilden bile haberim olmadigini Fark ettim…
Kilisede ne lisan konusulmasina,,, cevap olarak Astvadz Hayrig.in bize mesajini herkesin almasi ichin , neden turkce olmasin diye cevap vermistim.
…
Bu acinacak halimin eger kucukken kilisede oturdugum zaman bazi mesajlar turkce olsa idi benim daha mi hayligima kuvvet vermis olacaktim yoksa, (tekrar) tenbellik, ilgisizlik, bos verme, Veya “es Hayem cihasginam ne al garevor ce, Papaz efendin indzi gnunk iradz jamanagi Curov, Astvadzashunci,,, curi cagadis vra ksadz adeni agancis meci katzadz,, hondegen a ugegis tbadz e. deyip nasil olsa ben hah.im, mesajlari anlamasam da olmasidir…..
Sayildiniz…
B.(beco n.y.)
Aleksan Katrancioglu, 12 Ocak 2002
Insanlarimiz arasindaki kopuklugun temel sebebi nufusumuzun hizla azalmasi. Insanlarin hay arkadas cevresi daraliyor. Arkadas insan hayatinda cok onemlidir, insanlar sevdikleri arkadaslari icinde kendilerini rahat hissederler, arkadas gruplariyla hareket ederler. Hangi milletten arkadaslariniz cogunluktaysa onlardan ister istemez etkilenirsiniz ve kimliginizden uzaklasirsiniz. Kiliselerimizde Turkce uygulamasi baslasa ve hatta insanlari birlestirme adina faydali olsa bile ben bunun sadece ufak bir dereceye kadar basarili olacagini dusunuyorum.
Benim bu konuda baska bir onerim var; kiliselerde pazar gunleri 5 dakika cogalma konusunda Turkce olarak insanlara bir seyler anlatilsa… Acaba bu yapilabilir bir sey mi? Sakincalari olur mu? Istenilen sonuca gelecekte etki edilebilir mi? Bunu degerlendirip, fikir bildirirseniz sevinirim.
Bu yasadigimiz cozulmeleri engellemek istesek bile bu hep bir dereceye kadar olur ve bu cozumler uzun vadeli kalici cozumler olmaz dusuncesindeyim. Nufus probleminin cozumu sadece kopukluga faydali olmaz, daha bir cok problemi cozer. Bence bu konuda yogunlasmaliyiz.
Ben diger azinliklarin neler yaptigini takip ettim. Kildani soyundan gelen Hristiyan azinliklar kendi insanlarini, korunmanin dini acidan yanlis olduguna inandirmis. Hepsinin 9-10 cocugu var. Bu insanlarin nufusu 30 yil oncesine gore 50 kat artmis. Eskiden alamadiklari haklarini simdi devlet adamlari onlara zorla veriyor. Inanilmaz bir oy potansiyeli var. Avrupa.daki Hristiyan cemiyetleri de bunlari destekliyor, ama bizden farki, devlete baski yapmadan, sadece buradaki insanlara yardim ediyor. O insanlarin yaslisi genci dini ayinlerini asla kacirmiyorlar. Cok istekliler. Bunu nasil sagladiklarini merak ettim. Bir iki arkadasim var, sohbet ettim onlarla. Bana ailelerinin kucukluklerinde surekli hic aksatmadan kiliseye goturduklerini ve bunun zamanla vazgecilemez bir aliskanlik oldugunu soylediler. Onlara nasil dikkatlerinin dagilmadan ve sikilmadan devam ettiklerini sordum.
Bana anlatan kisinin olaylari bir mantik cercevesinde anlattigini ve neticede olayi kitabin ana fikriyle birlestirdigini, boylece iyilerin neden iyi ve yapilmasi gerektigini tam bir algilamayla anladiklarini (benim anladigim bir hikaye formatinda) soyledi. Bence insanlar ilgilerini ceken rahat algilayabildikleri seyleri takip ederler. Bu insanlar yollarini bulmuslar.
Eger ki biz de dedelerimizin dogup oldugu bu topraklarda yasamaya devam edeceksek, adimlarimizi gelecek icin atmaliyiz, yaptigimiz her faydali is en az 50 yil sonrasina bile etki etmeli. Ben diyorum ki kafamizi nufus problemini cozmeye zorlarsak kesin bir sonuc buluruz. Bu konu artik insanlarin kendi aralarinda birbirlerine dert yanmak icin kullandiklari bir sohbet konusu olmaktan ciksin ve cozumu icin azami gayret gosterilen bir konu olsun. Eger bu konu hakkinda degerli dusuncelerini ve cozum onerilerinizi herkesle paylasirsaniz cok sevinirim.
Icten sevgi ve saygilarimla,
Aleksan Katrancioglu
Ohannik Agopcan, 14 Ocak 2002
Bu konuda geçen hafta kisa cevap yazmistim. yapilan yorumlari göz önüe alarak ne kadar tehlikeli bir yolda oldugumuzu sezip bu iletiyle fikirlerimi daha açik ve ayrintili yazmak istiyorum.
Hayasdanyaytz Yegeghetzi azalari biz hayattaki imanli haylar oldugu gibi bizi terk etmis ve Isa Mesih yolunda bu dünyadan ayrilmis bütün haylarindir da. Bu kalemden, biz hayasdanyaytz Yegeghetzimizde dua ederken ve bilhassa hokehankisdlerde bizden ayrilmis ve “nnçetzyal” yani Hayasdanyaytz yegeghetzimizin bagrinda uyuyan bütün büyuklerimiz ve atalarimizla da haghortutyun içindeyiz. Iste bu haghortututyun yalniz ve yalniz 16 asirdir kullandigimiz ve degistirmedigimiz, bizim en üstün milli varligimiz olan krapar hayerendir. bu krapar hayeren hay kültürünü medeniyet seviyesine getiren , canimizdan daha fazla deger verdigimiz varligimizdir.
Badarak 16 asirdir degismedi (bazi ilaveler oldu) ve lisani da Sidney’den Vanatzor’a kadar ayni, yani kilisenin resmi lisani olan kraparla kaldi. Bu hay milletinin yaptigi en akillica seçenektir. Latin medeniyetindeki hristiyanlar bu konuda yanildilar ve geri de dönemiyorlar; konuyu asagida açacagim.
Krapari bilen artik Vartabedlerden ve bazi üniversite arastirmacilarindan baska pek olacagini sanmiyorum. Bencileyin, kendi imkânlarimla çok temel krapar kural ve cümle disilisini ögrendim ama bu bile bana Badarak’i tam anlami ile anlamama yetti. Pazar günleri Badarak’in bereketini tadanlar bilir; biraz gayret göstererek, orta derece ashkharhapar konusan haylar 6 ay zarfinda krapar badaraki tam anlami ile anlayabilirler zira bu badarak hiç degismeden her pazar tekrarlanir. Degisen güne göre bazi sharagan ve meghetiler ve okunan “Djashu kirk” ve “djashu avedaran”dir ki onlar da ogrenilir. Meselâ, degerini yalniz anlayanlarin takdir edecegi “PARK I PARTZUNS” krapardan baska ne lisanina da tercüme edilse o krapardaki essiz degerinden çok sey kaybeder. Bu PARK I PARTZUNS öyle bir dua ki, kraparla hristiyanlik ruhunun haygagan milli ruhla en üstün noktalara çiktiginin isaretlerini ben içimde hissettim. Bu dua en mutlu günlerimizde oldugu kadar, en hüzûnlü günlerimizde bile , mesela sevdigimiz birinin tabutu mezara girerken bile, bize Isa Mesih’in shanini (Park)ve Onun yalniz bizi kurtarabilecegini en güzel bir dille, atalarimizin da ayni terennûmle söyledikleri dille bizi sonsuzluga baglar. Yalniz PARK I PARETZUNS duasini krapar olarak yani o duanin bütün sadeligini ve Ilahi ve sonsuz degerini degistirmeden anlayarak sôyleyen hay, bugün tanik oldugumuz yabancilasma ve sürüden ayrilma tuzaklarina düsmez inancindayim. Iste apartimanlarda sektlerin tuzagina düsüp hristiyanlik adina hristiyanliga sirt çeviren halkimizin zavalli bazi unsurlari degerlerimizi tatma imkanlarindan mahrum olduklari için Isa Mesih’i terketme bedbahligina düsüyor ve sevgi yerine korku baskisi ile sektlere yem oluyorlar. Bunda maalesef Roma katolik kilisesinin zamanindaki asiri hareketleri ile Protestanlarin devam ettikleri dogru olmayan, yalniz yaziya bagli kalip ruhtan ayrilan tutumlarinin da katkisi maalesef var. Tabii bizim de tembelligimiz ve günahlarimiz bu kardeslerimizin Hayrabedimiz Mesrob’un gösterdigi yoldan ayrilip kurtlara yem olmasina yol açiyor.
Bu bizden ayrilip bizi “Seytanin evlatlari” olarak gôren kardeslerimizi tekrar Isa Mesih yoluna getirmemiz, asla ve asla hayrabedlerimizin bize biraktiklari mirasi teperek olmaz. Badarak’i degil ashkharapar, isterseniz kürtçe veya lazca yapin, 2.5 saat yerine 15 dakika yapin, degil badaraka istiraki çogaltmak, gelenmleri de geri itersiniz. Sorun badarakin krapar ve uzun olmasi degil, sorun bizim yabancilasip kurda kuzuya çanak tutmamiz … Isa Mesih yolu yokush, dikenli, tozlu, göz yashi dolu bir yol oldugunu unutup o yolu globalleshme yolu ile karistirip konforlu, strateji , marketing kokan bir yol olarak görürsek zaman kaybeder, her seyi de berbat edip biz de bizde kalan hristiyanliktan vazgeçeriz.
Roma katolik kilisesi 1960 yillarinda isin marketing ve stratejik taraflarina kaçip badaraki kisaltti ve klasik latinceden yerel dillere geçti… Ne oldu? Roma katolik kilisesi çok zaiyat verdi ve bugün artik tehlikeli ve dönülmez yollara girdi. Evvela geleneklere asiri uyanlar bu kiliseyi terkettiler ve kendi kafalarinda “kilise” icad ettiler. Sonra badaraklarina gelenlerin sayisi hayli azaldi. Buna sebep ne kadar da farmasonlar, dinsizler, sektler de gôsterilse de Roma Katolik kilisesinin haylari kendi kiliselerinden ayirip ucuz müsteri olarak da gördügü misalinden hareket ederek Isa Mesih yolunu terkedip isi diplomatik, stratejik ve merketing yoluna soktugu için bugünki haline düstügü görülüyor. Hristiyanlik için büyük bir kayip çünki bu Roma Katolik kilisesi dünya hristiyanliginin en fazla sayida imanlisini içeren kilise. Iste Roma katolik kilisesinin bu deneymini göz önüne alarak popülist bir akima çanak tutup krapardan vazgeçmek, hele hayereni de kismen birakip hristiyanlik ruhuna ters dillerde dua etmek bizi bitirir….
Özetle,
- Badarak kisaltilmamali,
- Badarak krapar devam etmeli,
- Vaazlar, Avedaranlar ashkharapar olmali ,
- Yerine ve sahislarin ihtiyaçlarina göre badarak disinda halkin anlayacagi dille halka hristiyanlik asilanmali.
Bu da zaten Badriarkaranimiz tarafindan yapiliyor.
Bizi tehdit eden krapar veya badarakin uzunlugu degil. Bizi tehdi eden bizim ilgisizligimiz, tembelligimiz ve her zaman gûnahkarligimizin shuurunda olmayisimiz.
Eger günahkârligimizin suuruna erisemezsek bizi sürüden ayirmak da maalesef protestanlara ve apartimancilara düsecek.
Isa Mesih apartimanci kardeslerimizi, bizden belki istemeden ayrilip baska diyarlarda geçim sikintisindan veya gônül sevdasindan yanip o yabanci yerlerde dermen arayan kardeslerimizi de kurtarsin.
Isa Mesih’in igisi üstûmüzden ksik olmasin, yalniz ve yalniz Onun dedigi olsun.
Ufak bir yorum;
Devasa sharagan “PARK I PARTZUNS” badarak’a ait bir sharagan degildir.
PARK I PARTZUNS hepimizin bildigi daha çok badarak’tan önce yapilan “Jamerkutyun” da , “Nor Asdehgdzyal” la hemen hemen ayni zamanlarda söylenen bir sharagandir.
Kisaca, PARK I PARTZUNS Isa Mesih’in shanina, onun Allah’ligina ûstûn bir estetik içeren derin ve 16 asirlik haygagan ruhla sôylenmis sharaganimiz…
Badarak’ta ise ona bence paralel gene yalniz hayasdanyaytz yegeghetzide bu kadar açikca Isa Mesih’in Allahimiz oldugunu vurgulayan duamiz “SURP ASDVADZ, SURP YEV HZOR, SURP YEV ANMAH, VOR KHACETZAR VASN MER, VOGHORMYA MEZ” …….Isa Mesih’in Allahligini bu kadar açik, bu kadar basit, bu kadar güzel, bu kadar ona bagli hiçbir yerde duyamazsiniz….hele o “VOR KHATCHETZAR VASN MER” veya zamanina göre “VOR HARYARI MERELOTZ” veya “VOR YEGUIR YEV KALOTZ YES” ……diyebilen haylardan baska acaba kimler var?……Biz haylar bunu öyle içten ve öyle “kivirtmadan” yani Isa Mesih’in Allahligini yekten sôyleriz ki, bizim badarakimizi kullanan fakat bizim hayasdanyaytz kilisemizden politik ve ekonomik baskilar sonucu ayrilip Roma’ya baglanan kardeslerimiz bu “VOR KHATCHETZAR VASN MER” i soylemeden atlarlar…..nedenini de tabii çogu bilmeden.
PARK I PARTZUNS’i en etkili olarak ben Nersesyan Tbratz Tas’tan dinlediydim…çünkü bu tbratz tas elemanlari belli ki bu duayi içten inanarak sôylüyorlardi.
Hristiyanlik ve tabii ki ona tam bagli Eçmiadzin ruhunu yücelten sharaganlarin en güzellerinden bence Park i Partzuns….
Yazimda “Park i Partzuns” sharaganinin badarakta söylendigi izlenimini verdim; düzeltir ve bu eksiklikten dolayi özür dilerim.
PARK I PARTZUNS sharaganinin bir gûn badriarkaranimiz tarafindan imanli veya imansiz halka hem hayeren hem de ana dilini unutan kardeslerimize anlayabilecekleri dilden uzun uzun anlatilmasini içten temenni ederim.
Eger bu sharagan hakkinda Lraper forumunda yazi olursa ben de katkimi getirmeye çalisirim.
Sevgiyle,
Ohannik Akopcan
Bedros Erzurumluoglu, 16 Ocak 2002
Ben 22 senedir Almanyada yasarim, buralarda ayda bir badarak olur, bu badaraklarda kiliseler parmakla sayilacak kadar kisi bulunur, bayramdan bayrama kiliseler agzina kadar doludur, halkimiz herzaman yakinir cok uzun sürüyor arte anlamiyoruz. Halkimizin büyük cogunlugu kendi bildigi duasini eder, sonucta inancin dili yoktur illaki kendi icinden dua ediyorsa. Ne yazikki kiliselere giden halkimizin neyi ne kadar bilincli sekilde kavriyor ?. Düsünün bir sinemaya gidiyorsunuz, sizin anlayamadiginiz lisani konusuyorlar, nasil o kisi filmi cözebilsin gayet net ve acik.Ben kilisede tabiiki ermenice ilahilerin okunmasindan yanayim, ama bununla beraber halkimizin bilinclendirilmesi lazim diye düsünüyorum, yeni nesil ne yazikki kiliseden uzaklasiyor gerekce anlamiyoruz. Karozlarin anlasilacagi lisandan, Avedaranlarin asgharapar okunmasi, biraz ermenice bilenler anliyabilsin. Benim görüsüm suki, din adamlarimizin biraz özverili calisma götürmesi, yoksa ilerde acisini cekebiliriz.
Saygilar ….
KRISDOS DZNAW YEW HAYDNEZAW …..
BEDROS ERZURUMLUOGLU
Yorumlar kapatıldı.