İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ayşe Arman: Nişanyan okur gündeminde

Eski adı Çirkince olan Şirince, Sevan ve Müjde Nişanyan bu köye yerleşene kadar garip, kimsesiz ve ıssız bir harabeydi.

Onlar geldiler ve köye bir sihirli değnek dokunmuş gibi tüm bir hayatı değiştirdiler. Ben de onları tıpkı sizin gibi yazdıkları ‘‘Türkiye’nin En Güzel Küçük Otelleri’’ adlı kitaplarından tanıyorum. Gittim ve yaptıkları küçük oteli gördüm. Seyretmeye doyamadım, saatlerce içinden çıkamadım. Bir sanat eseri yaratmışlar. Üstelik mevcut yapıları restitüsyonla yeniden kazanarak. Yani kaçak bir santimlik bir alan bile yok. Hataları mı ne? Bürokrasinin karanlık koridorlarında kaybolan birkaç belgenin izini ‘‘usülüne göre’’ sürememek. Sevan Nişanyan, bu ihmalinden ötürü şimdi tam bir yılını hapiste geçirecek. Nişanyan da gerçekten çok safmış! Türkiye’ye en güzel küçük otellerden birini kazandıracağına Gökkafes gibi en çirkin büyük otellerden biri için çalışsaydı, açılışına başbakanı bile çağırabilirdi! Antalya, Çeşme, Bodrum, Marmaris, Fethiye’deki beton garabetlerden birini inşa etseydi, devlet katında takdir görürdü. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin, Sevan Nişanyan yaptığı bu küçücük ‘‘yasa dışı’’ işle bir yıl hapis cezası alıyorsa, Gökkafes’in banileri kaç yıl ceza almalı? (Kazım Ç.)

ALLAH DÜŞÜRMESİN

Güzel memleketimizde kanunlara karşı gelme hakkı yalnızca partililer, bürokratlar ve onlara rüşvet veren tosunlarına aittir. Bunların dışındakileri Yüce Adaletimiz affetmez. Hele memleketi biraz olsun adam etmek istemiş, iyi niyetle çalışmışlarsa hiç affetmeyiz! Ha, bir de Müslüman değillerse hepten yanarlar. Olay bundan ibarettir. Nişanyan’ı mahkum eden hakimle karşılaşmak isterdim. Engin Civan’ı serbest bırakıp kaçmasını sağlayan hakimle de! Ne yazık ki bu ülkede herkes hesap verirken, kimse yargıdan
hesap soramıyor. Bu memlekette en düzeltilmesi gereken oysa yargı. Allah düşürmesin diye boşuna dememişler. (Işık G.)

ERMENİ DİYE Mİ

‘‘Küçük Oteller’’ kitabının yazarı Sevan B. Nişanyan’ın tutuklanıp cezaevine gönderildiğini gazetenizden üzülerek öğrendim. Üzülerek diyorum çünkü dava mevzuu olduğunu sandığım evleri bu yaz Şirince’ye giderek yerinde gördüm. Memleketimizde bunca katil, hırsız, dolandırıcı elini kolunu sallayarak dolaşırken ve yakalananlar af kanunuyla salıverilirken neden Nişanyan’ın alelacele tutuklanarak cezaevine sokulduğunu hiç anlamıyorum. Beni rahatsız eden bir başka şey de Sevan Nişanyan’ın ‘‘Ermeni’’ asıllı olduğunun ısrar belirtilmesi. Üzeyir Garih’in katilinin Kürt, Gürcü veya Laz olduğu hatıra gelmezken neden Nişanyan’ın Ermeni asıllı olduğu vurgulanıyor?
(A. Berkok)

İÇİM SIZLADI

Yazınızı dehşetle okudum. Nişanyanlar’la ilgili hapis cezası verileceğini daha önce gazetelerden okumuştum ama hiç mi hiç inanmamıştım. Böyle bir rezalet, böyle bir saçmalık olamaz. Nişanyanlar’ın Şirince’deki evleri Cumbalı Ev’de Hamamlı Ev’de ve Kerevetli Ev’de arkadaşlarımızla birlikte iki defa kalma mutluluğu yaşadık. Böyle güzellikleri daha önce hiç görmemiştim, bundan sonra da göreceğimi zannetmiyorum. İçim sızladı. Keşke yapabileceğimiz bir şey olsa. (Melek N.)

TEPKİ VERELİM

Tepki vermek, haksızlıklara dur demek, size de bize de yakışıyor! Siz gazetecisiniz ve okunan bir köşeniz var. Nişanyanlar’ın kim olduklarını ve memlekete nasıl bir yardım içinde bulunduklarını bilen bilmeyen herkese anlatmak adına bu aile hakkında daha detaylı bilgi verebilirsiniz. Yaptıkları işlerin yasal olmayan hiçbir yönü olmadığını bunun sadece hukukumuzun ‘‘Dostlar alışverişte görsün’’ mantığıyla gücünün yetebildiğine saldırısı olduğunu anlatmalısınız. Lütfen, bu haksızlığa engel olalım. (Canan F.)

İNANILACAK GİBİ DEĞİL

Bu adam yurt dışında okuyor, aydın, bilgili, becerikli, geliyor Anadolu’nun bir köyünde bizim gibi paralı şehir biçarelerini başka diyarlara sürükleyecek bir dünya yaratıyor. Yakında Şirince’ye gidip sevdalı olanlardandım da! Sonra da hapse tıkılıyor. İnanılacak gibi değil. (Selen)

HAYDİ SİVİL ÖRGÜTLER

Senelerce ismi gibi şirin olan o güzel köyümüze, Fransız, Belçikalı turistleri götürdüm, gezdirdim. Gözleme, şarap akşamları, kuzu çevirme ve tipik köy evlerinden o tombul tombul teyzelerin oyalarla işlediği ev işlerinden turistlere aldırdım. Kısacası Şirince çok iyi bildiğim bir köyümüz. Benim anlamadığım nokta ise neden bu köyü onaran insanlara böyle davranılıyor? Ve arkalarında kimse yok. Şirinceliler yürümüyor, protesto etmiyor. Hadi onları bırakalım. Neden bir turizm örgütü bunlara destek çıkmıyor? Turob,
Türsab, Rehberler Odası veya çevreciler. Bunlar gibi bir çok sivil örgütler neden bu insanların arkalarında değiller? Bu dernek başkanlarıyla görüşseniz ve düşüncelerini bir öğrenseniz. Belki de pek çoğu ona destek çıkacak ve Nişanyan özgür kalacak.
(Nurhayat B.)

GÜNDEMDE TUTUN

Yazınızı okuyunca hemen bilgisayarımın başına geçip, çok şükür birileri bu konuyu alıp nihayet köşesine taşımış diye buruk bir sevinç yaşadım. Ben de sizin gibi o insanlar sayesinde Sabrina’s House gibi yerleri görme fırsatı buldum. Hatta biz, iki aile, iki sene önce ‘‘rastgele tatil’’imizin başlangıcında onlarla tanışıp konukları da olduk. Yetmedi tatilimiz biterken dönüşte tekrar uğradık Nişanyanlara. Ama sizin gibi şanslı değiliz. Çünkü öfkemizi kusabileceğimiz bir köşemiz yok. Sizden ricamız lütfen bu konuyu gündemde tutabileceğiniz kadar tutun. (Kemal B.)

Yorumlar kapatıldı.