Topu topu iki karış uzunluğunda, kaval benzeri bir çalgı. Ses hacmi, günümüz enstrümanlarının yanında çok zayıf: 1 oktav sadece. Etnomüzikologlar, belki de dünyanın en ilkel enstrümanı , diyor onun için. Bin, hatta bin beş yüz yaşında olduğu sanılıyor. Anayurdu Doğu Anadolu.
Azeriler dut ağacından yapıyor ve ‘balaban’ diyor adına. Dağıstanlılar’ın ‘yastı balaban’ı kızılcık ağacından. Biz ‘mey’ adını vermişiz. Ceviz dalından yapıyoruz. Bu primitif çalgıyı ulusal enstrüman kabul eden, içine sihir üfleyen Ermeniler’e gelince…
Ermeniler ‘kayısı çubuğu’ anlamına gelen ‘duduk’u yüzyıllardır aynı teknikle yapıyor. Çalgının dışında özenle seçtikleri çubuğu kullanıyorlar. Ağızlığına ise Araks Nehri’nden kestikleri kamışı ham haliyle yerleştiriyorlar. Ve öyle çalıyorlar ki, dinlerken insanın ruhu titriyor.
Bugün Ermenistan’da olduğu gibi dünyada da ‘duduk’un tartışmasız en önemli virtüözü Civan Gasparyan . Gasparyan, Peter Gabriel’in teşvikiyle yeşeren ‘World Music’ dünyasında, son yıllarda adından en çok söz edilen etnik müzikçiler arasında. Avrupa ve Amerika’da her yıl birçok konser veriyor. Yıllar önce kaydettiği albümlerin yeniden yayımlanması bile olay oluyor. (1970’lerde kaydettiği ‘I Will Never Be Sad Again in this World’ geçen yıl İngiltere’de tekrar yayımlandı ve listelere girdi.)
Yorumlar kapatıldı.