ABD Alabama’da, 30 Ağustos 2001 gününün ‘Kurtuluştan Bağımsızlık ve Egemenliğe Türk Trajedisi’ni anma günü ilan edilmesi konusunda yazan Aktan “Alabama’nın anma bildirisinin tüm Osmanlı sivil nüfus ölümlerini bir trajedi olarak nitelemesi, Ermeni olaylarını gerçek tarihi çerçevesine oturtması açısından çok önemli” diyor. Yazının tamamı şöyle…
Türkiye’nin yüklü kamuoyu gündemi, basına yansısa bile, bazı önemli ve olumlu gelişmeleri hakkıyla değerlendirmemize imkân vermiyor.
Reyan Aybay öncülüğünde Alabama’da yaşayan Amerikan Türklerinin girişimi sonucu, Vali Don Siegelman bir bildiriyle 30 Ağustos 2001 gününü ‘Kurtuluştan Bağımsızlık ve Egemenliğe Türk Trajedisi’ni anma günü ilan etti.
Bildirinin içeriği Alabama valisinin Türklere ve Türkiye’ye bir iyi niyet jestinin ötesine gidiyor. Birkaç satırda Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışının nasıl büyük bir insani trajediye yol açtığını ortaya koyuyor. Böylece ilk kez bir yabancı ülke sorumlusunun kaleminden 1912-1922 yılları arasında, yani Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasında kaybolan sivil hayatın trajedi boyutlarına ulaştığı kabul ediliyor.
İlginç olan, bizim bu dönemi trajik olarak nitelendirmememiz. Koca bir imparatorluğu ve bu arada Balkanlar’la Kafkaslar’daki yurdumuzun parçalarını kaybettik. Anadolu’yu kurtarmış ve yok olmaktan kurtulmuş olmanın verdiği sevinçle geçmişi unutmayı tercih ettik. Kayıplarımız korkunçtu. Ama onlar için yas tutmadık. Geçmişi geçmişte bıraktık. Çocuklarımıza geçmişe saplanmasınlar diye tarihi bile doğru dürüst öğretmedik. Geleceğe döndük.
Ama işte biz unutsak dahi başkaları kendi acılarını unutmuyor. Ermeniler 1965 yılından bu yana 1915-16 olaylarının Osmanlılar tarafından yapılan bir soykırım olduğunu iddia ediyorlar. Tarihi bağlamından soyutlanarak önümüze konan bu olayların soykırım olmadığını kanıtlamak için çırpınıyoruz. Ermenilerin ortaya attığı istatistiklerin abartılı olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. İmparatorluğun çöküşünün yarattığı mahşerde kendi başımıza gelenleri tam bilmediğimizden kimseyi ikna edemiyoruz. Ne yapsak nafile. McCarthy’nin dediği gibi ‘Bir taraf ölülerini sayarken diğer tarafın kendi ölülerinden bihaber olması’ olaylara soykırım görüntüsü veriyor. Bazı ülke parlamentolarının olaylara bu tek boyuttan bakması, biz yaşayan Türklerden çok, mahvolan Türkler açısından büyük bir adaletsizlik oluşturuyor. Bizim acısına dayanamayarak unutmayı yeğlediğimiz ölülerimizi, onlar sanki insandan saymıyorlar.
Alabama’nın anma bildirisinin tüm Osmanlı sivil nüfus ölümlerini bir trajedi olarak nitelemesi, Ermeni olaylarını gerçek tarihi çerçevesine oturtması açısından çok önemli. Bildiri, sivil ölümlerin nedenini bir imparatorluğun çöküşü sırasında vuku bulan iç çatışmalara, tehcirlere, hastalık ve kıtlıklara bağlıyor. Etnik ya da dini grup ayrımı yapmıyor. Türklerin kültürel ve coğrafi mirasını paylaştıkları birçok etnik grupla barış içinde yaşadığı uzun bir tarihe sahip olduğunu vurguluyor. Alabama halkının, etnik çatışma ve savaşlar nedeniyle sivil ölümler yine vukubulmasın diye, sivil trajedilerin açıkça ve sürekli kınanması için 30 Ağustos gününü anmayı kararlaştırdığını belirtiyor.
Ama en önemlisi, günün isminden de anlaşılacağı gibi, olayların ‘Türk Trajedisi’ olarak tanımlanması. Doğru, 1912-1922 arasında, dini ve milleti ne olursa olsun çok sayıda sivil öldü. Ama insan ve toprak olarak en büyük kayıpları Türkler verdi. Bu nedenle bu trajedi her şeyden önce bizim trajedimiz. Vali Siegelman’a, bizim bu acı gerçeğimizi bize hatırlattığı için teşekkür borçluyuz. Ve bunu o’nun duyacağı şekilde ifade etmeliyiz.
23 Temmuz günü Ankara’daki Britanya Büyükelçiliği’nin basın bildirisinden sonra, Alabama valisinin anma günü bildirisi de Ermeni iddialarının artık eskisi gibi meydanı boş bulamayacağını gösteriyor.
İncil, “Gerçeği bilmek özgürleştirir” diyor. Gerçeği herkes bilip kabul etmeli!
Yorumlar kapatıldı.