“Ağaç meyvesinden tanınır” diye güzel bir atasözümüz vardır.
Bir toplumun kalitesi onu oluşturan insanların eğitim seviyesi ile doğru orantılıdır.
İyi eğitilmiş insanları sayesinde toplumlar çağdaşlaşma fırsatını yakalarlar. Özellikle 21.yüzyıla girdiğimiz ve bilgi çağı olarak adlandırılan bu çağda bilgisayar teknolojisi desteği ile doğru bilgiye en kısa sürede ulaşan insanlar ve kuruluşlar başarıyı elde etmektedirler.
Bu sebeple modern, çağdaş bir toplum olabilmenin yolu kaliteli eğitimden geçmektedir.
Geçen haftaki yazımızda kredi kartlarının günlük yaşantımızdaki kaçınılmaz yeri hakkında görüşümüzü aktarmıştık.
Bu hafta ise, “kredi kartı denen plastik ödeme araçlarından yararlanarak cemaatimize ait okulların açıklarını nasıl kapatabiliriz?”sorusuna cevap aramak ve bunu kamuoyunda tartışmaya açmak istiyoruz.
Bugüne kadar eğitim giderlerimiz, çeşitli vesilelerle yapılan bağışlardan, eğitime tahsis edilmiş fonlardan karşılanmaktadır. Dar bir çerçeve içerisinde kalan bu kaynak temini yöntemi, artık okullarımızın bütçelerini dengelemeye yetmemektedir. İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz ve yüksek enflasyon nedeniyle çığ gibi büyüyen eğitim giderleri cemaate finansman sağlayan kesimi oldukça zorlamaktadır.
Bu sebeple, cemaatimizin diğer üyelerine de ulaşarak eğitim giderlerine katılımı yaygınlaştırabilirsek yani tabana yayarsak ve bunu da sürekli hale getirebilirsek okullarımızı, kendi eğitim seviyelerini yükseltme projeleri için gerekli olan finansmana kavuşturabileceğimizi düşünüyoruz.
Bu kadar dağınık bir coğrafyada, herkese ulaşabilmek için Patrikhanemizin,öncelikle yurtiçinde bulunan cemaat mensuplarına ait nüfus bilgilerini derleyip güncellemesi ve demografik yapımızı tespit etmesi gerekmektedir. Zahmet ve disiplin gerektiren bu çalışma için Patrikhanemiz en uygun makamdır.Çünkü, kendi cemaatinin sayısı ve özellikleri eğitim durumu hakkında bilgi sahibi olma isteği ruhani önderimizin en tabii hakkıdır. Ayrıca patriğimizin, eğitim ve kültür seviyemizi iyileştirme çalışmalarında bulunması da görev sınırları içerisinde olduğunu unutmamak gerekir.
Gerçek şudur ki, birçok cemaat mensubu, kendilerine yardım talebi geldiği zaman onu severek karşılamakta fakat kendiliğinden bağışta bulunmamaktadır.
Bu durumda olan insanların, eğitim giderlerimize abonman yolu ile katkıda bulunmaları (mesela aylık 5-10 dolar gibi) hususunda görüşleri alınabilir. Bağış talebi teklifine olumlu yaklaşan ve yardımlarını esirgemek istemeyenler, bütçelerinin elverdiği ölçüde her ay kolayca bağışlarını yapabililer.Bu şekilde tabanı genişletmek suretiyle eğitimin finansmanı için gereken kaynak süreklilik kazanabilir.
Artık günümüzde herkesin gerek kredi kartı ödemeleri,gerekse otomatik virman talimatlı elektrik,su,telefon faturaları,kira,dergi abone bedeli gibi ödemeleri nedeniyle bankalarda hesabı bulunmaktadır.
Her ay düzenli olarak bağışta bulunmak isteyenler, belirleyecekleri bir miktarı, kredi kartlarının bağlı olduğu hesaptan her ay alınması hususunda bankalarına talimat verebilirler.
Üzerinde durmamız gereken konulardan birincisi nüfus bilgilerini derlemek ise ikinci önemli konu da yardımı toplayacak makam üzerinde mutabakata varılmasıdır.
Cemaatimizde, bu şekilde toplacak bağışların okullara dengeli bir şekilde dağıtımını üstlenebilecek,hangi okula ne miktarda tahsisatta bulunulması gerektiği konusunda yetkili ve ilgili okullararası bir kuruluş olmadığından dolayı eğitim yardımlarının toplanacağı ve bunların ihtiyaç sahiplerine dağıtma görevini üstlenecek güvenilir makam Patrikhanemiz olabilir kanaatindeyiz. Muhakkak ki Patrik Hazretleri bu işin yönetimini sivil bir komisyona tevdi edecektir.
Fikirlerin kamuoyunda olgunlaşmasından sonra ayrıntılara girilebilir.
Yorumlar kapatıldı.