Agos’dan Sevan Ataoğlu, Sinema Tarih Buluşması öncesi, Ermenistan Sineması’nı anlatıyor.
Bugün dünya haritasında Ermenistan’ın kapladığı alan, Ermenilerin kültürel-sanatsal geçmişi ile ters orantılıdır. Dans, müzik ve edebiyat alanında saygınlığını dünya çapında kanıtlamış olan Ermeniler, ne yazik ki 7. sanata gereken ilgiyi göstermediler. Başta ekonomik olmak üzere birbirine zincirli zor koşullara direnen Ermenistan’ın sinema karakteri geçmişte kahramanlık öykülerinden günümüzde sosyal, politik ve felsefi tartışmalara yöneldi.
Ermenistan’da sinemanın miladı, SSCB döneminde Nisan 1923 olarak kabul edilir. Maddi imkansızlıklarla kurulan ilk sinema işliklerinin başına, “Ermenilerin Ertuğrul Muhsin’i” olarak tabir edebileceğimiz Hamo Beknazaryan getirilir. İlk uzun metrajlı Ermeni filmi olan Namus (1925) ise Sovyet resmi makamlarının maddi-manevi desteğini garantiler. İlk filmler temalarını antik çağ anlatılarından, Ermeni eposlarından ve Anadolu Ermenileri’nin yakın tarihinden alıyordu. Zangezour, Kaç Nazar, David Beg (1938-1944) gibi bir dizi destansı film Sovyet propaganda mantığının Ermenistan’daki görüntüsüydü. Anayurt (1945) adlı ilk belgesel ülkede dökümanter film geleneğinin başlangıcı sayılır. Bu ilk dönemde Nasreddin Hoca da filme alınmıştır.
Altmışlı yılların sonuna doğru yenilikçi ustaların ‘sanat sanat için’ anlayışına yöneldiğini görüyoruz. Bu döneme damgasını vuran yönetmenlerin piri Sergei Paradjanov, geleneksel halk sanatlarını modernize etme ustalığı ve sinemaya getirdiği yepyeni bir estetik anlayış ile sadece öğrencilerini değil Avrupalı çağdaşlarını da sarstı. Dostu Ardavazd Peleşyan ise montaj masasında kurgu sanatına yeni anlamlar kazandırdı. İnsan-doğa ilişkisini işlediği dramatik belgeselleri sinema okullarında ders olarak okutulmaktadır.
Sovyet rejimiyle bağımsızlık arasına sıkışan, ne yaşlı ne genç sinemacılar ise bir anlamda geçiş neslini oluşturdular. Ruben Sahakiantz, Albert Mıgırdiçyan, Mikael Dovlatyan bu dönemin en çalışkan sinemacıları arasında sayılır.
10 yaşındaki Bağımsız Ermenistan Cumhuriyeti birçok alanı olduğu gibi sinemasını da yeniden şekillendiriyor. Genç sinemacılar video tekniğinin avantajlarından yararlanıyor, az sayıda uzun metrajlı film ise yeni bir estetik arayışın doğum sancılarını çekiyor. Tigran Khazmalyan, Viken Çaldıranyan, Suren Babayan, Edgar Baghdasaryan, Harutyun Haçadryan bu yeni dönemin adı en çok duyulan temsilcileridir. Hala Kafkasya’nın en büyük film platolarına ve yeterli düzeyde teknik altyapıya sahip olan Ermenistan’da sinema, bir anlamda yönetmenini arıyor denebilir.
Ermenistan Sineması hakkında merak ettiklerinizi www.arm-cinema.am adresinden öğrenebilirsiniz.
Yorumlar kapatıldı.