İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sabah: Bürokrasi Çarkı Ona `Sit´ dedi

Seyhan Sevinç – SHA

İzmir Selçuk’a bağlı Şirince. Eski adı ise ‘Çirkince…’ Çok daha eski zamanlarda, bir Rum köyüydü. Efes’in yanıbaşında kurulu, üzüm bağlarıyla ünlü küçük bir kent… Ancak adını birkaç yıl öncesine kadar ne duyan vardı, ne de bilen…

Bedros Sevan Nişanyan ise, Amerika’da Yale Üniversitesi’nde felsefe eğitimi gördükten sonra Türkiye’ye dönüp ‘iyi bir şeyler’ yapmaya karar veren bir insan, deyim yerinde ise ‘gönül adamı…’ Bugüne kadar yazdığı 12 kitap var; bunlardan biri yani ‘Türkiye’nin En İyi Küçük Otelleri’ ise hemen hemen herkesin elinde adeta bir rehber.

Kaderleri Kesişti…

Şirince ve Nişanyan’ın kaderinin kesişmesi ise, 3 küçük çocuk sayesinde oluyor. Yedi, dört ve bir yaşındaki çocuklarının İstanbul’un keşmekeşinden uzakta yetişmesini isteyen Bedros Sevan Nişanyan, eşi Müjde’yle birlikte Şirince’nin yolunu tutuyor; hayatının geri kalanını geçirmek için.

Ve görüyor ki, Şirince 15 yıldır Kentsel SİT Alanı içinde. Çünkü, 1987’de yürürlüğe giren koruma amaçlı imar planı 1997 yılında iptal edilmiş. O gün bugündür imar planı yapılmıyor. Köydeki her tür inşaat ve tamirat yasak… Hani derler ya, “Çivi bile çakamazsın” diye, bu söz Şirince için birebir.

Fakat, Şirince’yi, önce Türkiye’ye, sonra tüm dünyaya tanıtmaya karar veren Nişanyan, bu yasal boşluk karşısında pes etmiyor. Hemen harekete geçiyor ve yıkılmaya yüz tutmuş eski bir Rum evini restore etmek için Koruma Kurulu’ndan izin istiyor. Bir, üç, beş, belki de daha fazla başvuru yapıyor. Olumlu ya da olumsuz tek bir cevap bile alamıyor.

O da, ‘delilik kanunu’ olarak nitelediği 2863 Sayılı Kanunu bir kenara bırakıp, başlıyor çalışmaya. Ve ortaya Nişanyan Evleri çıkıyor. Beyaz badanalı, ahşap çerçeveli, sadece 5 odalı minik bir otel ve 3 küçük ev… Kent hayatına kısa bir mola vermek isteyenler için ‘şirin’ bir mekan…

Ünü Sınırlarını Aştı

Bu küçük “tesis”, dev rakiplerini kısa sürede geçiyor ve ünü önce il, sonra ülke sınırlarını aşıyor. Eşiğinden bir kez adım atanlar, ne uyudukları atlas yorganlı pirinç karyolaları, ne sabahları duydukları horoz seslerini, ne kahvaltıda yedikleri taze yumurtaları, ne akşam yemeğinde yudumladıkları yerel şarapları, ne havlulara sinmiş lavanta kokusunu ne de evsahiplerinin sıcaklığını unutabiliyor.

Öyle ki, teşekkür ve övgü mesajları yağıyor Nişanyanlar’a. Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca… Hal böyle olunca, Bedros Sevan Nişanyan’ın başvurularını duymayan, görmeyen bürokrasi çarklarını işletmeye başlıyor ‘ceza verme’ amacıyla.

Hakkında 5 Dava Açıldı

Hakkında 5 ayrı dava açılıyor Bedros Sevan Nişanyan’ın. Hepsindeki suçlama aynı: SİT Alanına inşaat yapmak… Ardından birbiri ardına yıkım kararları çıkıyor. Fkat, Nişanyan’a halk da, yerel yöneticiler de destek veriyor.

Evlerinin yıkımı önce İzmir Valisi Alaatin Yüksel’in, sonra Kültür Bakanı İstemihan Talay’ın müdahalesiyle duruyor. Şirinceliler de boş durmuyorlar bu sırada. Toplam 428 seçmenli köyde 415 kişi, haksız yıkım kararlarının derhal durdurulması, İmar Planı sorununun en kısa zamanda çözülmesini, çözülmezse köyün Kentsel SİT statüsünden çıkarılması için basıyor imzayı.

Ödülü Cezaevi Oldu

Yine Nişanyan’ın öncülüğünde bir dernek kurmak için de harekete geçiyor halk. Bütün bunlar olup biterken, Bedros Sevan Nişanyan, basit bir işlem için İlçe Jandarma Karakolu’na gidiyor. Orada, bir bakıyorlar Nişanyan hakkında tutuklama kararı var.

Çünkü, 5 davasının birinden aldığı 2 yıllık ceza Yargıtay tarafından onaylanmış, o iade-i muhakeme, yani yeniden yargılama beklerken, sessiz sedasız kesinleşmiş. Ve, çaresiz cezaevinin yolunu tutuyor Bedros Sevan Nişanyan. Şimdi demirparmaklıkların ardında. Bürokrasi, “Sen misin turizm elçiliğine soyunan, sen misin evleri onaran, sen misin bana karşı çıkan?” dercesine bir bedel ödetiyor ona…

Hukuk Savaşı Başlatacağım

Sevan Bedros Nişanyan’ın eşi Müjde Nişanyan tutuklama kararının kendilerini şoke ettiğini belirterek başlıyor sözlerine. Eşinin suçsuz olduğunu mutlaka kanıtlayacağını belirterek, “Hukuk savaşını sonuna kadar sürdüreceğim. Şu an mağduriyetimiz çok büyük, biz bunu hak etmedik” diyor ve şöyle devam ediyor: “Biz buranın aslına uygun bir şekilde korunarak tanıtılması için çaba gösterdik. Fakat tartışmalı bir konu yüzünden eşim iki yıl hapse mahkum edildi. Ancak var olan haritalarda bizim evimizin bulunduğu bölge SİT alanı dışındaydı. Bu hala tartışmalı bir konu… Eşim bu evin bir duvarını onardığı ve ek olarak bir oda yaptırdığı için suçlu bulunarak mahkum edildi.”

Yorumlar kapatıldı.