YAZARLAR VAKFININ DIYALOG IFTARI
ISTANBUL, 27 Kasim 2001 (“Lraper” Kilise Bulteni) —
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfi Baskani Harun Tokak’in davetiyle ruhani reislerden, yazarlardan, akademisyenlerden, diplomatlardan ve isadamlarindan olusan yuz kisilik bir grup 27 Kasim Sali gunu Lutfi Kirdar Kultur merkezindeki iftar sofrasinda bulustu.
Patrik Mesrob II Hazretlerinin yanisira, iftar sofrasina katilanlar arasinda Rum Patrigi Bartholomeos I Hazretleri, Istanbul Muftusu Tayyar Tas, Suryani Kadim Metropoliti Yusuf Cetin, Hahambasi Vekili Izhak Haleva, Latin Katolik Episkoposu Louis Pelatre, Vatikan temsilcisi Peder Georges Marovitch, Turk Presbiteryen Kilisesi Pastoru Turgay Ucal, Israil, Fransa ve Belcika baskonsoloslari, Prof. Dr. Huseyin Hatemi ve esi Avukat Kezban Hatemi, Prof Dr Niyazi Oktem ve bircok taninmis sima hazir bulundu.
Iftardan sonra on temsilci dinlerarasi diyalog konusunda konusma yapti. Konusmaya davet edilince, Patrik Mesrob Hazretleri bir endisesini dile getirerek soyle dedi: “Son bir kac yildir baslayan bu diyalog iftarlari artik yerlesmeye, hatta bir manada kurumsallasmaya basladi. Ancak dikkat ederseniz bu birlikteliklerde din ve imandan baska her sey konusuluyor. Dinden bahsedildiginde de sosyal yani agir basiyor. Hep dunyadan, cismani seylerden, uluslararasi sorunlardan konu aciliyor. Halbuki, uc semavi dinlere ait olan insanlarin konusacaklari ilk sey din ve imanlarindaki ortak konular olmalidir. Bu guzel olayin ruhani yani yok olmaya yuz tutuyor kaygisi var bende. Bakin, ortak yanimiz cok: dua ve oruc, peygamberlere, kiyamete, ilahi yargiya iman, ahlaki degerler… Bunlarin hepsi gercek ruhani diyalogun temelini teskil etmelidir.”
Patrik Hazretleri ayrica ilave etti: “Amerika ve Avrupa’da dinlerarasi diyalog toplantilarina katilirken, serzeniste bulunarak, bircok medeniyete besik olmus, bir cok kulturun mirascisi olan ulkemizde niye bu gibi diyalog calismalari yok diye biz bize sorardik. Hic kimse inkar edemez ki, Turkiye’deki yerel dinlerarasi diyalog cabalarini Gazeteciler ve Yazarlar Vakfi’nin manevi babasi Fethullah Gulen Hocaefendi baslatmistir. Ne derlerse desinler, onun diyaloga olan katkisini kimse inkar edemez. Cok uzaklarda da olsa ona buradan selamlar olsun, Allah kendisine sifa versin.”
Patrik Hazretleri ayrica bu gibi ortamlarda diyalog ve birliktelikten bahsetmenin nispeten kolay oldugunu, cunku farkli dinlerden olsalar da hemen hemen ayni dusunceye sahip insanlarin bir araya geldiklerini, ancak din adamlarinin kendi cemaatlerine hosgoruyu ve diyalogun yararlarini samimiyetle cidden anlatmalari gerektigini vurguladi. “Liberaller ve muhafazakarlar her din ve mezhepte vardir. Din gorevlileri cesaretle barisi, hosgoruyu ve diyalogu savunmalidirlar. Bazen bu cok zor bir gorev olabilir, hatta bu yuzden kendi halklari tarafindan dislanabilir, hatta taslanabilirler. Ancak mesajlarinin dogrulugu baki kalir, aktardiklari hakikat her halukarda insanlarin duymasi gereken kelamdir. Savaslar ve catismalar oyle hemen durmazlar. Cemaatlerin ruhani, ahlaki egitime de ihtiyaclari vardir. Gercek ruhaniligin oldugu yerde sukunet ve baris vardir. Inanan, kutsal metinlerde okudugu “kilicla kalkan, kilicla oturur” sozunun dogru oldugundan suphe etmez. Ruhani kimligimizi tasimak yerine yasamali, bu gibi diyalog ortamlarinda ruhani ve manevi konulari islemeliyiz” diye konustu.
Vagarsag Seropyan, Sahag Bicakci ve Jerry Hrimyan Ermeni Kilisesi’nden olup da diyalog iftarina katilanlar arasindaydi.
Yorumlar kapatıldı.