Bir zamanların Ermeni asıllı unutulmaz futbolcusu Vefalı Tenekeci Garbis’in torunları, beton sahalarda futbol hünerlerini sergiliyor; büyük takımlara göz kırpıyorlar
Pek çok ülkede sözde Ermeni soykırımı tartışmalarının yapıldığı şu günlerde İstanbul’da yaşayan Ermeniler futbolla yatıp futbolla kalkıyor. Ermeni azınlığın “Dadyan Kupası’nı almak için ter döktüğü sahada ne Fransız Parlementosu’nun, ne de İtalyan Meclisi’nin esamesi okunuyor.
Ararat, Hoyamoğez, Arax, Sason gibi 12 Ermeni takımın yer aldığı Dadyan Futbol Turnuvası’nda ter döken 90’a yakın futbolcunun tek hedefi kupayı havaya kaldırmak.
Birbirinden çekişmeli maçların oynandığı turnuvaya olan ilgi ise azımsanmayacak oranda. Öyle ki, bir haftada 2 bine yakın Ermeni maçları seyretmek için tribünlerdeki yerlerini aldı.
Bakırköy’deki Dadyan Ortaokulu sahasında yapılan turnuvada bir zamanların unutulmaz Ermeni futbolcuları Vefalı Tenekeci Garbis ve Bolusporlu Minas’ın torunları hünerlerini beton sahalarda sergiliyorlar. Rum azınlık Lefter’i, Türkiye’de yaşayan Museviler Revivo’yu örnek alırken Ermeni azınlık ise Tenekeci Garbis ve Bombacı Minas’ın yolundan gidiyor. Yeto, Anto, Aret gibi Ermeni gençleri Garbis ve Minas gibi sahaların tozunu atmayı hedefliyor.
‘RAPAJIÇ’E HAYRANIM’
Ermeni futbolcularla günlerdir merakla beklenen Sasonspor ile Espanyol arasındaki çeyrek final maçı öncesinde konuşuyoruz. Dadyan Futbol Turnuvası’nda çeyrek finale kalan “We Are The Best” adlı takımın golcüsü Nuran Tömsü’nün yanına gidiyoruz. Tömsü “hasta Fenerli”.
24 yaşındaki Tömsü, sıkı bir Rapajç hayranı; “Kuyumcu olmasaydım mutlaka futbolcu olurdum. Hem de Rapajç gibi. Adamın sol ayağına bitiyorum abi! Topa vururken sanat yapıyor. Babam, ‘Oğlum doğru düzgün mesleğin olsun, topçuluk karın doyurmaz’ dedi, beni de 13 yaşında kuyumcu ustasının yanına çırak olarak verdi. Sonuçta iyi bir kuyumcu ustası oldum ama Fenerbahçe’nin maçlarına gittiğimde hâlâ içim sızlıyor.”
ŞİDDET EKSİK OLMUYOR
Nihayet maç başlıyor. Seyirciler heyecanlı. Görenler Fenerbahçe’yle Galatasaray oynuyor sanır. Formalar terden ıslandıkça sinirler de gerilmeye başlıyor. Sonuçta sahalarımızda görmek istemediğimiz olaylar bu karşılaşmada da yaşanıyor. Espanyol’un hırçın futbolcusu Murat, bir taç pozisyonunda hakeme itiraz ettiği için çift sarı karttan kırmızı kartı görüyor. Ancak bu karara isyan eden gümüşçü Murat sinirlerine hakim olamayıp hakemi dövüyor. Olaya saha komiserleri el koyuyor ve Murat saha dışına alınıyor.
‘TÜRK VATANDAŞIYIZ’
Tüm olumsuzluklara rağmen mutluluk verici olaylar da oluyor. Orta sahanın beyni Anto Ulutaş’ın sözleri gibi. Ermeni Olimpiyatları’nda Türkiye’yi temsil eden kuyumcu Ulutaş, “Hıristiyanlığın kabul edilişinin 1700. yılında Ermenistan’da ‘Dünya Ermeni Olimpiyatları’ düzenlendi. Türk Ermenileri’ni temsilen Ermenistan’a giden futbol takımında yer aldım. Türk bayrağı ile terimizin son damlasına kadar sahada savaştık. Formamızda Türk bayrağı vardı. Bizler Ermeni asıllı olsak da Türk vatandaşıyız. Türkiye’de yaşamaktan gurur duyuyoruz” diyor.
ZEMİN DE, FUTBOL DA SERT
Ermeni futbolcular beton sahalarda maç yapıyorlar. Garbis’in torunları her hafta yaklaşık 2000 futbolsevere sert zeminde sert futbollarını sergiliyor. Bakırköy’deki bir okul sahasında yapılan maçlar kavgasız bitmiyor, hakemler dayak yiyebiliyor. Ancak buna rağmen ne tribündekiler ne de sahadakiler futbol tutkusundan vazgeçiyor.
Ermeniler’in futbol sözlüğü
Ararat: Ararat Ermenice’de Ağrı Dağı anlamına geliyor. Futbolcuların büyük bir bölümü Doğu Anadolu’dan göç edenlerden kurulu. Forma giyenlerin neredeyse tamamı kuyumcu çırağı. Bu nedenle turnuvanın en genç ekibi.
Arax: 1900’lü yılların başında kurulan ilk Ermeni futbol takımı. Yeni nesil Ermeniler ilk takımlarının ismini yaşatmak için bu ismi seçti. Futbolcuların tamamı kuyumcu.
Hoyamoğez: Ermenice’de dinazorlar anlamına geliyor. Takımın yaş ortalaması 40’ların üstünde olduğu için kendilerine bu ismi aldılar. Futbolcuların tamamı Kapalıçarşı’da kuyumculuk yapıyor.
Sasonspor: Ermeniler’in yoğun olarak yaşadığı Batman’daki bir ilçenin adı. Takımı Sason’dan İstanbul’a göç edenler oluşturuyor. Sasonspor’da forma giyenlerin hepsi gümüşçülük yapıyor.
Scorpions: Akrepler demek. Yırtıcı ve rakibi öldürücü bir takım imajı vermek için bu isim seçildi. Takım kuyumculardan oluşuyor.
Melissa: Takım futbolcularının çalıştığı kuyumcu firmasının ismi.
Doğu Gençlik: Sasonlu Ermeniler’in kurduğu bir diğer takım. Oyuncular kuyumculuk yapıyor.
Espanyol: İspanyol futboluna hayran olan Ermeniler’in takımı.
Tsunami: Depremi unutturmamak için gençlerin takımlarına verdiği isim.
TENEKECİ GARBİS EFSANEYDİ
Garbis İstanbulluoğlu 1927 yılında Kadırga’da doğdu. Babası tenekecilik yaptığı için arkadaşları tarafından Tenekeci Garbis lakabıyla anıldı. Futbola bir zamanların fırtına takımı Vefaspor Kulübü’nde başlayan Tenekeci Garbis, uzun yıllar bu kulübün formasını giydi. Vefa’dan sonra kısa bir dönem Taksimspor forması da giyen Tenekeci Garbis, jübilesinden sonra Taksimspor ve Şişlispor’un antrenörlüğünü yaptı. Türk Milli Takım formasını giyen Tenekeci Garbis, 1953 yılında Zürih’de oynanan İsviçre-Türkiye maçında iki gol atarak Türkiye’nin galip gelmesini sağladı.
ERMENİLER’İN LEFTER’İ
Küçük Fikret, Şükrü, Tahta Bacak İsmet, Arap İhsan, Leyla Basri, Beton Mustafa, Rober, Canavar Müjdat, Tarzan Mehmet gibi unutulmaz futbolcularla mili takım formasını giyen Garbis 1994 yılında akciğer kanserine yenik düştü. Garbis, oynadığı futboluyla Ermeniler’in Lefter’i olurken, efsanesi Ermeni gençler tarafından yaşatılıyor.
Yorumlar kapatıldı.